GAEL CLICHY TIVIBU SPOR’A KONUŞTU
Arsenal, Manchester City ve Başakşehir’de forma giyen Gael Clichy Tivibu Spor ekranlarında Çiğdem Günal’ın sorularını yanıtladı. İkilinin röportajının ayrıntıları şu şekilde.
S: Kariyerinle başlayalım. Başarılarla dolu bir futbol kariyerini geride bırakıyorsun. Bugünlerde neler yapıyorsun?
C: Henüz kariyerim bitmedi, kendime birkaç hafta verdim. Kafamda bir şeyler var. Son 3 yıldır antrenör olmak için eğitimlerimi alıyorum, bir sonraki projemi düşünüyorum. İyi bir fırsat çıkarsa 1 yıl daha oynayabilirim. Eğer olmazsa da kariyerimi bitirip antrenörlüğe başlarım. 21 yıl, her 3 günde bir maç yaptıktan sonra Arsenal, City ve Başakşehir’le Avrupa’da da oynadım. Eğer futbolu bırakırsam dinlenmek için zamanım da olabilir. Yenilenebilirim, sonrasında antrenörlüğe başlayabilirim çünkü futbol benim hayatım.
S: Belki sizi gelecekte Süper Lig’de teknik direktör olarak görürüz. Ne dersiniz?
C: Hayır diyemem. Burada 3 yıl oynadım. Şanslıyım çünkü gittiğim her yerde başarılı oldum. Arsenal, City ve Başakşehir’de kupa kazandım. Türkiye’de iyi hatırlanacağımı düşünüyorum. Eğer yeterince iyiysem ve biri bana şans vermeye karar verirse bunu değerlendiririm. Çünkü başarabileceğimi düşünüyorum.
S: Biraz da Başakşehir kariyerini konuşalım. 3 sezon Başakşehir’de oynadın. Süper Lig şampiyonluğu yaşadın. Bu kupa senin için ne anlam ifade ediyor?
C: Benim için çok anlamı var. Türkiye Ligi, Premier Lig’den daha zor bir lig değil ama bu kupa benim adımı tarihe yazdı. Çünkü Başakşehir tarihindeki ilk şampiyonluktu. Başakşehir, 60 yılda Süper Lig’i kazanan 5. takım oldu. Büyük bir başarıydı. Kariyerimde daha çok sorumluluk aldığım, Abdullah ve Okan hocayla yakın ilişkilerim olduğu bir dönemdi. Hiç kazanmamış bir takım için kazanmak büyük bir şeydi. Benim hedefim de buydu.
S: Eski teknik direktörün Okan Buruk’tan bahsettin. Onunla Başakşehir’deyken çalışmıştın. Galatasaray şampiyon olduktan sonra hiç konuştunuz mu? Onu tebrik ettiniz mi?
C: Tabii ki. Onunla hep iletişim halindeyiz. Mesajlaşıyoruz, telefonlaşıyoruz. Beraber futbol adına bir şeyler yapıyoruz. Şampiyon olduklarında da ona mesaj attım, tebrik ettim. Çünkü bunun için çalışıyoruz. Bu seviyede sporcuysanız her gün sıkı çalışmalısınız. Yıl sonunda kupayı kaldırıp kutlama yapmak için çalışıyoruz. Galatasaray’da şampiyon olmak Başakşehir’de şampiyon olmaktan kolay olabilir çünkü Galatasaray büyük bir kulüp. Ama şampiyonluk tabii ki hep zordur. Onları gelecek yıl da takip edeceğim. Şampiyonlar Ligi çok önemli. Tabi O, İtalya’da futbol oynamış biri, çok iyi bir teknik direktör. Bu başarıları hak ediyor. Umarım bu sezon Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig’i bir arada götürebilirler.
S: Okan Buruk, Galatasaray’ı çok seviyor. Ama her zaman Avrupa’da teknik direktörlük yapmak istediğini de söylüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
C: Tabii olabilir. Premier Lig, Türkiye Ligi’ne göre daha zorlu. Ama rekabetçi biriyseniz, kendinizi oralarda test etmek istiyorsanız, en iyisi olmak istiyorsanız konfor alanınızın dışına çıkmak zorundasınız. Onun için Türkiye evi gibi. İnsanlar onu tanıyor, 2 kez Süper Lig şampiyonu oldu. Ama yeni şeyler öğrenmek ve kendinizi test etmek için yurtdışına gitmelisiniz. Bence bunu yapabilecek kalitesi var. Teknik direktör olduğunuzda zamanlama ve fırsatların çok önemli olduğuna inanıyorum. İyi bir çalıştırıcı olabilirsiniz ama fırsat bulamayabilirsiniz. Mesela Abdullah hoca benim için Türkiye’de en iyisiydi ama çok uzun süre şampiyon olamadı. Trabzon’a gitti ve orada başarılı oldu. Hayatta kupalarla bağlantı kuruyorsunuz ama bazen çalışma ve süreç daha önemlidir. Tabii ki Okan Hoca için gitmesi bir seviye daha atlatır.
S: Yabancı dil çok önemli, değil mi? Türk hocalara baktığımızda yabancı dil sebebiyle yurtdışına gitmeyi tercih etmiyorlar. Bu önemli bir nokta.
C: Evet, sadece yabancı dil değil kültür de etkili oluyor. Düzenli şekilde yaşarken gitmek zordur. Konfor alanınızın içindeyken kendinizi iyi hissedersiniz. İnsanlar sizi sever. Ama konfor alanınızın dışındayken durum böyle olmaz. Ama Okan Hoca bunu daha önce yaptı. Fransızca, İngilizce, Türkçe ve İtalyanca konuşabiliyor. Yurtdışına gitme konusunda sıkıntı yaşamayacaktır. Bunu yapabilecek kişilerden biri. Onun için yurtdışında en iyisini dilerim. Göreceğiz.
S: Gelecekte Türkiye’de, Süper Lig’de çalışma gibi bir planınızvar mı?
C: Hayır yok. Türkiye’de Başakşehir’le iyi ilişkilerim var ama çok büyük takımlar var. 4 büyükler var. Genç bir antrenör olarak takıma bakmak yerine projelerle ilgileniyorum. 4-5 sezon size inanacak bir kulüp bulursanız tabii ki oraya gitmek istersiniz.
S: Başakşehir’den ayrıldıktan sonra büyük takımlar sizi transfer etmek istedi mi?
C: Damien Comolli Fenerbahçe’deydi. Onunla iletişim halindeydik çünkü 16 yaşındayken beni Cannes’dan Arsenal’a transfer eden gözlemci oydu. Bana Fenerbahçe’ye katılmak hakkında fikrimi sormuştu. Ama bazen iyi şeyler başardığınızda bunun kalıcı olmasını istersiniz. Bu sebeple Başakşehir’deki başarılarla hatırlanmayı ve onların bir taraftarı olarak kalmayı tercih ettim.
S: Başakşehir’de 3 yıl oynadınız. Süper Lig’de iyi ve kötü olarak neleri söylersiniz?
C: İyi olarak çok fazla yetenekli oyuncu var. Benim için bu kadar yetenekli oyuncu olduğunu görmek çılgıncaydı. Bunlardan bir tanesi Real Madrid’e transfer oldu. İrfan Can Kahveci de özel oyunculardan biri. Kötü olan şeyse yurtdışına gitmekten korkmaları. Çünkü konfor alanından çıkmak istemiyorlar. Kral olup burada kalmak, para kazanmak, taraftarın önünde olmak istiyorlar. Ama bazen daha iyi olduğunuzu yurtdışına giderek herkese göstermek istersiniz, bu başka bir tutkudur. O sebeple bu genç oyuncunun Real Madrid’e gittiğini görmek beni sevindirdi. Ona bolca şans diliyorum çünkü büyük takımda oynarken büyük oyuncu oluyorsunuz. Türkiye’de büyük takımlar var ama Avrupa’dakiler onlardan daha büyük. En iyi oyuncular gitmeli. Benim için kötü olan şey yeteri kadar Türk oyuncuyu yurtdışında görmemek.
S: Biraz önce Arda Güler’den bahsettiniz. Herkes onun hakkında konuşuyor. Arda’nın Real Madrid’de geleceğini nasıl görüyorsunuz?
C: Bunu tahmin etmek zor çünkü sadece 18 yaşında. Futbolcular 21 yaşında gelişimini tamamlıyor. Bu aşamaya gelmek için 5 yılı var. Bu 5 yılda birçok şey yaşanabilir. Yalnız hissedebilir, henüz İspanyolca konuşmuyor, ailesi onu özleyebilir…
S: İspanyolca öğrenmesi gerekiyor değil mi?
C: Evet, bu yapması gereken ilk şey. Çantasını alıp oraya gittikten sonra bunu yapmalı. Oraya oynamaya gittiğini söyledi, bu çok iyi bir şey. Onun çok iyi bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’deki futbol seviyesiyle Madrid’deki çok farklı. Bunu sadece oraya gittiğinde anlayabilir. Kolay değil. Böyle bir kulübe gittiğinizde kazanmak ve iyi olmak zorundasınız. Oyuncu olarak en zor şeylerden biri budur. Her gün çok iyi oynamak zorundasınız. Ancak bunu başaracak yeteneği var.
S: Arda’ya tavsiyen ne olur?
C: Açıkçası onu tanımıyorum. Futbolu ne kadar sevdiği önemli. Ben futbolu çok seviyorum. Ailemden önce, futbol benim için her şeydi. Örneğin küçük bir çocukken çizim yapıyordum, futbolcuları çiziyordum, giyinirken bir futbolcu gibi giyiniyordum. Eğer futbolu bu kadar seviyorsanız kaliteyle beraber başarılı olursunuz. Ama soyunma odasında büyük oyuncuları anlamalısınız. Kendinizi onlarla motive etmelisiniz. Onlardan çok çalışmalısınız. Çok koşmalısınız, iyi savunma yapmalısınız. Gençseniz performansınızı en iyi şekilde göstermelisiniz.
S: Clichy, biraz Avrupa futbolu hakkında konuşalım. İki eski takımın Arsenal ve Manchester City Premier Lig’de şampiyonluk için yarıştı. İkisi arasındaki maçı izlerken neler hissettiniz? Bunu merak ediyorum.
C: Çok güzeldi. Çünkü Arsenal son 10 yılda zor dönemler geçirdi. Arsene Wenger gittikten sonra onların kupa için yarıştığını görmek güzeldi. İçimden Manchester City’nin geri döneceğini hissettim çünkü bence Avrupa’nın en iyi takımı. Üçleme yapmış olmalarından ötürü değil. Kulüp günden güne aydan aya yıldan yıla gelişti. Son 6 yılda 5 kez Premier Lig’i kazandılar. Bu sebeple Arsenal-City maçında da eğer City kazanırsa Arsenal’ın sıkıntıya düşeceğini biliyordum. Bu yıl üçleme yaptılar, muhtemelen Avrupa’nın en iyi takımı ama Arsenal gibi genç bir takımın onlarla mücadele etmesi güzel bir şey. Şimdiki soruysa Premier Lig’de yeniden aynı performansı gösterebilecekler mi? Şampiyonlar Ligi’nde, FA Cup’ta, Lig Kupası’nda büyük bir kulüp olduğunuzda tüm kulvarlarda yarışmanız gerekir. Her taraftar gibi güzel futbol izlemeyi seviyorum. Mutluyum çünkü önceki takımlarım karşılaştı. Manchester City özel bir takım, diğer takımların onları yakalamaya çalışacacağı bir noktadalar.
S: Pep Guardiola ve Arsene Wenger’le çalıştın. Yönetim tarzları nasıldı?
C: İki farklı jenerasyon. Arsene’in iki asistanı ve kaleci antrenörü vardı. Pep’in ise onunla beraber çalışan 8-9 antrenörü vardı. Bugünlerde detaylar çok önemli. Geçmişte en iyi oyuncuya sahipseniz çoğu zaman maçları kazanıyordunuz. Daha küçük bütçeli kulüpler büyükler için işi zorlaştırmaya çalışıyordu. Sağlığınıza, yaşam stilinize dikkat etmeliydiniz. İyi uyumalı, iyi yemeli, iyi çalışmalıydınız. Kulübün para harcaması bugünlerde futbolda çok önemli.
S: Sert kuralları var mıydı?
C: Evet, Pep Guardiola öyleydi ama bu çok normal. Mesela normalden 2 kilo fazlaysan antrenmana çıkmıyordun. Sadece koşup takımdan ayrı çalışıyordun.
S: Ama senin böyle bir problemin yoktu değil mi?
C: Hayır, ben kendime bakıyordum. Ama bu iş böyledir. Kazanmak istiyorsanız her maçta profesyonel olmak, üst seviyede olmak zorundasınız. Böyle olmazsa sakatlanırsınız. Siz sakatlanırsanız da takım etkilenir. 25 oyuncunun tamamı bunu yapmalı. Oyuncularınıza bu mesajı verirseniz takım olabilirsiniz. Teknik direktörler arasındaki fark; biri 25 yıl önce biri şimdi çalışıyor.
S: Sana arkadaşın Angelino’yu soracağım. Galatasaray Angelino’yu transfer etti. Bu transfer hakkında neler söylemek istersin?
C: Manchester City’deyken onunla beraber çalışmıştım. O zamanlar gençti. Futbolda bugünlerde nasıl oyunculara sahip olduğunu bilmek gerek. Hücumcu bir oyuncu. Eğer onu hücumcu olarak kullanırsanız inanılmaz olur. Çünkü güçlü, hızlı, iyi orta keser. Bunu bilerek onu alırsanız ve onu doğru yere koyarsanız muhtemelen bu yıl Türkiye’deki en iyi sol beklerden biri olur. Eğer takım sorun yaşıyorsa, savunmada bir problem varsa biraz daha zor olabilir. Çünkü o biraz Marcelo gibi. Hücumda çok iyi, en iyisi ama defansif olarak çok iyi değil. Topa sahip olan takımdaysanız inanılmaz bir oyuncu olabilir. Bence bu transfer Galatasaray adına çok iyi oldu kesinlikle. Deneyimi var, genç, futbolu biliyor… Lig, kupa ve Şampiyonlar Ligi var. Buralarda yetenekli oyunculara ihtiyacınız var. O da yetenekli oyunculardan biri.
S: Son günlerde onunla konuştunuz mu? Galatasaray için ya da Türkiye için?
C: Hayır. Onunla hiç konuşmadım. Dün imza attıklarını gördüm ama onunla hiç konuşmadım.
S: Teşekkürler Clichy. Güzel bir sohbetti. İyi tatiller.
C: Teşekkür ederim.