Mesleğim olan gazeteciliğe verdiğim ‘zorunlu’ aranın ardından kasım ayında yayına başlayan Yeni Yüzyıl gazetesinde sevdiğim işime de dönmüştüm. 6 ay dayanabilen gazete geçtiğimiz günlerde kapandı. Çok soran oluyor, şaşıran oluyor, devam ettiğimi sanıp konuşanlar oluyor…
Birkaç kısa açıklamayı gerekli gördüm kendi adıma…
Ben hep spor muhabirliği yaptım gazeteci olarak, başka da bir şeye karışmadım. İşime döndüğümde çok tanıdığımdan, sevenimden iyi niyet mesajları aldım, mutlu oldum. Gerçi bunun fazla tiraja yansıdığını hissetmedim ilerleyen günlerde ancak bu durumun ülkemizde gazete okuma oranının düştüğü durumla orantılı olduğu kanısındayım… Herkesin canı sağolsun…
Yeni gazete benim için yeni heyecandı. Kapanma nedeni beni aşar, karışmak bana düşmez. Üzüntüm kendim kadar diğer işsiz kalan insanlara da oldu. Medyanın durumu malum… Yüzlerce işsiz, yıllarını bu mesleğe vermiş olmasına karşın kendine bir kapı bulamayan insanlarla dolu. Bu tablonun karşı tarafında son yılların pıtırak gibi konumlanmış isimler, geçmişi, eğitimi olmadan bu işi yapıyor. Yeni Yüzyıl bildiğim kadarıyla ilk gününden itibaren çok sayıda gazetecinin mesleğine döndüğü adres olmuştu. Şimdi o insanların çoğunluğu yine evinde.
Gazetenin politikası da beni çok ilgilendirmiyor ama spor servisi olarak güzel işler yaptığımız kanısındayım. Kendi adıma ise tamamen vicdanen rahatım. Onca yılın ardından sırıttığımı hiç düşünmedim.
Ne yazık ki gazete kapandı… Bu defter de sona erdi…
6 ay da olsa işime, arkadaşlarımın arasına döndüm. Gerçi Fenerbahçe muhabirliği olarak eski keyfi aldığımı pek söyleyemem ama yine de bir deneyim yaşamış oldum…
Bir de ilginç an yaşadım…Emektar kardeşlerimden biri, bir Konya deplasmanında yemek yerken ‘Dönmene çok sevindim. İyi yaptın’ dediğinde ‘Kısmet bugüneymiş. Yapacak bir şey yok’ demiştim. Bu kez ‘Ben senin işi bıraktığını düşünüyordum, iş aradığını bile bilmiyordum’ tepkisi verdiğinde şaşırmıştım.
Çalışmadığım anlarda şunu öğrendim ki gazeteci, gazetecilikten farklı bir iş yapmakta zorlanır, mutlu da olmaz. Ve gazeteci de eli ayağı tuttuğu sürece bildiği, mutlu olduğu işi yapmak ister…
Bundan sonra ne olur bilinmez, kısmet demek lazım…
Herkese gösterdiği ve iyi niyetinden ötürü tekrar teşekkürler…
Belki bir gün bir yerden seslenebilmek dileğiyle…
Mutlu olun…
Hayırlı ramazanlar…
(deniz derinsu’nun blog’undan alınmıştır)