Spor dolu bir haftasonu!
Geçen pazar günü, iki tane üst düzey spor müsabakası seyrettim. Biri Fenerbahçe ile CSKA arasındaki Euroleague Finali, diğeriyse Beşiktaş ile Osmanlıspor karşılaşmasıydı.
Fenerbahçe basketbol takımı Avrupa’nın en iyi teknik adamlarından birine sahipti. Bir evvelki yıl çok iyi oynamış olmasına rağmen ilk defa katıldığı için zirveye çıkamamıştı. Bu yıl ise Obradoviç, takımı kulübün de mali desteğini artırmasıyla daha da kuvvetlendirebilmişti. Biraz basketboldan anlayan, biraz spor birikimi olan bir kişi Fenerbahçe basketbol takımının daha üst bir düzeye geldiğini, başarılı olduğunu görebilirdi. Ancak karşınızdaki takım da defalarca bu düzeyde final oynamış bir takımdı. Bu nedenle tecrübe farkı olan CSKA ilk devrede devrede 30-50 öne geçebilmişti.
Tabii üst düzey takımlarla oynandığı zaman eksiklikler ortaya çıkıyor. En güvendiğimiz oyunculardan biri olan Vesely peşpeşe sekiz faul atışından sıfırını sokunca, CSKA kasdi tam dört faul yaparak dört adet beleş top kullanımını ve de sayıları en önemli dönemde CSKA’ya hediye etmişti. Vesely toplamda on faulden sadece birini sokabilmişti. En gereksinim olan dönemde kenarda oturmak zorunda kaldı. Bu maçı seyreden tüm takımlar, bundan sonra sürekli Vesely’ye faul yaparak avantaj sağlayacaklar. Vesely, bu beladan bütün yaz faul atışı çalışarak kurtulabilir.
Bize ne bilet parandan?
Basınımızsa cuma günkü maçı komediye çevirmişti. Hürriyet’in spor sayfasında Ertuğrul Özkök, Lakers’in maçlarında olduğu gibi, Jack Nicholson gibi, birinci sırada otursam ne iyi olur demiş ve de 1.475 euro vererek ön sırada bilet almış. Bravo ama bundan bana ne çocuk? Bunu neden yazarsın? Para verip gazeteyi alan benim gibi insanlara saygın mı yok? Aziz Yıldırım’ı da tribün antrenörü ilan etmişsin. Ne demek bu tribün antrenörü saçması? Biraz ciddi olalım. Fenerbahçe’nin her şeye rağmen çok başarılı olduğunu tekrar ederek, basketbolu kapatalım, futbola geçelim!
Beşiktaş bunu hak etti
Beşiktaş-Osmanlıspor maçı da bir sporsever için keyif alacağı bir maç oldu.
Beşiktaş, hak ettiği bir şampiyonluk kazandı. Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş hem futbol bilgisi, hem teknik adamlık birikimiyle ‘takım oyunu oynamayı’ Beşiktaş’ın yaklaşımının temeli yaptı ve de bu nedenle, mali sorunlar ve de giden gelen oyunculara rağmen, arzu edilen şampiyonluğu kazandı.
Fenerbahçe Antrenörü Perreira Ş.Donetsk ile İstanbulda oynanan ilk Avrupa maçında Diego’yu oyun kurucu oynatmış ve de bu oyuncu başarılı olmuştu. Ama bir evvelki yıl ise hiçbir katkı yapmamıştı. Perreira’ya maç sonundaki basın toplantısında bir üst düzey oyun kurucu bulamazsa başarılı olamayacağını söylemiştim. O da “Bu benim işim değil, kulüp başkanının işi” demişti.
Başkan nereden bilsin?
Ben de “Nasıl olur? Siz üç beş aday bulacaksınız, başkana anlatacaksınız, o da maliyeti de göz önüne alarak sorunu çözecek” demiştim. Kulüp başkanı en iyi adamın kim olabileceğini nasıl bilebilir? Bu gereksinimi görüp gündeme getirecek teknik adamdır.Fenerbahçe bu sezon şampiyonluğu kaçırdı, çünkü orta alanı zayıftı, oyun kurucusu yoktu, ve bu nedenle her zamankinden daha az gol atabildi. Teknik adam da zayıftı, sorunu göremedi! Fatura Fenerbahçe taraftarına çıktı!
DENİZ GÖKÇE- akşam