Son dönemde gözlerden uzak kalan Galatasaray camiasının efsane isimlerinden Ergun Gürsoy, gündem yaratan açıklamalarda bulundu.

Ergun Gürsoy, geçmişteki yöneticilik yıllarına dair merak edilenleri yanıtladı.

2005 yılında Galatasaray’a transfer olan ancak 6 ay gibi kısa bir süre sonra olaylı bir şekilde sarı-kırmızılı takımdan ayrılan Fransız dünya yıldızı Franck Ribery’nin Galatasaray’a transfer sürecine açıklık getiren efsane yönetici, Fransız yıldız hakkında tarihi açıklamalarda bulundu.

Gürsoy ayrıca 1959 yılı öncesindeki şampiyonlukların Süper Lig’e dahil edilmesi için Türkiye Futbol Federasyonuna başvuruda bulunan ve logosunda 5 yıldız kullanma kararı alan Fenerbahçe’ye sert tepki gösterdi.

ergun-1.jpg

“BEN ORAYA HATIRI SAYILIR BİR İKİ KİŞİ GÖNDERİR RIDVAN’I PAKETLEYİP GETİRİRDİM”

Fenerbahçe’nin efsane ismi Rıdvan Dilmen ile 1987 yılında her konuda anlaştığını vurgulayan Ergun Gürsoy, “O zamanlar paranın değeri çok çabuk düşüyordu. Rıdvan’la da 50 bin liraya anlamıştık ama sonra kendisi bu rakamı biraz daha yükseltmemi istedi. Normalde onun istediği rakamı da verirdim ama nereden aklıma geldiyse bunu yönetime sormak istedim. Keşke sormasaydım, çünkü Rıdvan hakikaten çok iyi futbolcuydu. Yönetimdeki bazı arkadaşlar bu paraya itiraz ettiler ve Rıdvan’ı istemediler. Böyle olunca da transferden vazgeçildi. Şayet yönetime bu durumu sormamış olsaydım, onların oynadığı son maç Bolu’daydı ve ben oraya hatırı sayılır bir iki kişi gönderir Rıdvan’ı paketleyip getirirdim. Hagi’nin transferinde şahsi yetkimi kullandım. Derwall’i Alp Yalman getirdi” şeklinde konuştu.

“ALİ ŞEN’İN TEK BAŞINA ÇÖZEBİLECEĞİ BİR İŞ DEĞİL”

9 Kasım 1988 tarihinde oynanan Galatasaray- Neuchatel Xamax maçı sonrasında yaşanan olayların ardından “Galatasaray’ın ceza almasını ben engelledim” açıklamasında bulunan Fenerbahçe efsane başkanı Ali Şen’e de cevap veren Ergun Gürsoy “Bir kişi tek başına bu olayı çözemez. Onlarca kişi varken bu olay bir tane adamın çözebileceği bir iş değil. Ama Ali Şen gönüllü olarak yardım etmek istemiş, toplantılarımıza katılmıştır.” dedi.

“BAŞKAN OLMAMI İSTEMEDİLER”

Ergun Gürsoy, “Galatasaray’a başkan olmayı hiç düşünmediniz mi ?” şeklindeki soruyu, “Düşünmez miyim… Her idarecinin aklında vardır başkan olmak.” diye cevapladı.

“LİSELİLER YANLIŞ YAPIYOR”

Gürsoy, “Galatasaray’ın karar vericileri liseliler mi oluyor ?” şeklindeki soruya ise “Olabilir, ben liselilere karşı değilim. Kafam estiği zaman ağzıma geleni söylerim ama neticede Galatasaray Kulübü lisede, liselilerce kurulmuş. Tabii ki onların hakkıdır bazı şeyler ama bazen onların da yanlış işleri var.” şeklinde yanıt verdi.

Sarı-kırmızılı takımda yöneticilik yaptığı yıllarda kendisine yöneltilen ‘teşvik primi verdi’ iddialarına da yanıt veren Ergun Gürsoy, “Şampiyonluk yolundaki rakiplerinin oynayacağı maçlar öncesinde Malatyasporlu futbolculara araba gönderildiği (1988), Denizlispor’a çanta dolusu para gittiği yönündeki iddiaları (1987) sert bir dille yalanlayan Gürsoy, “Yok böyle bir şey. Kediye demişler ki ‘Neden ciğer yemiyorsun?’ Kedi de ‘Bugün Cuma. Onun için dolaptaki ciğeri yemiyorum.’ demiş. Yani kedinin ciğer meselesi gibi ulaşamayınca şike dediler teşvik dediler. Hiç bir zaman, ‘Şu parayı buna verdim, arabayı buna verdim’ gibi bir ifadem olmamıştır. Hiç bir zaman da kabul etmemişimdir bunu. Türkiye’nin güzide kulüplerinden birçok yönetici, başkan ‘Takımı ben şampiyon yaptım” demiştir ama ben böyle bir şey demedim. Bu ithamlardan ceza alanlar da oldu. Mesela Malatya dedikodusunu yayan Kazım Kanat, o dönemin parasıyla 6 bin lira ceza aldı. Mahkemeyi kazanmama rağmen, bu parayı Kanat’a iade ettim.” dedi.

“BİR TEK BİZİMKİ Mİ ŞİKE OLUYOR ?”

Galatasaray’ın 1993 yılında ligin son maçında Ankaragücü’nü 8-0 yenip şampiyon olmasının ardından, Başkent ekibinin kalecisi Zalad’la ilgili çıkan dedikodulara değinerek, “O sene Zalad’ın yediği gol sayısı herhalde 70-80’e varmıştır. Fenerbahçe de Beşiktaş da o sezon Ankaragücü’nü aşırı bir skorla yendi. Kimse bunlara bir şey dedi mi, yok. Bir tek bizimki mi şike oluyor ? Galatasaray takımı iki sezon önce bir golle şampiyonluğu kaybetti. Biz buna bir şey dedik mi? ‘O şunu yaptı, bu bunu yaptı’ dedik mi ? Atamadık, olamadık. Bunu bir ölçü alsınlar, insan utanır biraz ya! Siz hiç namağlup ikinci gördünüz mü hayatınızda ? Galatasaray namağlup ikinci oldu, kimse bir şey dedi mi ? Neler oldu neler…” yorumunda bulundu.

ergun-4.jpg

“TRABZONSPOR’UN ŞAMPİYONLUĞUNDA GURUR DUYDUM”

Trabzonspor’un geçen sezon Spor Toto Süper Lig’de elde ettiği şampiyonluğu ‘şölen gibi kutladığını’ vurgulayan Ergun Gürsoy, “Trabzonspor’un şampiyonluğunda gurur duydum. Şölen gibi kutladık. Kendi şampiyonluğum gibi kutladım. Trabzonspor bu şampiyonluğu Galatasaray’a karşı kazanmış olsaydı dahi sevinir tebrik ederdim. Kimseye veremeyeceğim hesabım yok.” dedi.

“BEN DE FENERBAHÇE YÖNETİCİSİ OLSAM BİR ŞEY UYDURURDUM”

Logosunda 5 yıldız kullanma kararı alan Fenerbahçe’ye de sert tepki gösteren efsane yönetici, “Bu Fenerbahçe, Galatasaray’ı en çok yenen takım olarak hala 4. yıldıza ulaşamadı ise ben de Fenerbahçe yöneticisi olsam, taraftarı olsam bir şey uydururdum. Buna da kimse bir şey diyemez. Mesela sen de Trabzonspor’daysan ‘Benim amatör şampiyonalarda onlarca kupam var. Onları da yıldız olarak logoma koyuyorum’ de, kimse sana bir şey demez ki ben de bir şey demiyorum. Fenerbahçe de istediği kadar şu sayıda yıldızım var desin, ‘Helal olsun’ derim.” diye konuştu.

​​​​​“RİBERY HİÇBİR ŞEYE BENZEMİYORDU, YÜZÜ HARİTA GİBİYDİ”

Yöneticilik yıllarında transfer ettiği futbolcuların fiziksel görünüşüne hatta ismine bile dikkat ettiğini anlatan Gürsoy, açıklamalarını şu şekilde noktaladı:

“Kötü bir huyum vardı. Şekli şemaili düzgün olmayan futbolculara pek yanaşmazdım. İsimde bile tereddüt ederdim. Mesela ismi komik olan çocuklara talip olmazdım. Bu yanlış bir şey tabii ki ama o zamanki düşüncem buydu. Fatih’e (Gökşen) de çok komik gelirdi bu. ‘Hem mavi gözlü olacak hem sarı sarı saçlı olacak hem de yakışıklı uzun boylu olacak. Ergun abiye futbolcu beğendiremiyoruz.’ derdi.

riber.jpg

Mesela Şifo Mehmet’e bu yüzden talip olmadım. Ufacık tefecik bir oyuncuydu, sonradan biraz doldu vücudu. Aynı şekilde Suat Kaya’yı da istememiştim. Ribery’nin transferinde de imza atılana kadar oyuncuyu bana göstermediler. Ribery’nin videosunu izlediğimde olağanüstü bir futbolcu olduğunu gördüm. Sözleşme imzalamak için İstanbul’a geldiğinde yüzü harita gibiydi. Yırtık. Hiçbir şeye benzemiyordu. Ufak tefek bir adamdı. Ribery sözleşmeyi imza atana kadar bana göstermediler.”


Önceki İçerikTAYK – Eker Olympos Regatta yelken yarışı sona erdi  
Sonraki İçerikDiyarbekirspor’un İstanbul’da oynama teklifi kabul edilmedi, Uşakspor ile oynayacağı maç Diyarbakır Stadyumu’na alındı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz