Aşağıda sorduğum sorulara vicdanla cevap veren herkes son günlerdeki tartışmalara daha açık bir vizörle bakacaktır diye umuyorum.
• Misal, Trabzonspor ya da Galatasaray’ın kurtarılan 2 penaltısı da tekrarlatılsa, benim canım ‘tarafsız medyam’ ne derdi?
• Misal, Fenerbahçe kalecisi Harun ya da Altay’ın kardeşi hakem olsa ve bir deplasmanda Trabzonspor aleyhine tartışmalı kararlar verse, herkesin ittifakla kabul ettiği 2; bazılarına göre 3 penaltıyı vermese, Trabzonspor TV’de görev yapan ex hakem ne derdi?
• Mesela Rizespor Teknik Direktörü İsmail Kartal, ya da Aykut Kocaman “İnşallah şampiyon Fenerbahçe olur” dese Trabzonsporlu dostlar ne düşünürdü? Trabzonspor TV’deki arkadaşlar ne derdi?
• Misal Fenerbahçeli Vedat, birini yumruklasa 3 maç ceza alması gündeme gelse ve bir gazetenin baş yazarı “1 maçtan fazlası adaletsizlik olur” diye yazsa Trabzonsporlu kardeşlerim o gazete için “Ulan bunlar da tam Fener gazetesi” demez miydi?
• Mesela Galatasaray, Ersun Yanal ile selfie çeken bir hakem tarafından açık kusurlu bir maç yönetimi sonrası neler derdi? Fatih Hocam neler söylerdi?
• Geçen yıl Başakşehir ile mücadele ederken Galatasaray, açıkça “Devletin takımı ile mücadele ediyoruz” demiyor muydu? Hatta Sayın Cumhurbaşkanı “Başakşehir’in şampiyon olmasını isterim” dedi diye bu cümleden ötürü yukarıda söz ettiğim propogandayı yapmadılar mı? O zaman Galatasaray’a “Devletle savaşıyorlar” diyen oldu mu? Şimdi bir bakan benzer bir şeyi Trabzonspor için söylediğinde Fenerbahçeliler’in bir kısmı tepki gösterdiğinde Fenerbahçe, ‘devletle savaşmış’ mı oluyor?
• Hiç bir milli kurum ve kuruluş devletiyle savaşmaz. Tüzüğünün 2. maddesinde “Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kuruluş amacı; vatan gençlerini, vatanın korunmasına ve askeri seferberliklere hazırlamaktır” diyen bir kulüp hiç savaşmaz. Devletin en başındaki ismin 25 yıllık divan üyesi olan kulüpten bahsederken bu tip iddialara destur demek gerekir. Hele hele yakın dönem tehdidi olan FETÖ ve ondan önceki dönemde de PKK’nın F.Bahçe’ye bakış açısı sabitken; kulübün bu yapılara karşı tavrı belliyken bu iddialar acınası olmanın ötesinde ayıptır. Öte yandan devlet de Fenerbahçe ile savaşmaz. Bu anlamsız, zorlama mantık kimseye kazandırmaz.
• 2010-11 sezonu şampiyonluğunun kaybı için bazı Trabzonsporlu dostlar, Recep Tayyip Erdoğan’ın Fenerbahçe’den yana tavır koyduğunu düşünüp dile getirmediler mi? O dönem Trabzon caddelerinde AK Parti aleyhinde sloganlı pankartlı yürüyüşler yapılmadı mı? “Kupa Başbakan’da” diye kitap yazılmadı mı?
İbrahim Hacıosmanoğlu’nun seçildiği kongrede “Siyaset futboldan elini çek” sloganları eşliğinde AK Parti eleştirilmedi mi? Hatta o dönem Trabzon Büyükşehir Belediyesi kaptırılmadı mı? O dönem Trabzonlu dostlar ya da Trabzonsporlu taraftarlar devlete savaş mı açmıştı; yoksa “Bize haksızlıklar yapılıyor” isyanını dile mi getirmişlerdi? Şimdi de Fenerbahçeliler’in bir kısmı bunu dile getiriyorsa ‘devlet’ de biraz kendisine bakmasın mı?
• G.Saray Telekom Stadı açılışında dönemin Çevre Şehircilik Bakanı’nın konuşması esnasında başlayan yuhalamalar Erdoğan stada geldiğinde kendisini kendi yaptırdığı stadyumu terk etme noktasına gelecek kadar devam etmedi mi? “Nankörlük” dışında aleyhte yorum yapıldı mı? ‘G.Saray devletle savaşıyor’ diyen oldu mu?
• Beşiktaş’a bariz ve alenen operasyon çekilen tatil edilen G.Saray maçında olay çıkaran 1453 Kartalları adlı; o günden sonra bir daha hiç ortada gözükmeyen grup, sahaya dalıp operasyonu Çarşı’nın üzerine atmaya çalışmadı mı? O dönem haklı olarak bu duruma tepki gösteren Çarşı ve Beşiktaş ‘devletle savaşmış’ mı oldu. Dönemin Kültür Bakanı ve dahi Spor Bakanı İnönü’yü Beşiktaş’ın elinden almak istemediler mi?
Beşiktaş buna karşı kendi dinamiklerini harekete geçirip Tayyip Erdoğan’ın desteği ile stadını kurtarmadı mı? Ne yani o dönem Beşiktaş o bakanlara savaş mı açmıştı?
• Aslen Artvinli olsa da Bursa’dan vekil seçilen bir bakan, Bursa – F.Bahçe rekabetinde “Bursaspor şampiyon olmazsa lig şaibelidir” dememiş miydi? Bursa şampiyon oldu lig temizlendi öyle mi? Peki o bakan, bir daha Bursaspor’la ilgilendi mi acaba? Hoş epeydir de bakan değil ya? Neyse o dönem Aziz Yıldırım o bakana tepki gösterdiğinde devletle mi savaşıyordu?
• Kendisine ‘aday olma’ telkini yapıldığı dönemde “Erdoğan’a katılıyorum. Sandıkla gelen sandıkla gider” diye röportaj veren, M. Ali Aydınlar ile gireceği seçim öncesindeki divan kurulunda Yılmaz Özdil’in yazısını sandalyelere koyan, Aydınlar’ı adeta AK Parti adayı, kendisini muhalif gösteren Aziz Bey, o dönem devletle mi savaşıyordu?
• Sonra aynı Aziz Bey, bu kez Ali Koç ile seçiminde tam tersi bir politika izlemedi mi? AK Parti’nin kamuoyu araştırma şirketi ile çalışmadı mı? Sayın Cumhurbaşkanı ile Sudan’a gitmedi mi?
☆☆
Yani demem o ki bu işler politikadır. Politika politikacıların; dönemin başkanlarının konjonktürel davranışlarıdır. Ne başkanlar ne politikacılar gelip geçecek bir tek kulüpler ve devlet yaşayacak. Bir de taraftar hafızası. Taraftar bu yaşananları asla unutmayacaktır.
Hiçbir kulüp, hele hele Fenerbahçe devletle kavga etmez. Bir takım kişiler de ‘devlet’ değildir. Devlet bir bütündür ve o bütünde de Fenerbahçe yerini her zaman korumuştur. Korumaya da devam edecektir. Gerisi laf-ı güzaftır.