Science UP dergisinde kaleme aldığı spor yazıları ile dikkat geçen Ege Toros, yenilenme sürecine giren Galatasaray’ı Futbolmedya.com için değerlendirdi:
GALATASARAY KADROSU VE OYNAMASI GEREKEN FUTBOL
2022/2023 model Galatasaray kadrosuna baktığımızda tabii ki de birçok eksikten ve kalite yetersizliğinden bahsedebiliriz. Ancak biz şuanda tüm bunları göz ardı ederek elimizdeki kadronun oynayabileceği en uygun, göze hoş gelen ve istikrarlı bir şekilde devam ettirebileceği bir oyun şablonunu gözler önüne sermeye çalışacağım. Tabii ki bunların hepsi benim şahsi düşüncemin olmasının yanı sıra Okan Buruk’un şu ana kadar çalıştırdığı takımlardaki oyunlardan ve görebildiğimiz kadarıyla Galatasaray da oynatmak istediği oyundan tamamen bağımsız fikirler sunacağım.
Kafamızdaki düşünceleri dışarıya çıkarmadan önce ilk başta elimizdeki kadroyu incelememiz gerekiyor. Bunun içinde ilk başta kalecilerden başlamamız gerekiyor. Kalede uzun zamandır olduğu gibi Fernando Muslera ve yedeği olarak ise Okan Kocuk rotasyonun parçaları olacaklar. Açıkçası Musleranın ilerlemiş yaşına rağmen hala ligin en üst düzeydeki 3 kalecisinden biri olduğunu unutmamamız gerekiyor. Bunun dışında da Okan da özellikle Muslera nın formsuz veya sakat olduğu zamanlarda iyi bir parça olarak görülebilir. Ancak Muslera nın her ne kadar ortalama üstünde bir ayağı ve oyun kurma becerisi olsa da Okan ın ayağının ayağının vasatı pek aşabildiğini söyleyemeyiz. Her ne kadar geçen sene Giresun da ayağının zayıf olmasından dolayı çok sıkıntı yaşamasa da Galatasaray gibi oyunu genellikle yarı sahada oynamak isteyen ve oyunu kendi sahasından pasla başlatma çabasında olmasını beklediğimiz bir takımda eksiklikleri öne çıkabilir.
Kafamda planladığım bu oyunun belki de en önemli parçası olan savunmaya geldik ve aslında hayalimdeki oyunun tam olarak uygulanabilmesi için gereken birinci kişi olan MarcaoSevilla ya transfer olduğu için oyuncuları değerlendirirken içimde biraz da olsa buruk bir his oluşuyor. Neyse oyunla ilgili konuşmayı bırakıp oyuncuları değerlendirmeye başlayabiliriz. Rotasyon her ne kadar geniş gözükmese de aslında sene içinde patlama yapmasını beklediğim düzgün ayağıyla ve doğru müdahale becerisiyle stoperde Emin Bayram ve geçen sezon Altay da gördüğümüz ve tıpkı benim gibi herkesin de özellikle top sürme becerisiyle ve temposuyla öne çıkan Kazımcan Karataş bu senenin patlama yapacağını beklediğim isimleri. Bunların dışında da tabii ki de satılmayacağını umduğum Galatasaray ın Viking i Victor Nellson özellikle bu lig için neredeyse komple bir paket; ayağı olsun, kritik müdahaleleri olsun, sakinliği olsun ve takıma liderlik etme becerisi olsun gerçekten çok özel bir oyuncu. Nellson dışında eski formundan çok uzakta olan ve geçen seneyi Al-Taawon da geçiren Christian Luyindama her ne kadar ayağı düzgün olmasa da müdahale becerisiyle ilk 11 de yer almasa da yedeklerde yer alması gereken bir oyuncu olması gerektiğini düşünüyorum. Şimdi de sıra Abdülkerim Bardakçı ya geldi. Abdülkerim her ne kadar Marcaotakımdayken alınmış olsa da Marcao nun yerine monte edilmek istenilen sol ayaklı ve fizikli bir stoper olarak geometrik olarak oyunu açabileceğini düşünüyorum. Ayrıca hem yabancı oyuncu sınırlamasından hem de Türkiye liginde kendini ispatlamış olmasından dolayı direkt olarak ilk 11 in önemli bir parçası olması gerektiğini düşünüyorum. Stoper rotasyonunu değerlendirdiğimize göre sol bek pozisyonunda adeta bir oyun kurucu olan Patrick Van Aanholt tan da bahsedelim. Patrick öyle pırpır bir bek olmamasına rağmen tıpkı zamanında Mariano nun sağ bekte yaptığı oyun kurma görevini üstlenebilecek kapasitede bir oyuncu. Sağ bekte ise Boey, Dubois ve Omar gibi geniş bir rotasyon bulunuyor. Ancak Boey nin gitmesi beklendiğinden dolayı ben burayı Dubois ve Omar olarak değerlendireyim. Dubois as olarak başlayacağını beklediğim isim ve Omar a göre son derece yüksek bir teknik kapasiteye sahip. Açıkçası bana göre Galatasaray ın yeni Mariano su olabilir. Ancak tabii ki de açacağı ortalarla ve atacağı koşularla da etkili olabilecek bir oyuncu.
Şimdi de aslında herhangi bir takımın gerçek anlamda kalitesinin belirlendiği bölge olan orta sahaya geçiyoruz. Bu pozisyonda belki de Galatasaray kalite olarak diğer bölgelere göre gerçekten çok düşük bir kaliteye sahip. Özellikle de gerçek anlamda kesici ve skor üretebilen bir oyuncuya sahip olunmaması kadro kurulumunu da son derece zor bir hale getiriyor. İlk başta her ne kadar 6 numara asıl yeri olmasa da Taylan Antalyalı dan bahsetmek gerek. Taylan bence 8 i çok daha iyi oynayabilecek bir oyuncu çünkü uzun topları ve oyun görüşü gerçekten ligin üstünde olmasına rağmen sırtı dönük top alıp dağıtmadaki sıkıntıları ve yavaş bir şekilde dönmesinden dolayı 6 numara için son derece yetersiz kalıyor. Ayrıca Taylan ın Galatasaray da asla ve asla ilk 11 de yer almaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak rotasyonun önemli parçalarından biri olabilir. Sıra geldi Berkan Kutlu ya. Berkan gerçekten her takımda olması gereken bir oyuncu çünkü her ne kadar ayağı ve oyun görüşü sınırlı olsa da elinden geldiğince ceza sahası koşusu atan ve bitmek bilmeyen bir enerjiye sahip olan bir oyuncu. Bu sebepten ötürü Berkan ıneğer bir transfer yapılmadığı taktirde ilk 11 deki yerinin garanti olduğunu düşünüyorum. Ayrıca eğer 6 veya 8 de gerçekten tıpkı Ozan Tufan ın Fenerbahçe de çıkış yaptığı senedeki gibi kullanılırsa bizlere çok farklı şeyler vaadedebileceğini düşünüyorum. Şimdi de sıra geldi Alexandru Cicaldau ya. Cicaldau 30 dakika çok etkili bir oyuncuyken geri kalan 60 dakikada oyundan tamamen kaybolabilen ancak kafası oyundayken gerçekten faydalı ve teknik kapasitesi gayet iyi bir oyuncu. Ancak bana göre Cicaldau Sergio Oliviera nın veya Emre Akbaba nın yedeği olarak değerlendirilebilecek bir oyuncu. Tabii ki de Cimbomun çocuğu Emre Akbaba dan bahsetmrmiz de gerek çünkü Emre gerçekten 2.santrafor rolünü alabilecek ve gol sezgileri gerçekten yüksek bir oyuncu. Bunun yanı sıra sol ayaklı olması da etkisini ve önemini neredeyse 2 katına çıkaran bir faktör olarak göz önüne alınabilir. Bir diğer oyuncu ise Emre Kılınç. Emre hem kanatta hem de ortada oynama özelliğine sahip bir oyuncu olmasının yanında sol ayaklı olduğu içinde top sürerken tahmin edilmesi çok zor bir oyuncu. Ayrıca Emre yer yer 11 de de yer alabilir çünkü tempoya son derecede iyi ayak uydurabilen bir oyuncu. Şimdi de herkesin merakla beklediği oyuncu olan Sergio Oliviera ya sıra geldi. Sergio gerçekten gol yaratma becerisi olabilen, özellikle yanında bir kesici olduğu zaman gol de atabilen, Tıpkı Selçuk İnan ın iyi zamanına benzer bir oyuncu. Zarif, pis işlerden uzak ve takımın beyni olarak sahada kendini konumlandıran ve diğer oyuncuları da buna ikna edebilen bir oyuncu. İşte sırf bu yüzden bile Sergio takımın vazgeçilmezi olmalı. Bunların hepsinin dışında da altyapıdan gelen 2004 doğumlu Hamza Akman ın da özellikle dikine oynama becerisinden dolayı kısıtlı da olsa süre alması gerektiği fikrindeyim ve eğer bu takımı ben yönetiyor olsaydım Hamza ya kesinlikle şans tanırdım. Ancak söylemek gerekir ki Galatasaray en az 1 hatta 2 oyuncu olması gerekiyor.
Forvet ve kanat oyuncularını tek bir pota altında eriteceğim çünkü hem Galatasaray teknik kadrosunun hem de benim kendi oyun felsefemde ve oynatmak istediğim hayali oyunda kanatlar ve forvetlerin tanımı birbirine son derece benzer olacak. Öncelikle bahsetmek gerekirse bu sene çıkış yapmasını beklediğim ve aslında Fatih Terim in de büyük hayaller besleyerek kadroya kattığı Oğulcan Çağlayan ve Barış Alper Yılmaz bence her türlü oyuna uygun oyuncular. Özellikle Barış sol kanatta oynatıldığı zaman sağ tarafa çekip attığı şutlar ve fiziksel gücünden dolayı yarattığı avantajlardan dolayı eğer karar mekanizmasında da gelişme gösterirse Galatasaray ın rotasyonunda bir parça haline gelebilir. Oğulcan ise Galatasaray a ilk geldiğinde bana Gareth Bale ı hatırlatan bir oyuncuydu. Özellikle patlayıcılığı ile çok dikkatimi çekmişti. Ancak Oğulcan da tıpkı Barış ta olduğu gibi doğru karar vermekte zorlanan bir oyuncu. İşte bu yüzden Oğulcan ın da eğer mental açıdan gelişirse rotasyonda yer bulabileceğini söyleyebilirim. Bu iki oyuncuyu geride bırakırken Galatasaray ın iki altın çocuğuna geçiyoruz. Kerem Aktürkoğlu ve Yunus Akgün. İlk başta Kerem den bahsedelim. Kerem geçen seneyi 13.sırada bitiren Galatasaray adına tek olumlu düşünce belirtebileceğimiz oyuncu olabilir çünkü Kerem gerçekten en azından Türkiye Ligi nin gerçekliğinde İngilizlerin ‘Game Changer’ diye nitelendirdiği yani oyunu değiştiren oyuncu tanımına çok uyuyor. Oyunu açabilme becerisi olsun, çalım becerisi olsun, hızı ve patlayıcılığı olsun gerçekten aşırı derecede fark yaratan ve takımın özellikle sıkıştığı anlarda inisiyatif alabilen bir oyuncu. Ancak bunun dışında da tabii ki de özellikle de Kerem in savunma becerilerinin zayıf noktası olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Özellikle de savunmada nerede duracağını bilmemesi ve zaman zaman adamını ve alanını kaybetmesi takımın savunma yapmasını zorlaştırıyor. Eğer Kerem savunma yapmayı da öğrenirse zaten Türkiye de duracağını pek sanmam. Ayrıca Kerem in Yunus kadar teknik bir oyuncu olmasa da her geçen gün tekniğini geliştirdiğini de söyleyebiliriz. Şimdi de sıra biraz çalkantılı da olsa yolları çocukluk aşkıyla kesişen Yunus a geldi. Yunus geçen seneyi kiralık geçirdiği Adana Demirspor da gösterdiği o mükemmele yakın performansla birlikte yeniden Galatasaray ın bir parçası olabileceğini gösterdi.Kerem kadar iyi ve efektif olmasa da hız ve patlayıcılığının yanı sıra sol ayağı ile yaptığı vuruşlar ve dar alanda yaptığı isabetli paslarla kolayca adam eksiltebilmesi Yunus u değerli kılan şeyler. Tabii ki de Yunus ta da Kerem kadar olmasa da savunma eksikleri olumsuz özellik olarak ön plana çıkıyor. Ayrıca Yunus un arada sırada oyundan kopması da onun eksiklerinden biri olarak gözüme çarpıyor. Diğer oyunculara göre daha fazla mercek altına aldığımız bu iki oyuncunun ardından Galatasaray ın üzgün ve yalnız çocuğu Morutan dan da bahsetmek istiyorum. Morutan bence Kerem de dahil saf yetenek olarak takımın en değerli oyuncusu ve inanılmaz bir sol ayak ancak duygusal yönden yaşadığı sıkıntılardan dolayı kendini bulamamış bir oyuncu. Açıkçası Morutan la ilgili çok bir şey söylemek istemiyorum çünkü aslında oyuncunun sadece fragman kısmını görebildik. Bence kendine gelebilmesi ve özgüven toplaması için bir Anadolu takımına kiralanması gerekiyor. O yüzden bu kısmı es geçiyorum. Artık sıra geldi 9 numaralara. İlk başta Gomis ten söz etmek istiyorum çünkü Gomis le ilgili söyleyebileceğim heyecan verici bir şeyin olmadığına kanaat getirdim. Oyuncu artık depar atamayacak hale gelmiş ve bu fizikte olmasına rağmen doğru düzgün bir şekilde top indiremiyor bile işte bu yüzden Gomis in derhal rotasyon dışında yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bu oyuncu yerine Oğulcan ın iyi bir yedek forvet olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum. Takımda bahsedeceğimiz son isim takımın assolisti Haris Seferoviç. Assolist lafın gelişine kullanmadım çünkü gerçekten takımın tavanını ve tabanını asıl belirleyecek kişi golcüdür ve Galatasaray ın oynamak istediği ve oynaması gereken futbolda da forvetin önemi çok daha önemli. Seferoviç ten bahsetmek gerekirse de söylemeliyim ki gerçekten hm benim hem de Okan Hoca nın oynatmak istediği oyuna en yatkın santrafor. Ne zaman nerede duracağını bilen, topları iyi bir şekilde bilen ve topu çoğunlukla en doğru yere ileten üst düzeye yakın seviyede bir bağlantı oyuncusu. Bunun yanında da çok temiz bir son vuruşçu olmamasına rağmen çok sayıda pozisyona girme becerisi olduğundan dolayı topu bir şekilde ağlara yuvarlayabilen cinsten sol ayaklı bir forvet.
Artık oyuncuları değerlendirme kısmını bitirdiğimize göre benim kafamda oynanması gereken futbolu sizlere de ileteceğim. Öncelikle baştan söyleyeyim benim için savunma ve hücum bir bütün olduğu için ikisini bir çatı altında toplayıp bir şeyleri dilim vardığınca anlatmaya çalışacağım. İlk başta tabii ki de her çılgın düşünceli futbol antrenörü ve taraftarı gibi düşüncem pozisyonsuz futbol ve oyuncuları buna göre seçeceğim. Herkes hazır olduğuna göre önce formasyonu sonra da ilk 11 i dile getirebilirim. Formasyonum 1-2-1-4-3. Şu şekilde açıklayayım( Muslera)- (Abdülkerim, Nellson)-(Berkan)-(Oliviera, Akbaba, Dubois, Aanholt)-(Yunus, Seferoviç, Kerem) kadroyu da bu şekilde dizmeyi düşünüyorum çünkü oyuna bu şekilde yayıldığı zaman takımdaki her oyuncunun kendine verilen rolleri daha dar bir alanda daha disiplinli ve basit yapabileceğini düşünüyorum. Ayrıca geri dönüşlerde daha az yorulacaklarını düşünüyorum çünkü her oyuncu kendi pozisyonunda tutması gereken alanı oyun dar bir alanda oynanacağı için basit bir şekilde kapatabilecek. Tabii ki de geri dönüşlerden bahsettim ancak zaten bu takımın asıl amacı topu kendinde tutabilmek ve rakibin savunma yapmasını sağlayarak rakibi yormak. İşte burada Seferoviç in değeri ortaya çıkıyor çünkü sağlam baskı yapan takımlara karşı uzun top atıp topu 2. Ve 3. bölgede korumamız gerekecek. İşte burada da Seferoviç in bağlantı becerisi ön plana çıkıyor. Bu şekilde topu ön tarafa taşıyabileceğiz ve burada da en büyük iş oyun kurma becerisine sahip bek oyuncularına düşecek çünkü tabii ki de ilk amaç oyunu ortadan oynamakta olsa buna takımların önemli ölçüde izin vermeyeceğini düşündüğümüz için beklerin kenarlarda yer alması gerekiyor. İşte bu şekilde Kerem ve Yunus u birer forvet(half space te) olarak konumlandırabiliriz. Tabii ki de bu sırada Kerem in ve Yunus tan bir tanesinin kenara açılmasıyla birlikte Emre nin atacağı ani ve sürpriz koşular hem takımın ön tarafta kalabalık olmasını sağlayacak hem de gol bulma ihtimalini de arttıracak. Ancak sahada bunların gerçekleşmesi için tabii ki de Olivierave Berkan ın da ön tarafı desteklemesi gerekiyor. Bu desteklemeyi de şu şekilde açıklayayım bu iki oyuncunun her daim özellikle beklerin ve stoperlerin pas açılarında yer almaları gerekecek. İşte burda da formasyonun avantajı ortaya çıkıyor çünkü bu formasyonda beklerde orta saha görevi alabiliyorlar. Söyle açıklayayım takımın stoperin ve ön libero diye nitelendirdiğimiz kısmın önünde bir baklava şekli ortaya çıkabiliyor. Tabii ki de bu 2.ve 3. Bölgeye top taşıyarak orada kalabalık yaratmanın dışında da ısrarlı bir şekilde takımın topla çıkacağı bir oyun planına da sahibim. İşte burada da Oliviera 4 lünün yanından Berkan ın yanına gelerek ön liberoyu 2 liyor. Bu sırada ise Kerem ve Yunus orta saha çizgisine konumlanıp pas bağlantısı için geri gelen Dubois ve Aanholt a pas açısı yaratmak için uğraş verecek. Bu sırada da aynı zamanda sırtı dönük oyunu iyi oynayan Seferoviç te Kerem ve Yunus un hemen önüne konumlanacak. Bu sırada Emre ise sanki bir anda uzun top atılacakmış gibi ileride konumlanıp boş koşular atacak. Ayrıca tabii ki de yaratılabilecek üçgenlerden veya dörtgenlerden bahsetmeme gerek bile yok. Son olarak ta bahsetmem gerekir ki topu alamadığımız takımlara karşı ise bu formasyon sayesinde kolay ve hızlı bir şekilde 5liye geçebilir ve Seferoviç i geri alarak Yunus ve Kerem in atacağı koşulara uygun biçimde bir düzene de geçebiliriz. Artık toparlamak gerekirse oynatmak istediğim oyun Berkan dışındaki oyuncuların çok fazla yorulmayacağı ve kendi pozisyonlarını kaybetmeyeceği ve herkesin savunma eşleşmelerine ve oyunun durumuna bağlı olarak birbirinin yerini alabildiği, gol yeme riski biraz fazla anca hem göze hoş hem de uygulanabilirse bu ligin son derece üstünde bir oyun. Açıkçası tabii ki de mükemmel olmamakla beraber bu kadronun en iyi şekilde değerlendirilebileceğini düşündüğüm bir oyun.
Ege Toros