Hemen her maç sonu hakemleri konuşuyoruz. Neredeyse tüm kararlarını tartışıyoruz. Her kulüp onlardan şikayetçi; her takım yöneticisi-teknik adamı-futbolcusu-taraftarı, hakemlerin kendi üzerlerine oyunlar oynadığını iddia ediyor. Hâl böyleyken, Haluk Ulusoy döneminin en flaş, en tartışılan hakemine gittik. Belki de Türk Futbolu’nun en renkli hakemine… “Neler oluyor?” diye sorduk, “Neler olmuyor ki” diye başladı söze ve neler neler anlattı. Söz, FIFA kokartlı eski hakem Mutlu Çelik’te…

Profesyonel hakemlik doğru mu?

Yanlış… Doğruydu, yanlış oldu. VAR sistemini uygulayacaksa bu ülke, profesyonel hakem beslemeye gerek yok. Çünkü VAR gelecekse, iyi-kötü hakem kavramı biter. VAR; hakemliğin, futbolun ruhuna aykırı bence. Sen sağlığı hissedemedikten, göz temasını, iletişimi kuramadıktan sonra nasıl hakem olacaksın? Futbol canlı bir oyundur, ruhu vardır.

‘Cüneyt’in Türkiye’de imajı kötü’

Ekrandan bakan hakem içerideki kadar iyi değilse; onu da yakabilir. Yanlış mı?

5. ve 6. hakemliği destekliyordum önceleri ben. Fakat daha sonra kaldırılması için mücadele ettim! Çünkü Cüneyt’in Fırat’ın yanına hayatında görmediği Muğla’nın, Van’ın ‘B’ hakemini veriyorsun. Adam heyecandan titriyor. İlk defa hayatında kadın görmüş gibi heyecanlanan adamı götürürsen ne yapacak? MHK’ya önerdim. Dedim ki “5. ve 6. hakemliği göz sağlığı iyi olan herkes yapabilir. Hilmi Ok bile yapabilir!” Çünkü koşmasına gerek yok! Maçı yöneten hakemin üstünde birisi olmalıydı kenarda duran. Yoksa ortadaki hakem, altındaki adamı dinlemez ki! Yanlış buydu.

Ülkenin iftihar ettiği Cüneyt Çakır’a bile nerdeyse herkes düşman! 

Cüneyt Çakır’a herkes sallıyor da, ben O’nun yerinde olsam Türkiye’de maç yönetmem! Çünkü Cüneyt, Türkiye’de kötü hakem! İmajı bu! Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine bakalım mesela… Fenerbahçe ofsayttan gol attıktan sonra, Cüneyt’in verip vermediği pozisyonlara değil, Beşiktaş’ın lehine aldığı pozisyonlara bakın. Temas yokken fauller çaldı. O büyük baskıyı en başta Cüneyt Çakır kurdurdu. Beşiktaş sonradan toparladı ve zaten iyi futboluyla Fenerbahçe’yi yenecekti. Fakat gerçek bu… ‘Penaltı verdi-vermedi’ye girmem, onlar pozisyon çünkü. Ancak bütün takdir haklarını nereye kullandığına bakın. O maçı bir de benim bahsettiğim gözle izleyin. Pozisyon analizi değil, insan analizi yapın.

Bir analiz yapsanız mesela?

Mesela Quaresma’nın pozisyonu… Quaresma’ya yapılan faulü vermedin. O da kalktı, sana baktı, ‘sen faulü vermedin hee…’ dedi. Valbuena’ya koştu ve… Orada ne yapacaksın? Düdüğü çalacaksın, 3-4 kez… Oyunu durduracaksın. Gideceksin Quaresma’nın yanına; “Ne yapıyorsun? Burada kararı ben veririm. Sakin. Derin bir nefes al önce. Sakatlığa gidiyorsun. Rakibe tekme atarsan oyundan ihraç olacaksın, değer mi” diyecek, kenara çekileceksin. Hakemlik bu çünkü. Hakemlik, idare etme ve yönetme sanatıdır. Önleyici hakemlik denen şey de budur. Tekmenin ya da yumruğun atılmasını beklemez hakem. Cüneyt, Dünya Kupası’nda final yönetecek inşallah. Gurur duyuyoruz O’nunla, ama Avrupa’da Dünya’da.

MHK ne durumda sizce?

Yönetmeye gelenler, yönetiliyor şu an. Yönetilen adamdan, yönetici olur mu! Yönetileceksen, o koltuğa oturmayacaksın. Öncelikle profesyonel hakemliği kaldıracaksın. Çünkü 20 bin lira maaş alıyorlar. 10 bin civarında da maç başı. Allah daha çok versin! Ama herkes işini gücünü bıraktı, maç almaya çalışıyor. Hepsi birbirini yiyiyor maç almak için!

Sizce hakemler kuralları biliyor mu?

Ehliyet kursunu düşünün. Kitapları ezberletiyorlar, motor şöyle-şanzıman böyle. Ehliyeti alıyor adam. Arabaya biniyor, lastik patlıyor ve her şey bitiyor! Değiştiremiyor! Pratik yapmamış ki hiç. Futbolda da öyle. Hiç futbol oynamamış adam, sen de hiç oynatmamışsın… Veriyorsun düdüğü, “Bu maçı yönet” diyorsun. Adam bilmiyor ki futbolu. Nasıl yönetecek? Ben 19 yıl futbol oynadığım için, futbolu biliyordum. 8 defa oyundan atıldım, 8 kulüpten kovuldum. Kimseye boğun eğmedim.

Bülent Yavuz şunu derdi: “Mutlucuğum inanılmaz hakemsin, ama hakemlik terbiyen çok zayıf.” “Hakem terbiyesi ne demek” derdim? O istiyor ki; rahat, hazır ol! Ona, “Senin istediğin tasmalı köpek! Ben sokak köpeğiyim hocam… İstediğimi severim, istediğime hırlarım, istediğime sevdiririm, istemediğimi ısırırım. Ama ben kendime tasma taktırmam” dedim.

1 milyon Dolar teklif  ettiler, kabul etmedim!

‘YERİME GİDEN HAKEM, AKYADA’DA VİLLALAR ALDI’

Hakemlik zor iş mi?

Dünyanın en kolay işi. Benim için en zor iş; bilgisayarı açıp kapamak. Bilmiyorum çünkü! Sahada bildiğim işi yaptım ben.

2011’de bir şike süreci başladı. Siz de o maçları izlemişsinizdir. Şike var mıydı?

Türkiye’de şikenin olmadığı sene mi var? Ne kadar safsınız! Şikenin olmadığı gün, ay, yıl yok. Fakat o seneye özel konuşacaksak eğer… Fenerbahçe 19 maçı bağladı dediler. 3 büyük takımı; Beşiktaş’ı Galatasaray’ı Trabzonspor’u yendi Fenerbahçe… O halde Beşiktaş da Galatasaray da Trabzonspor da mı şike yapmış! Akıl var fikir var; Fenerbahçe gidip Karabük’ü, Ankaragücü’nü mü satın alır! Bunlar çerez zaten. Rakipler diğerleri… Bir de şu var; Şikeyi yöneticiler ve futbolcular yapıyor. Hakemler en son noktada. Benden de bir zamanlar bir şeyler isteyenler vardı! Yazacağım onları da. Mesela 2006 yılı Nisan ayında bir maç var; Orada öyle bir olay oldu ki…

Yönettiğiniz sıkıntılı maçlar var mıydı peki?

Bilerek kötü yönettiğim 2-3 maç var, ama kimse yazmadı. Bana 1 milyon Dolar teklif ettiler, “Sen çıkacaksın” dediler. Çıktım maça, ama rakip takımdan oynuyorum hakem olarak! Çünkü Toto oynayacaklar, ama ben kabul etmedim parayı… Federasyonun dahi bilgisi dahilinde bu anlattıklarım. O takım yenerse şampiyon olacak. Haluk Ulusoy’u aradım, “Durum bu, beni maçtan al” dedim. “Hayır, sen çıkacaksın” deyince de, “O zaman kafama göre yönetirim. Şaibe altında kalacağıma kötü maç yönetirim” dedim. Ben kaç tane maçı geri verdim hocam, şike teklif edilen kaç tane maçı kabul etmedim. Benim gitmediğim bir maça, bir abim gitti. Sonrasında beni, “Akyaka’da ev alacağım, yardımcı ol” diye aradı. “Abi, sen emekli olacaksın, ne kadar maaş alacaksın” dedim. İki tane maçı o yönetti. Şimdi bu şahıslar çıkıp bize ahlâk dersi veriyor. Bir devlet memuru, o evleri nasıl alır? Miras mı kalmıştır! Günahlarını almayalım! Telefon kayıtlarımıza dönüp baksınlar. Benim gizlim saklım yok!

Yarın: Şu an en iyi hakem kim?

Fırat Aydınus… Fırat’ı da İstanbul yapılanması yedi. Ama bu çocuk da onlara çanak tuttu.

Hakemlike böyle yapılanmalar var mı?

Olmaz mı? Ben 3. Lig hakemiyken, MHK’dan aradılar; “Serdar Çakır’a oy vereceksin” dediler. 1997’ydi herhalde. Ben de Eskişehir’de salonda çıktım; “Benim oyum Abdurrahman Arıcı’ya” dedim. Haluk Ulusoy’un falan benden haberi bile yok, çünkü alt klasman hakemiyim. MHK üyeleri beni tehdit etti, “Sana bir daha maç vermeyeceğiz” dediler. Ben de, “Hepinizi değiştireceğim” dedim. Ve değiştirdim! Bu ülkede tehdit kültürü her zaman oldu. Ben istifa ettikten sonra MHK’dan çağırdılar, ‘devam et’ dediler. Etmedim. Çünkü bizi yönetenlerin kendisi çürük elmaydı. Şu anda da TFF’de çok çürük elma var!

Kim o çürük elmalar?

Ben de onlardan biriymişim, çürük elmaymışım yani! Öyle diyorlar! Yöneticilerimizden biri, “Türk hakemliğindeki çürük elmaları temizliyoruz” dedi canlı yayında… Aradım, mesaj attım, dönmedi. Mesajım şöyleydi: “Sayın başkanım, çürük elmalardan bahsediyorsunuz ya, isim verin. Mutlu Çelik deyin mesela. Ben de Türk Futbolu’nu yöneten çürük elmaları anlatayım isterseniz! Nasıl olur…” Bir süre sonra mesajıma yanıt geldi; “Mutlucuğum seni kast etmedik. 2008-2009’dakilerden bahsettik” diye… Onlar isim versinler, ben de anlatayım: Hangi başkan kime para teklif etti, kim aldı kim almadı, o takım yenilsin-bu takım berabere kalsın pazarlıkları nasıl yapıldı?

ZAFER BÜYÜKAVCI – FANATİK ÖZEL

Mutlu Çelik’ten inanılmaz itiraflar! 2000’lerde Türk futbolunda dönen tüm dolapları tek tek anlattı…

 

Önceki İçerikAtilla Türker’in Mertcan Çam haberine Fikret Orman’ın yorumu: Adamı meşhur ettik!
Sonraki İçerikSeni yemişler Serdar Ali… Fatih Altaylı, Dursun Özbek’le yapılan röportaja kızdı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz