Hamit Altıntop : Prandelli’nin sitemine uyum sağlamakta zorluk çektik
Hamit Altıntop : Sabri Sarıoğlu’nun dönmesi takım için çok önemliydi
Hamit Altıntop : Galatasaray’ı çok seviyorum, bu yüzden yanlış gördüklerimi söylemek zorundayım
Hamit Altıntop : Balıkesirspor ve İstanbul Başakşehir mağlubiyetlerine çok üzüldüm
Hamit Altıntop : Kasımpaşa, Mersin İdman Yurdu ve Torku Konyaspor maçlarında konsantrasyonumuz çok yüksekti
Hamit Altıntop : Beşiktaş’ın Torku Konyaspor’a kaybetmesi bizi rahatlattı
Hamit Altıntop : Muslera ve Yasin’in performansları takımı farklı bir yere taşıdı
Hamit Altıntop : Yabancı ve Türk futbolcular arasında hiçbir zaman sıkıntı yaşanmadı
Galatasaray’ın deneyimli orta saha oyuncusu Hamit Altıntop, Lig TV muhabiri Pınar Argun’un sorularını yanıtladı. Tecrübeli yıldız, Muslera ve Yasin’in performanslarının takımı farklı bir yere taşıdığını söyledi.
“Yeni hoca yeni kurallar yeni çalışma tekniği tarzı. Adaptasyon süremiz uzun sürdü. Prandelli’yle İletişim sıkıntımız oldu bu da futbolumuza yansıdı. O süreçte başkanımız değişti. Ne kadar takıma yansıtmak istemeseler de bunlar takımı etkiledi. Sonra bir hoca değişiklği oldu ve Hamza Hocayla yeni bir hava yarattık.
“Sabri yine takıma katıldı. Bu da benim için ve takım için çok önemliydi çünkü Sabri Galatasaray’ın simgesidir. Florya çocuğu diyebiliriz ona, 20 yıldır burada yaşıyor. Yakalanan pozitif havayla beraber skorlar da pozitif oldu. Sonuna kadar da yakalanan bu havayı devam ettirdik. İnişlerimiz de oldu. İnişli çıkışlı bir sezondu. Şampiyonlar Ligi’nde kötü sonuçlar da aldık. Bunlara üzüldük ancak inşallah bunların yeni sezon öncesi ayrı bir motivasyon kaynağı olacağına inanıyorum.
“Hamza Hoca’nın Galatasaray’a bağı çok yakınmış. Ben bunu önceden bilmiyordum. Çok takip edememiştim. Buraya geldiğinde nasıl karşılandığını ve burayı nasıl sahiplendiğini, yuvası bellediğini bize gösterdi. O ilgi ve şefkati verdi. Bu her zaman futbolcu için önemlidir. Doğru hamleler doğru zamanlamalar yaptı. Allah’ın da yardımıyla lig maratonunu hocamızın sayesinde iyi noktaladık çok şükür. Hamza hoca çok kısa sürede bize ulaşabildi. Futbolcuların kendine has bir tarzı vardır. Sadece futbolcuların değil, diğer sporcuların da böyledir. Basketbolcular olsun tenisçiler olsun, sporcular bazen kendi kafalarına göre hareket edebilir. Ancak futbol kolektif bir oyun olduğu için tüm takımı aynı yöne yöneltmesi büyük başarı ve sanattır. Hamza Hoca çok sabırlı bir insan. Bazen sıkıntılarımız da oldu, dönüm noktaları da oldu mağlubiyetler de oldu ancak o kendi çizgisini korudu; bu da bize çok inandırıcı geldi. İnandırıcı şeyler hiçbir zaman insanın özgüvenini aşağı çekmez.
“Ben eleştirileri neden yapıyorum? Çünkü ben oynadığım kulüple ilgileniyorum, a’dan z’ye ilgileniyorum çünkü burayı seviyorum. Ben burada para kazanıyorum, benim ekmek teknem burası. Sorumulluk almak mecburiyetinde hissediyorum kendimi. Orda da güzel olmayan şeyleri söylemek gerekir. Çünkü işimi ve kulübümü seviyorum. Bu eksiklikleri hissettikçe insanın performansı da etkileniyor. Bunları hissettikçe takıma da faydalı olamıyorsun ve ister istemez başarı da gelmiyor. Dışarıdan göründüğü gibi değil burası, futbolcular en güzel arabalara biniyorlar veya çok güzel yaşıyorlar gibi düşünülebilir ancak biz her gün buradayız. Futbolcu sadece 90 dakika sahada değil bunun tedavisi var dinlenme süreci var. Bunların hepsi işimizin bir parçası… O parçayı da iyi kurmak lazım. Biz burada işimizi hayatımıza göre ayarlamayacağız. Hayatımızı işimize göre kuracağız. İdman bitsin de gitsem muhabbeti yapmamak gerekir o zaman kendimizi geliştirip başarılı olamayız. Veya belki başarı gelir ama devamı gelmez. Sadece yetenekli olduğumuz veya bir an hırs yaptığımız için bir iki maç kazanabiliriz ancak daha sonra eski halimize dönmememiz lazım. İrade çok önemli…
“Ben geldiğimde farklı bir başkan vardı ve ayrıldı. Kendisinin de Fatih Hocamızın da emeği çok büyük. Kadroyu o iki güzel insan kurdu. Transferleri, ben dahil… Abdürrahim abinin de gelmesi el atması ve bizi havaya sokması, kendi işini aksatmak pahasına her şey Galatasaray için dedi. Tebrik etmek lazım ama eksik çok. Eksikler o kadar çok ki nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Biz futbolcu olarak saha içi diyoruz ama dediğim gibi bunun düzeni, sistemi bazı şeyleri kolaylaştırabilir.
“Şampiyonluğa inancımız her zaman vardı ve bunu gösterdiğimize inanıyorum. Tabii ki bölüm bölüm saha içinde duruşumuz kötüydü. Ben bunu özellikle Şampiyonlar Ligi maçında söylemiştim. Bu da yine düzensizlikten kaynaklanıyordu. Tutunacak dalımız yoktu maalesef bu bir gerçek. Bir sistemin olduğunda ve ona inandığında ona tutunursun. Ama o çizgiyi her zaman aradığında bunu yansıtırsın. Ciddi şekilde daha iradeli daha ciddi daha dürüst olmadığımız bölümleri kapatmamız gerekiyor. Şampiyonlukta ben daha çok neye üzüldüm? Daha güzel oynayabilir, daha başarılı olabilir, daha sağlam durabilirdik. Bir takım yarıştan koptu kopacak gibi endişelerin önüne geçebiliriz. Galatasaray kulübü bunları yaşamaması gereken bir seviyede. Marka ve isim olarak, imkanlar bazında bunların yaşanmaması gerekiyor. Tabii ki şampiyon olursun olmazsın ama bir duruşun olur. O takım siyah formayla oynadığında, isimler olmadığında bile izleyenler “Evet bu Galatasaray sistemi, bu Galatasaray’ın tarzı” demeli. Ben böyle bir çizgi takip etmeyi doğru buluyorum. Manchester United’da Giggs 40 yaşına kadar oynuyor. Veya Scholes, nasıl oynayabiliyor? Adam sistemin içinde oynuyor, adam ne yapacağını biliyor ve karesinde çıkmayıp ona konsantre oluyor. Haliyle fazla yorulmayıp fazla üzülmüyor. Tabii ki sonuçlar iyi olmazsa insan üzülebilir ama biz maalesef çok uç noktalarda yaşıyoruz.
“Ben Balıkesir maçını sakatlığımdan ötürü televizyonda izledim. Ona çok üzülmüştüm. Çünkü orada hiçbir umut yoktu. Ayrıca Başakşehir deplasmanındaki maçımız… Orada Melo sakatlanmıştı ben ısınmaya çıkmıştım. İkinci devre yağmur yağmıştı ben yağmur altında takıma yardım edemedim, müdahale yapamadım, motive edemedim. Bir taraftan yağmur rüzgar, diğer taraftan 4 gol. Bizim için çok ağır bir yenilgiydi çok üzülmüştüm.
“En sevindiğim maçlar da Kasımpaşa’daki geri dönüşümüz, Mersin’de içerideki geri dönüşümüz ve tabii ki 5-0’lık Konya maçı… Bunlar çok güzel maçlardı çünkü her zaman konsantrasyon yükseliyor, ciddi oluyorsun ve 3-0’dan sonra güzel başka şeyler de katabiliyorsun oyuna. Son maçların skorlarını gördük, 1-0, 2-1, 0-0… Pozisyon oluyor yiyorsun pozisyon oluyor atıyorsun. O konuda ilerleme var Türk Ligi’nde, maçlar hep ortada. Artık 5-0’lar 6-0’lar çok nadir oluyor. Bu da futbol taraftarı için daha güzel.
“İçerideki Gençlerbirliği maçının çok zor olacağını biliyorduk. O maçta kazanıp Beşiktaş da puan kaybedince biraz rahatladık. Şöyle rahatladık çünkü Beşiktaş’ın o konsantrasyon havasını kaybettiğine inandım ben. Takım içinde tabii ki bunu söylemedim çünkü ister istemez laubalilik başlayabilirdi, böyle bir hissi verme ihtimalim olduğu için bunu dillendirmedim. Ama orada bir rahatlık kesinlikle geldi. Bunu da Beşiktaş maçı içinde gördük. Beşiktaş daha rahat oynadı ancak çok konsantre olamadı çünkü bir burukluk vardı. Biz de bunu kendi lehimize çevirdik.
Son iki maçı herkes aynı saatte oynamalı. Neden aynı saatte oynamalı? Mesela son maçını Arena’da oynuyorsun ve son maçta her şey belli olabilir. Üzüntünü de taraftarınla paylaşırsın sevincini de. o an onu paylaşmak çok güzel. Stattaki organizasyon da çok güzeldi ancak o anki kucaklaşma çok farklı bir duygu. Ben buna biraz üzüldüm. Bunu şampiyon olduğumuz için söylemiyorum. Ben Beşiktaş’a da çok teşekkür ediyorum, Fenerbahçe’ye de diğer takımlara da… Çünkü bu rekabet bizim kalitemizi ve konsantrasyonumuzu da arttırdı. Ligin kalitesi de arttı, getirisi de arttı. Bu pastadan herkes yararlanıyor. Bir bölümü tabii ki şampiyon olunca daha fazla pay alır ama seneye de diğer takımlar bunu yapabilecektir. Pozitif yaklaşmak lazım.
“Bölüm bölüm farklı oyuncular farklı katkılar verdi. Muslera tabii ki çok önemli bir faktör. Kalemizde öyle bir kişilik varsa konsantrasyonu ve performansı da bu kadar yüksekse rahatlatıyor. Bunu söylemek gerekir bu övgüleri hak ediyor. Yasin de ilk başta yeni kulübe gelip fazla oynamadı. Ancak bunu indirme süresini geride bıraktıktan sonra resmen şov yaptı. Bunu kabul etmek lazım. Golleri olsun futbol anlayışı olsun, sol tarafta bize bir şeyler kattı. Ancak çok oynamayan arkadaşları da unutmamak lazım. Söylediğim gibi, idman temposu oynamayan futbolcularda artıyor. Hafta sonu oynayacak mıyım oynamayacak mıyım düşüncesiyle bir umut oluyor. Bunlar önemli faktörler. Bu olduğu için sonunda kupa geldi. Türkiye Kupası’nda mesela Çarşamba günü finale çıkacağız. Buralara kadar az oynayan arkadaşlarla geldik. Balçova maçında takım 9 tane attı. Çünkü bu ciddiyeti ve profesyonelliği gösteren herkesin bir payı var. İsim vermek çok uygun olmasa da Muslera ve Yasin benim için biraz daha ön plana çıktı. Onların da bu övgüyü kaldırabileceklerin, düşündüğüm için ikisinin ismini verebilirim.
“Bir rekabet oluşması ve o anın en iyisini yapmak en büyük başarıdır. O şartlara göre yüzde yüz geliyorsa tebrik etmek lazım. Ama onu ciddiye almamak veya hep geriye bakıp ağlamak sızlamak bir şey katmaz. Lig bir hava yakaladı ben buna inanıyorum. Bunu Beşiktaş da Trabzon da gösterdi. Bu sene maalesef iyi olamasak da biz de geçen yıllarda Şampiyonlar Ligi’nde bunu gösterdik. Kendimizi bulmaya çalışıyoruz. O konuda Fatih Hocamızın da Allah yardımcısı olsun kolay bir pozisyonda değil şu an. Avrupa Şampiyonası’na katılsa bir dert katılmasa bir dert. Ama önemli olan bizlere bir şey katsın, Türk futboluna bir şey katsın. Fedakarca davranırız ama sonunda bize gelecek arkadaşlara bir şey katması lazım. O çizgide her kulüp her başkan ve her arkadaşımızın Fatih Hoca’ya destek olması lazım. Türk insanı nasıldır? Hiç kimse tam olarak değerlendiremiyor, her yöne gidebiliyoruz maalesef. bu da bizi bazen olumsuz etkiliyor.
“İlk önce çok mutluyuz. Galatasaray taraftarları ve camiamız 20. şampiyonluğun keyfini çıkarsınlar. Şampiyonluklar güzel şeyler ama bu yolda hiçbir zaman diğer takımları veya futbolcuları aşağılayıp tahrik etmemek gerekir. Bu yarın değişebilir çünkü. Bunun güzel şeylerini görmemiz çantamıza çuvalımıza atıp yola devam etmemiz lazım. Ben maça çıktığımda karşıdaki arkadaşıma duruşumla ve futbolumla ve muhabbetimle bir şeyler katabiliyorsam ne mutlu bana. Bu küçük şeyleri görmezlikten gelmeyelim. Kalp kırmayalım çünkü ciddiyim hiçbir şeye değmez. Şampiyonluklar güzel şeyler ama her zaman insanlık her şeyin önündedir. Taraftarlarımızdan ricam bunun keyfini çıkarsınlar ve güzel tatil yapsınlar. Mutlaka onlar da futboldan biraz uzak kalacaklardır.
“Buradan Fatih Hocamıza ve Milli Takımımıza da başarılar diliyorum. İnşallah Kazakistan’da, yılın golünü attığım Kazakistan’dan çok güzel bir sonuçla döner takım. Bir ihtimal daha var, o ihtimal de her zaman en iyi şekilde değerlendirilmelidir. İnşallah Milli Takımız da çok güzel bir yol kat eder. Ben Selçuk, Burak ve Semih’e de söyledim, Avrupa Şampiyonası oynamak çok güzel bir şey. İnsana çok şey katıyor. İnşallah takım da bir daha böyle bir havaya girer ve Şampiyona’ya gider ve inşallah ben de giderim. Böyle şeyler insanlarımıza çok güzel duygular katar inşallah.”