Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, iki spor kanalı TRT Spor ile NTV Spor’u yazdı:
Teşekkür mü, kahır mı?
Bir yanda bu güzel yayınları yaptıkları için teşekkür, öte yandan böyle felaket sundukları için kahır?.
Televizyonlarımızdan söz ediyorum..
Harika spor günleri yaşıyoruz.. Wimbleden Tenis Turnuvası.. Fransa Bisiklet Turu.. Diamond League başta.. Futboldan kusar hale geldiğimiz günlerde tenis, bisiklet ve atletizmin en güzellerini bize canlı getiren Eurosport’a, BEin Tv’ye nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum..
Ama anlatımlarıyla beni sesi kısmaya kadar zorlayan sunuculara ne demek lazım bilemiyorum.
Eurosportcuların geleneksel Froome nefretleri, giderek patladı ve pazar günü tepe yaptı..
Önde Bardet atak yapmış giderken, hesapları farkı açarak sarı mayoyu da ele geçirmesi olan Eurosport anlatıcı ve yorumcusu öfkelendiler ve arkadaki gurubun içinde yer alan Froome’un yanındakilere adeta hakaret eden yorumlar yaptılar..
Niye bırakmıyorlardı ki, Bardet, Froome’dan sarı mayoyu alsın?. Niye Froome’u yetiştirmek için çalışıyorlardı, yavaşlayacaklarına… Ve bu hatayı nedense (!) her yıl yapıyorlardı. Sadece kendi takımı Sky değil, herkes Froome’a çalışıyordu.. Bunca takım yöneticisi, koçu, beyni yıllarca bu hatayı yapıyorlardı, üstelik.. Onlar kör, onlar geri zekâlıydı da, tek akıllı bizim Eurosportçulardı öyle mi?.
Behey gözünü nefret bürümüş, herkesi ahmak sanan cahiller!.
O adamlar, Froome’a değil, kendilerine pedal basıyordu. Aralarında etabı kazanmak isteyenler vardı. Nitekim Uran kazandı. Aralarında Sarı Mayo için pedal basan favoriler vardı.. Mesela Aru!..
Ayıptır, arkadaşlar.. Utanın biraz..
BEin’in atletizm anlatıcıları felaket üstüne felaket anlatıyorlar.. Yorumcu artık atletizmi unutmuş.
Bir 200 metre yarışındaki hatalarını söyleyeyim, gerisini anlayın..
Spiker, eline verilmiş metinden yılın istatistiklerini okumayı bitirdiğinde, yarışın da viraj bölümü, yani yarısı, ilk 100 metresi bitmiş ama o hâlâ yarışı anlatmaya geçememişti. İkinci yüzde de dişe dokunur tek laf edemedi. Bitişte yayıncı kuruluş hata yapınca, iyice çuvalladılar.
Gözlerinin önünde beşinci olan birinci yazılınca, çarşafa dolandılar. Ne saçma laf ettiler bilemezsiniz.. Bu arada, yorumcunun yarış öncesi yarım saat anlattığı Martina sonuncu olunca şaşırdılar iyice… Adamın 21.09 koştuğu ekranda yazarken “20.50 koştu” deyip üstüne yorum yaptılar..
Uzun mesafe koşuları antrenörü Ertan Hatipoğlu artık bu işi bıraksın. En çok, en bildiğinde çuvallıyor çünkü.. Paris, Lozan ve Londra yorumlarını izlerken, inanın acıdım.
TRTSpor da alay ediyor, vergileriyle onları besleyen Türk halkı ile.. Cuma günü Sırbistan’la oynadığımız maçı, iki gün sonra alt yazı diye geçti, TRTSpor.. Sonra cumartesi, yani bir gün önce Belçika maçımızın sonucunu yazdı. O gece oynanan Brezilya maçını izleyen TRT muhabiri yoktu, o koskoca serviste anlaşılan.. Ajanstan da gelmemişti sonuç herhalde.. Günün maçı yoktu iyi mi?.
Türk Milli Takımının o gece oynadığı maçı Türkiye Televizyonu bilmiyordu..
NTVSpor’u açtım. Orda yazıyordu, 3-2 kaybettiğimiz..