Habertürk Spor Muhabir Meclisi, ‘4 büyükler’deki son durumu Gazete Habertürk’ten Erdem Akbaş’ın moderatörlüğünde masaya yatırdı…
Tudor, şampiyonluk hedefine ulaşabilir mi? Hırvat hocanın, taktik anlamda sık sık yaptığı değişiklikleri nasıl buluyorsunuz? Sizce Galatasaray’a en uygun sistem hangisi?
“4-4-2 GALATASARAY’IN DNA’SINDA VAR”
ERHAN TELLİ: Galatasaray çok iyi bir kadro kurdu ama başlarına hoca almayı unuttu. En zayıf halkası Tudor. İçimdeki endişe devam ediyor. Sistemle oynayıp gereksiz değişiklikler yapıyor. Galatasaray’ın dörtlü savunmadan vazgeçmemesi lazım. 4-4-2 de düşünülebilir. Galatasaray’ın DNA’sında bu var. UEFA’yı kazandığı, 4 sene üst üste şampiyon olduğu yıllarda bu sistem vardı. Tudor abuk subuk değişiklikler yaptığı için Başakşehir ve Beşiktaş maçlarına şüphe ve kuşkuyla bakıyorum. Eğer böyle 3’lü savunma oynatırsa iki maçta da istenmeyen sonuçlar çıkar.
Hırvat hocanın hataları olsa da takım müthiş bir hava yakaladı ve Galatasaray ligin lideri… Galatasaray için transferlerin tamamı tuttu diyebilir miyiz?
ERHAN TELLİ: Yönetim transfer anlamında gerçekten çok başarılıydı. Aldıkları oyuncuların tamamı çok kısa sürede takıma oturdu. Ben bunu oyuncuların tamamının karakterli çıkmasına da bağlıyorum. Saha içinde de saha dışında da birbirlerini seven bir grup. Bu da Galatasaray’ın en büyük şansı. 96-2000’li, Hagi’nin Popescu’nun olduğu dönemde de yaşadık. O kadro da çok karakterliydi. Galatasaray’ın başarısının en büyük nedeni oyuncuların karakteri. Tamamen iyi niyetliler
“AYKUT KOCAMAN’IN TOPARLANMASI ZOR”
Fenerbahçe’de Aykut Kocaman gitti-geldi. Bundan sonraki süreçte Sarı-Lacivertliler’i nasıl günler bekliyor?
AHMET SELİM KUL: Göreve geldiğinde camiada kıpırdanma oldu. Ona inanan insanlar vardı. Ama hoca geldiği günden beri yaptıklarıyla bu insanları da kaybetti. Bundan sonra işi zor, toparlayabilmesi çok zor.
Takımda ne gibi sıkıntılar var?
AHMET SELİM KUL: Takımda bazı sıkıntılar devam ediyor. Mehmet Topal, Alanya maçında kadroda olmadığını öğrenince “Sakatım” diyor. Skrtel aynı şeyleri yaptı. Yedek kalan herkes arıza çıkarıyor. Ben Fenerbahçe’nin geleceğini çok umutlu görmüyorum. Fenerbahçe’yi kabus dolu günler bekliyor. Sonuç olarak Kocaman her şeyi bilerek geldi. Maddi durumu, takımda düzen olmadığını, tribündeki sıkıntıları, kongre süreci olacağını bunların hepsini biliyordu. Mağaradan çıkıp gelmedi. Ve bunları düzelteceğini vadederek geldi ama şu ana kadar vadettiği hiçbir şeyi yapamadı. Takımda lider yok. Selçuk Şahin bile o kadar aranıyor ki şu takımda.
ERHAN TELLİ: Galatasaray gibi sizde de bir temizlik şart.
AHMET SELİM KUL: Böyle olmaz. İnsanlar artık mutsuz.
ERHAN TELLİ: Fenerbahçe’de idari anlamda da bir sıkıntı var. İnsanlar artık aynı başkanı, aynı yönetimi görmek istemiyor. Sadece futbolcular bazlı bir sorun yok. Genel olarak Fenerbahçe’nin çehresinin değişmesini istiyorlar.
“GÜNEŞ’İN SIKINTISI YENİ TRANSFERLER”
Göztepe maçı sonrası Şenol Güneş’in “Yanıma değil, yerime birini baksınlar” sözlerini nasıl değerlendirmek lazım?
HALUK AYYILDIZ: Şenol Hoca’yı iyi tanıyan biri olarak söylüyorum. Hoca bu cümleleri kurmaya başladıysa sıkıntı vardır. Bunun sinyali daha öncesidir. Ufak ufak kopmalar başlar.
KARTAL YİĞİT: 4 hafta kazanamayınca bir sürü yorum yapıldı. İşte “Yardımcı eksikliği var” falan dendi. Onlara taktı. Hocanın takıntısı medyada konuşulanlar.
ERHAN TELLİ: Şenol Hoca saygı bekliyor. Hak ettiği saygıyı hala medyada veya kamuoyunda görmediğini düşünüyor.
HALUK AYYILDIZ: Trabzonspor’da görmediği saygıyı şimdi görüyor. Medya açısından…
KARTAL YİĞİT: Hocanın rahatsız olduğu şeyler var. Oyuncu bazlı sıkıntılar. Bazı isimleri istemiyordu. Bunu ilk kez söylüyorum. Negredo ve Lens’i istemiyordu. Medel’e de sıcak değildi. İlk tercihi Aboubakar’dı. “Bana varsa yoksa Aboubakar’ı alın” diyordu.
HALUK AYYILDIZ: Trabzon’da da istedikleri olmuyordu. Birikiyordu birikiyordu sonra patlıyordu.
KARTAL YİĞİT: Hocanın sıkıntıları bunlar. Bunlar bırakacağı anlamına da gelmiyor. Sözleşmesi 1 yıl uzatıldı. Sezon sonu oturup konuşurlar. Ayrıla da bilir. Hoca tarafından böyle bir istek de gelebilir.
“YÖNETİM HER AN YIKILABİLİR”
Trabzonspor’daki problem ne? Ersun Yanal’ın hataları nelerdi? İstifalarla sarsılan Muharrem Usta yönetimi ayakta durabilir mi?
HALUK AYYILDIZ: 50. yılda şampiyonluk parolasıyla yola çıktılar. Ersun Yanal’la yola çıkmaları bence doğruydu. Hatalar şurada yapıldı; her bölgeye birden fazla transfer yaptılar. Unuttukları yer defanstı. Durica ve Uğur’a güvendiler. Son dakika Hubocan’ı aldılar. 3-0’dan 4-3’e gelen maç, 6-1’lik maç hep buradan kaynaklandı. Ama aynı defans Galatasaray maçında eksiksiz oynadı.
ERHAN TELLİ: Aslında o maç futbolda günlük performansların ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
HALUK AYYILDIZ: Ancak Kayseri maçında takımı tanıyamadık. Yanal’ın döneminde oyun kalitesi hiç bu kadar düşmemişti. KARTAL YİĞİT: Rıza Hoca’nın bir suçu yok. Futbolcuların motivasyonuyla alakalı.
HALUK AYYILDIZ: 6-1’den sonra yönetim, hoca, herkesin istifa etmesi gerekirdi. Trabzonspor yönetimi artık topaldır. Her an yıkılabilir. Osmanlı maçında tökezleme durumu olursa daha duramazlar. Sayı olarak 10 kişi kaldılar. Trabzonspor her geçen gün eriyor.
“TALISCA BEŞİKTAŞ’IN ALEX’İ”
Anderson Talisca’nın bonservisi alınmalı mı? Beşiktaş’ın şu an için bu yöndeki tutumu ne?
KARTAL YİĞİT: Talisca çok enteresan bir oyuncu. Hala biz bile çözemedik. Sahada yokken bir anda çıkıp gol atıyor. Bir kafa golüyle maçı alıyor. Böyle baktığınız zaman bonservisi alınmalı. Ama paraya baktığınız zaman da Beşiktaş Kulübü o 25 milyon Euro’yu ödeyemez. Fazla para. İstikrara baktığın zaman ise değmez. Talisca iyi ama istikrarsız bir oyuncu.
AHMET SELİM KUL: Talisca çıkınca Beşiktaş durdurulabilir bir takım oluyor. Tek tahmin edilemeyen adam Talisca.
HALUK AYYILDIZ: Talisca, Beşiktaş’ın Alex’i…
KARTAL YİĞİT: Sezon başından beri daha yeni oynamaya başladı. 25 milyon Euro olmaz ama yarısı olabilir.
“AMİGO MUHABİRLER TARTIŞMASI MESLEĞE ZARAR VERİYOR”
“BİZLER KULÜPLERİN YAYIN ORGANI DEĞİLİZ”
KARTAL YİĞİT: Öyle bir algı oluşturuldu ki eskiden bu yoktu. Örnek vereyim: Beni ilk olarak Şansal Büyüka aldı. “Seni Beşiktaş’a göndereceğim ama adın Kartal. Eğer bir amigoluk yaparsan, kendini kapıda bulursun” dedi. Ben o dönemden bugüne kadar adımlarımı dikkatli attım. Gazetecilik ve takım tutmak ayrı bir şey. Spor gazeteciliği yapan insan takımını unutmalı. Sosyal medya çıktıktan sonra mertlik bozuldu. Herkes istiyor ki o kulüp muhabiri taraftar gibi düşünsün. Kulübün lehine çalışsın, aleyhine yazmasın. “Neden kulübü kollamıyorsun?” diyorlar. Bizler kulüplerin yayın organı değiliz.
“GERÇEKLER İÇİN GAZETE OKUSUNLAR”
ERHAN TELLİ: Sosyal medya hayatımıza girdi, meslektaşlarımız takipçi olayına dikkat vermeye başladı, işin rengi değişti. Kulüp çalışanı gibi davranmaya başladılar. Baktılar ki kitlelerin hoşuna gidiyor, takipçi artıyor buna devam ettiler. Bu, böyle bir beklentiyi oluşturdu. Bunu yapanlar yüzünden objektif olmaya çalışan gazetecilerin işi zorlaştı. Onlar gibi olmayınca tepkilere maruz kalmaya başladık. Yönetimin hoşlanmadığı bir haber yapıyorsunuz, doğru da olsa yalanlıyorlar. Taraftar da kulüpten yapılan her açıklama doğruymuş gibi körü körüne inanıyor. Taraftarın şunu anlaması lazım; taraftarlar, kulüplerin tek taraflı haberlerini öğrenmek istiyorlarsa o kulüplerin yayın organlarına bakabilirler. Ancak gerçekleri bilmek için gazetelere bakmaları lazım, Twitter’a değil.
“ESKİDEN TAKIMINI SÖYLEMEK AYIPTI”
HALUK AYYILDIZ: Amigoluk yapacak olan kişi tribüne çıksın. Biz geldiğimiz ekolde böyle bir şey görmedik. Sosyal medyadaki sıkıntı büyüyerek devam ediyor. Doğru da olsa haberler, kulüpler tarafından yalanlandıktan sonra insanlar sosyal medyada hedef haline geliyor.
ERHAN TELLİ: İnsanların gözünde de G.Saraylı, Beşiktaşlı, F.Bahçeli muhabir imajı oluşturuluyor. Ve öyle davranman isteniyor. “Sen neden savunmuyorsun?” diye baskı oluşturuyolar. Ters bir şey söylediğinde bütün sülalene küfür işitebiliyorsun. Bir algı başlıyor senin hakkında ve linç ediliyorsun. Eskiden bizim tuttuğumuz takım bilinmezdi. Bunun bilinmesi ayıptı. Şimdi bu matah oldu. Bunun bilinmemesi ayıp oldu.
“MUHABİRLERİ HEDEF GÖSTERMESİNLER”
AHMET SELİM KUL: Spor medyasındaki sorunların muhabirler üzerinden konuşulması çok saçma. Muhabirler sahada her dengeyi gözetmeye çalışan insanlar. Belirli sorumlulukları olan, işi zor olan bir grup. Özellikle bunu yorumcu diye tabir ettiğimiz ekrandaki insanların yapması çok yanlış. Eğer gerçekten yanlış gördüğü bir şey varsa “muhabirler” diyerek genel üzerinden değil, isim verilmesi lazım. Zaten kulüpler bizi hedef gösteriyor. Taraftar hedef gösteriyor. Sosyal medyada taraftar hesapları hedef gösteriyor. Bir de meslektaş dediğimiz bu insanların çıkıp bizi hedef göstermesi olmaz bu! Eğer varsa gerçekten şikayetleri, isimler üzerinden gidilmeli. Muhabirlerin hedef gösterilmesi son bulmalı artık. Zaten yeterince hedef gösteriliyoruz.