Hürriyet gazetesi spor foto muhabiri Süleyman Arat, koruda köpeklerin saldırısına uğradığını ve ölümden döndüğünü açıkladı. Arat sosyal medya hesabında şu paylaşımı yaptı:
“Gün gelip bu sayfada hayvanlardan dert yanacağım hiç aklıma gelmezdi. Dert yanacağım zira bugün resmen ölümden döndüm. Hayvanları da doğayı da nasıl sevdiğimi sanırım burada anlatmama gerek yok. (Bu nedenle olayın yaşandığı yeri hayvanları koruma amacıyla açıkça yazmayacağım. Zira şikayet edilip hayvanların itlaf edilmesinden korkuyorum. Mümkünse fikir birlikteliği yapıp iç acıtmayan bir çözüm bulmak istiyorum) Bgün öğle saatlerinde spor yapmak için sıkı sıkı giyinip evden çıkarken birden 5 yıldır ardiyemde duran yürüyüş sopalarım aklıma geldi. ‘Avrupalı bunu kullanıyorsa mutlaka yararlıdır’ diyerek geri dönüp yürüyüş batonlarını aldım ve ormana gittim. İlk turum biterken parkurun alt bölümünde karşıma sayıları 5-10 arasında bir köpek çetesi çıktı. Bana doğru koşup havladılar. Köpeklerden korkmadığım için hiç oralı olmadım. Bunlar daha da delirdi. Bir anda her ağacın arkasından bir köpek çıktı ve sayıları 50-60’a ulaştı. Geri geri yürürken bir anda etrafımı sardılar. Hepsi aynı anda havlıyor ve hırlıyorlardı. Elimdeki yürüyüş batonlarını savurarak kendi eksenimde dönmeye başladım. Baton köpekleri sıyırsa da hiç korkmadan çemberi daraltmaya başladılar. Aynen
Serengeti’de aslanların saldırısına uğrayan Zebra durumundaydım. Döne döne girdiğim demir kapıya kadar kaçtım. O arada su birikintisine bastım ve az kalsın düşüyordum, Düşseydim kesinlikle benim için durum çok kötü olurdu. Demir kapının dışına kendini atınca o köpek sürüsünden sadece 3-5 tanesi dışarı çıktı. Belli ki onlar sahiplendikleri yeri koruyor, benim oraya girmememi istiyorlardı. Kan ter içinde kalmış, kılpayı kendimi kurtarmıştım. 10-15 metre telaşla yürüdüm ki ne göreyim!..
70-80 yaşlarında iki kadın kolkola girmiş benim az önce canımı zor kurtardığım yere doğru yürüyor. Kadınlara durumu izah ederken dışarı çıkan iki köpek tekrar havlayarak geldi. Onları da batonlarla uzaklaştırıp iki yaşlı kadını dışarı götürdüm. Daha sonra ormanın arka tarafından dolanıp o bölgeye yukardan bakmak istedim. Gördüğüm manzara çok şaşırtıcıydı. Köpekler iki giriş noktasına resmen belli aralıklarla gözcüler koymuş bölgeyi kurtarışmış alan haline sokmuşlardı. Ne yapmam gerektiğini hala bilmiyorum. Belediyeye şikayet etsem itlaf yapmalarından korkuyorum. Ama bu durum kontrol altına alınmazsa bilmeden o bölgeye giren çocuklar, kadınlar, yaşlılar için ciddi bir hayati tehlike var. Batonlar olmasaydı beni de kesinlikle parçalardı bu köpekler. Bugün bu batonları almam tanrının bir lütufudur benim için. Ne yapmalı, bu durumu ne köpeklerin ne insanların canı yanmadan atlatmalıyız. Önerisi, yönlendirmesi olanlar yazsın veya beni arasın lütfen.”
BELEDİYEYE SÖYLESEN BİR TÜRLÜ, SÖYLEMESEN BİR TÜRLÜ
Takipçilerinin sorularına yanıt veren Arat, bugün bir mesaj daha yayınladı ve saldırgan köpeklerin başka insanlara zarar vermesini engellemek için, tereddütler yaşasa da Üsküdar Belediyesi’ne başvurduğunu açıkladı:
“Boynuma düşen sorumluluk duygusula çaresiz az önce belediyeyi arayıp durumu haber verdim. Gece boyunca bu olayın bir yaşlıya, çocuğa veya kadına olduğunu düşündüm, birinin parçalandığını kurup huzursuz oldum. Üsküdar Belediyesi ilgileneceklerini belirterek kayıt oluşturdu. Az önce de cep telefonuma konunun belediyenin veterinerlik hizmetlerine aksettiği bilgisi geldi. Bu olaylar iki ucu b..lu değnek misali. Belediyeyi arasan bir üzüntüsü var aramasan başka bir üzüntüsü var. Başka yapabileceğim şey olmadığı için çaresiz belediyeye haber verdim. Dilerim sonuç köpekler için kötü olmaz.”
