Hüseyin Özkök, farklı spor Wings For Life’ı Spor Arena Plus için yazdı:

WINGS FOR LİFE: KOŞAMAYANLAR İÇİN KOŞUYORUZ

1960 yılında Avusturya’nın Tirol bölgesinde dünyaya gelen Heinz Kinigadner, aslında fırın ve pastane ustası eğitimi görmüştü. Ancak motosiklete olan tutkusu nedeniyle mesleğini yapmak yerine daha 18 yaşında yarış pistlerinde boy göstermeye başladı. Çok sayıda Avusturya motorkros şampiyonluğu almasının ardından 1982 yılında İtalya’da yapılan dünya şampiyonasında 250 cm3 motorlar sınıfında Yamaha motoruyla ilk şampiyonluğuna ulaştı.  1984 ve 1985’te ise aynı sınıfta bu kez KTM ile dünyanın en iyisi oldu. Avusturyalı sporcu, 1990’larda ise ağırlıklı olarak motosiklet rallilerine katıldı. 1994’te Paris-Dakar rallisini kazanmasına karşın bir motor değişikliği nedeniyle birinciliği elinden alındı. Ancak aynı yıl Firavunlar Rallisi’nin galibi oldu. 1995’te Paris-Pekin Rallisi 1996’da ise Atlas Rallisini kazandıktan sonra 1997’de KTM takımının sportif menajeri olarak göreve başlamasına karşın yarışmaya devam etti. Başarılı yarışçı, sporculuk kariyerine ise2003 yılda acı bir olay nedeniyle nokta koymak zorunda kaldı.

OĞLUNDAN GELEN ACI HABERLE SARSILDI

Kinigadner, 26 Temmuz 2003 günü Sachsenringyarışına katılmak için Almanya’da bulunuyordu. Oğlu ise yardım amaçlı bir motosiklet yarışında onunadına katılmak üzere Avusturya’daydı. Dilerseniz o günü bir televizyona anlatan Heinz Kinigadner’inkendi sözleriyle okuyalım;

“2003 yılının 26 Temmuz günüydü. Ben Almanya Sachsenring’deki bir yarıştaydım. Hannes (oğlu) benim adıma Yukarı Avusturya’da yardım amaçlı bir motosiklet yarışına katılacaktı. Yarış sırasında bir telefon geldi. Arayan kişi Hannes’in büyük bir kaza geçirdiğini ve o anda henüz tanımlanamayan şekilde ağır yaralandığını söyledi.” O anda büyük bir şoka girdiğini ifade eden Kinigadner, baba olarak o anda benim için adeta dünya o anda durdu” derken o günleri adeta yeniden yaşıyordu.

Ve kazanın arından kabus dolu günler başlamıştır. Hastaneye kaldırılan Hannes Kinigadner’in yoğun bakımda iki kez kalbi durur, küçük bir beyin enfarktüsü geçirir ve dilinin nefes borusunu tıkaması nedeniyle boğulma tehlikesi geçirir. Baba HeinzKidigadner, devam ediyor anlatmaya. “Kazada oğlumun beşinci boyun omuru kemiği ile omuriliği yaralanmıştı. Durumu stabil hale geldikten sonra anlaşıldı ki, boynundan itibaren felç olmuştu. Çok büyük bir korkuya kapılmıştım. Ama diğer yandan daailece hala umudumuzu kaybetmemeye çalışıyorduk.

WINGS FOR LIFE’IN DOĞUŞU

Hannes’in bu durumunu kabullenemeyen aile, yakın dostları Red Bull’un sahibi  Dietrich Mateschitz’in de desteğiyle dünyanın en önemli doktorlarını Salzburg’a davet eder. Yapılan incelemelerin sonucunda bu tip bir felcin iyileşmesi konusunda bir umut olduğu ortaya çıkar. Çünkü, 1981’de Prof. Dr. Sam David ve 1990’ların başında Prof. Dr. Martin Schwab’ın yaptığı çalışmalarda bazı tedavilerle felçli insanlarda belli iyileşmeler görülmüştür. Ancak Kidigadner ve Mateschitz bu konuda yeterince araştırma yapılmadığı gerçeği ile de karşılaşırlar. Omurilik zedelenmeleri ve felci, aslında çok yaygındır ve çalışmalar harcanan büyük paralara karşın yetersiz kalmaktadır. İşte bu durum iki dostun bir araştırma vakfı kurma konusunda hareketegeçmelerinin işaret fişeği olur. Ve böylece Wings forLife omurilik felcinin iyileştirilmesi için yeni metotların dünya çapında araştırılması amacıyla hayata geçirilir.

Kidigadner, Hannes’in geçirdiği kazanın 1 yıl sonrasında kurulan vakıf için; “ Hannes ve bu gibi durumda olan insanlar için bir umut olduğuna ve böyle kalmayacağına emindim ve bugün de bu inancım sürüyor. Bu nedenle bugün tüm dünyada çok yoğun araştırmalar yapıyoruz.”

TV röportajının bu anında söze Hannes Kidigadnergiriyor ve yaşadıklarını anlatıyor; “düşmenin ardından yüzüstü yattığımı ve ellerimi gördüğümü hatırlıyorum. Sanki yeri ellerimle kazmış gibi bir his oluşmuştu. Ellerimi çok hafif şekilde oynatabiliyordum. Ama bacaklarımı kımıldatamadım. İlk yardım müdahalesiyle birlikte Hannes’e kuvvetli ağrı kesiciler verilir. Birçok ameliyatın ardından günler sonra kendine gelir. Ancak zaman kabus gibi geçmektedir ve geceleri de kabuslar görür. “Çok fazla düşünemiyordum, Vücudum neredeyse tamamıyla bununla mücadele ediyordu.

Hannes, geçirdiği kaza sonucunda yaşadığı sakatlığın ciddiyetini bir süre sonra anlamaya başlar. “felç olduğumun bilincine ilk olarak hemşirelerin beni tekerlekli sandalyeye oturttuğunda vardım. Artık omurilik felçliydim ve bunun benim yaşamım için ne demek olduğunu biliyordum.

Hastaneden taburcu edilmesinin ardında Hannes,Tirol bölgesindeki evlerine götürülür. Ev engellilere uygun hale getirilmiştir. Bununla birlikte sakatlığının ciddiyetini biraz daha anlar. “Tabii ki başka şeylere de dikkat etmek gerekiyordu. Hiçbir şey hissetmediğin için deri hastalıklarına yakalanmak tehlikesi vardı. Düşünün, dünden bugüne artık tuvalete yalnız gidemiyorsunuz ve sürekli başkalarına bağımlısınız. Kaza her şeyi değiştirmişti. Kollarımı da sınırlı olarak oynatabiliyordum. Giyinip soyunurken, yemek yerken, içerken, banyo yaparken,kısaca her şey için yardıma ihtiyacım vardı.

Peki bu durumun psikolojik etkileri Hannes’inüzerinde nasıl bir etki yaratıyordu? “Çok zor. Ama ailem bana çok büyük destek oluyor. Bir süre sonra duruma alışıyorsunuz. Bir şekilde hayatın devam etmesi gerekiyor” diyor 31 yaşındaki genç adam.

Sözü tekrar baba Heinz alıyor. “Hannes hepimiz için örnek bir insan. Bazen gözlerimiz sabit bir noktaya baksa ve derinlere dalsak bile Hannes bizden güçlü davranıyor. Sağlıklı hiçbir insan omurilik felcinin ne demek olduğunu tahmin edemez. Benim erkek kardeşim de tekerlekli sandalyede yaşamasına rağmen bu sakatlığın boyutunu normal yaşamın günlük akışında algılayamadım.

Aradan geçen zor zamanda baba Heinz ve oğul Hannes artık bir ekip olmuşlar. Hannes çok sayıda terapiye tabi tutulurken bir yandan da yapabildiğince spor yaparak fit kalmaya uğraşıyor. Çünkü zamanını bilmediği X gününe hazır olmak istiyor. “Omurilikteki sinirler iyileşme gösterebiliyor. Omurilik felci problemi her geçen gün biraz daha fazla araştırılıp daha iyi anlaşılıyor. Şimdi artık çözüm için çalışılıyor. Ciddi araştırmaların zamana ihtiyacı var. Ama günün birinde mutlaka bu tekerlekli sandalyeden ayağa kalkacağım” sözleriyle iyileşeceği gün olan X gününü umutla beklediğini ifade ediyor Avusturyalı genç adam.

KOŞAMAYANLAR İÇİN KOŞUYORUZ

Heinz Kidigadner ve Red Bull’un patronu DietrichMateschitz tarafından kurulan Wings for Life Vakfı, 5 yıldan bu yana omurilik felci araştırmalarına kaynak sağlamak amacıyla ‘Koşamayanlar İçin Koşuyoruz’ sloganı ile herkese açık bir koşu organizasyonu düzenliyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülkede gerçekleştirilen bu etkinliğin Türkiye ayağı 6 Mayıs’ta İzmir’de yapılacak. Wings for Life World Run’da bu yıl 10.000’e yakın kişinin koşması bekleniyor. İzmir, yarışlara üçüncü kez ev sahipliği yapıyor.

www.wingsforlifeworldrun.com/tr adresinden kayıt olunan etkinlik geçen yıl rekor katılımla toplamda 155.288 kayıtlı koşucuya ulaştı. Wingsfor Life World Run’a katılan isimler sadece özel bir spor organizasyonunda yer almış olmuyor, omurilik sakatlıklarına çözüm bulunmasına da katkı sağlıyor. Wings for Life World Run’akatılım ücretlerinin %100‘ü hayat kurtarıcı nitelikteki omurilik araştırmaları ve klinik deneyler için kullanılıyor.
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Wings ForLife Vakfı, gerçekleştirdiği etkinlikler ve toplanan bağışlar ile omurilik felcini kesin tedavi bulmayı amaçlıyor. Geride kalan 4 senede 58 farklı noktada 350 binin üzerinde kişi yarışa katılarak 21 Milyon Euro’ya yakın para toplanmasına katkı sağladı. Ve bu miktar dünyanın dört bir yanında, omurilik felcinin tedavisi için yapılan araştırmalara önemli bir fon oluşturuyor.
Omurilik felci çok basit kazalar sonrası herkesin başına gelebilecek bir sakatlık. Tüm dünyada omurilik sakatlanması nedeniyle engelli olan 3 milyon kişi bulunurken her yıl 250 bin kişi omurilik zedelenmesine yol açan bir sakatlık geçiriyor. Çok sayıda insanın yaşamını olumsuzetkileyen bir sorun olan omurilik felcinin tedavisine yönelik araştırmaların elde edilen gelirle desteklenmesi, umutların daha fazla yeşermesini sağlıyor.
Etkinliğin ve vakfın tüm idari masrafları Red Bullşirketi tarafından karşılanıyor.

YARIŞ FİKRİ NASIL DOĞDU

Her şey Moskova havaalanında aktarma beklerken ortaya çıkan basit ama ilgi çekici bir fikirle başladı. Tüm dünyayı koşturmak nasıl olurdu acaba: Herkes, dünyanın dört bir yanında, aynı gün, aynı saatte koşsa? Devasa ölçekli bir yarış ve sona kalan tek bir koşucu. Dünya koşusu. Böyle bir şey yapılabilir miydi? Elbette.İki sene süren bir plan aşamasından sonra Wings for Life World Run hayata gözlerini açtı- hem de küçük bir sürprizle. Sensörlerledonatılmış Yakalama Aracı, koşucuları yakalamak için tasarlanmıştı ve bitiş çizgisinin ta kendisi oldu.

 

Engelleri Aşmak

Yarış konsepti oturunca, Yakalama Aracı herkesin önceliği haline geldi. Dünyanın dört bir yanından binlerce koşucuyu adil olarak değerlendirebilmek için yepyeni bir iz sürme teknolojisi gerekiyordu. Her sene yarışın tamamlanabilmesi için Yakalama Aracı, son koşucuyu da yakalayana kadar belli aralıklarla hızını artırıyor.

Dünyaya Yayılmak

4 Mayıs 2014’te hakemler, teknisyenler, iletişim ve medya uzmanlarından oluşan son derece heyecanlı bir takım Spielberg Avusturya’da Küresel Yarış Kontrol odasında bir araya geldi. İki senelik hummalı bir çalışmadan sonra, başlangıç sinyalini bekledikleri saniyeler oldukça sessiz geçti. Yarış bir aksaklık olmadan tamamlanabilecek miydi?

Fakat yarışın başlamasıyla yüzler de gülmeye başladı. Dünyanın dört bir yanından gelen veriler, fotoğraflar ve hikâyeler, Küresel Yarış Kontrol Odası’na yağdı. Kişisel zaferlerin gerçekleştiği bir gün oldu: Fransa’da Hennebont’ta 5 kilometre noktasında yakalanan ilk adamdan, Avusturya’daki “dans eden pembeli kadına”, Avustralya’dan Güney Afrika’ya, Kanada’dan Polonya’ya koşan herkes sosyal medyada deneyimlerini paylaşıyordu.

Daha en başından beri Wings for Life World Run’ınamacı dünya çapında mümkün olduğu kadar çok insanın aynı anda koşmasını sağlamaktı. Bu yüzden 2015’te Selfie Run tanıtıldı. Bu koşu, Wings for Life World Run uygulamasını kullanan ve yarışın gerçekleştiği resmi lokasyonlara uzak insanlara koşu dünyasının bu en yeni etkinliğine katılma şansı veriyordu. Bu sayede Kuzey Kutbu’ndan, Kanada yaylalarına yüzlerce insan koşamayanlar için koştu. Bunların arasında 1 numarayla Monako’da yarışıp, tek başına 12.56 km kat eden Formula 1 yıldızı Daniel Ricciardo da vardı.

Resmi lokasyonlardaki koşucular,  Silverstone’daFormula 1 yarışçısı Mark Webber, Ljubljana’da Slovenya Başkanı Borut Pahor ve Dubai’de Birleşik Arap Emirlikleri Prensi Abdülaziz Turki Al Faisal gibi ünlü isimleri yanı başlarında gördükçe heyecanlandılar.

 

En İyisini Sona Saklamak

Fakat pek çokları için yarışın en güzel anı, tanınmış isimlerce kullanılan Yakalama Aracı tarafından yakalandıkları an oldu. Bir yarışı sonlandırmak için Formula 1 sürücüsü David Coulthard, Paris-Dakar şampiyonu Marc Coma ya da uzaydan dünyaya atlayış yapan Felix Baumgartner tarafından tezahüratlar eşliğinde yakalanmaktan daha güzel bir yol olabilir mi?

 

Kazanan Kombinasyon

Serbest koşudan atletik yarışmaya, Wings for Life World Run’ın ilk Dünya Şampiyonu 18 yaşındaki Norveçli Elise Molvik oldu. Molvik, yarışı 54.79 kilometrede bitirdi. Güney Afrika’dan Eric Ngubane, İtalya’dan Giorgio Calcattera ve ABD’den Michael Wardian gibi ultra maratoncular aralarında binlerce kilometrelik mesafe olmasına rağmen birbirleriyle kıyasıya mücadele etti. Ama yarışı iki defa üstü üsteLemawork Ketema kazandı. Her ikisinde de en ciddirakibi Perulu Remigio Quispe’ydi. 2015’te ilk tekerlekli sandalye yarışçısı Aron Anderson da İsveç’te 64.82 kilometrede ulusal şampiyon oldu.

 

 

Önceki İçerikHüseyin Özkök, Spor Arena Plus için yazdı… Geleceğin mesleği: Sportif direktörlük…
Sonraki İçerikMaltepe’de 50 bin çocuk dünya rekoru için koştu! Aybars Hünalp yazdı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz