Sabah gazetesi yazarı Mevlüt Tezel, Deniz Baykal’ın öldüğünü ileri sürerek sanal dünyada olay yaratan gazetecileri eleştirdi:
Baykal’ı öldüren gazeteciler!
Sosyal medya, Deniz Baykal’ı da hastanede yaşam mücadelesi verirken öldürdü! Üstelik bunu yapanlar meslektaşlarım.
CNN Türk muhabiri Emre Tilev, Twitter’dan Baykal’ın öldüğünü yazıp ailesine başsağlığı diledi.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman ise Baykal’ın beyin ölümünün gerçekleştiğini yazdı, hem de ‘Sağlık durumu iyi’ diye çıkan haberleri yalanlayarak.
Bir gazeteci doğrulanmamış bir haberi neden sosyal medyada paylaşır; hem de Baykal gibi önemli bir siyasetçinin öldüğünü yazarak!
İLK BEN YAZDIM
Ne yazık ki, bazı medya çalışanları, sosyal medyada takipçi kazanma hırsıyla bambaşka bir kişiliğe dönüşebiliyorlar.
Örneğin Tilev daha önce asılsız çıkan transfer haberlerine ‘Kaynağın ne?’ diye sorulduğunda büyük bir özgüvenle “Ben söylüyorum” diye cevap veriyordu.
Baykal’ın öldüğünü yazdığında kaynak sorulunca yine “Ben söylüyorum” yazdı.
Gerçek ortaya çıkınca da önce yazdığı tweet’leri sildi, tepkiler artınca da Twitter adresini kapattı. Yılman ise özür dilemedi ama verdiği haberin yanlış olduğunu yazdı.
Emre Tilev, Sevilay Yılman ve türevlerinin ortak özelliği ‘ilk ben yazdım’ hastası olmaları. Bu hastalık; haberi ilk yazınca rt’ler, fav’lar yağmur gibi akıp takipçi sayısı yükselince bağımlılığa dönüşüyor.
Sonra da Baykal’ı öldüren tweet’lerde olduğu gibi çuvallıyorlar. Akılları sıra haber ajanslarına bile haber atlatıyorlar! Hastanenin önünde muhabirler 24 saat nöbet tutarken, bunlar evlerinde çaylarını yudumlayıp Baykal’ın öldüğünü yazıyorlar. Yaşam mücadelesi veren Baykal’ı 100-200 takipçi kazanacağım diye öldürmeye değer mi? Baykal’ı sevenleri, ailesini üzeceğiniz hiç aklınıza gelmiyor mu?
Ne yazık ki, ‘İlk ben yazdım’ hastalığının, rezil olup sosyal medya hesabını kapatma dışında tedavisi de yok! Baykal’a Allah’tan acil şifalar diliyorum.