Türkiye’nin ilk profesyonel milli boksörü, 90 yaşında hayatını kaybeden Garbis Zakaryan, son yolculuğuna uğurlandı.
Galatasaray formasıyla İstanbul ve Türkiye şampiyonluklarının yanı sıra Orta Doğu boks şampiyonluğu yaşayan “Demir Yumruk” lakaplı Zakaryan için Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi’nde cenaze töreni düzenlendi.
Törene Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç ile Garbis Zakaryan’ın ailesi ve yakınları katıldı.
Bakan Kasapoğlu, yaptığı açıklamada, Garbis Zakaryan’ın her açıdan topluma örnek biri olduğunu belirterek, “Çok önemli bir abimizi ve değerimizi ebediyete yolcu ediyoruz. Garbis Zakaryan, hem örnek kişiliği hem de sporcu özellikleriyle her açıdan toplumumuza ve sporcularımıza örnek bir şahsiyetti. Onu kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Yıllarca onun başarılarıyla, ay-yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmasıyla gurur ve onur duyduk. Örnek kişiliğini, vefasını, çalışkanlığını ve ahlakını gençlerimize daha güçlü bir şekilde hakim kılarak onu yaşatacağız. Onun aziz hatırasına sahip çıkacağız. Değerli ailesinin, Ermeni cemaatinin, spor camiasının ve milletimizin başı sağ olsun.” ifadelerini kullandı.
Garbis Zakaryan’ın elde ettiği şampiyonluklarla Türkiye’yi birçok kez gururlandırdığını vurgulayan Ali Yerlikaya ise “Ay-yıldızlı bayrağımızı göndere çektirdi. İstiklal Marşı’mızı okuttu. Aktif spordan sonra antrenör olarak da bayrağını ve vatanını seven sporcular yetiştirdi. Acımız büyük. Ailesine, yakınlarına, sevenlerine, boks camiamıza ve Ermeni cemaatimize başsağlığı diliyorum.” diye konuştu.
Haydar Ali Yıldız ise Garbis Zakaryan’ın vefat etmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Kıymetli bir büyüğümüzü ebediyete uğurluyoruz. Bu cenaze merasimi, birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu tüm dünyaya gösteriyor. Ermeni cemaatimize ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Ailenin üzüntülerini paylaşıyorum. Sokakta karşılaştığımızda ağabey diyebileceğimiz çok centilmen bir insandı. Toprağı bol olsun. Aileye sabırlar diliyorum.” şeklinde konuştu.
HÜSEYİN YILDIRIM: BANA, “SENDEN ÖNCE ÖLÜRSEM BENİ
ÜZERİMDE BAYRAKLA GÖM” DEDİ
Zakaryan’ın en değerli dostlarından birisi olan Hüseyin Yıldırım ise şunları söyledi: “Burada iyi bir kalabalık var çünkü Garbis’i çok sevenler var. Garbis benim 1950’den beri arkadaşım, milli takımdan arkadaşım. Boks antrenörlüğünden arkadaşım, beraber antrenman yaptığımız, beraber arkadaşlığımızın dostluğumuzun devam ettiği iyi bir arkadaşımdı, Allah rahmet eylesin. Şimdi ondan sonra sırada ben varım, Garbis sırasını savdı. Yaş olarak aramızda 6 yaş fark vardı, Garbis ağabeyi ben çok severdim, biz İzmit’te, İzmir’de, Ankara’da beraber kaldık. Tüm profesyonel maçlara giderken hep beraber dövüşürdük diye. O biraz teknikti, ben de kuvvetliydim, bana kuvvetli vururdu, bir tabiri vardır; ‘O kadar sert yumrukları vardı ki katır gibi yumruk atardı.’ Bizde öyle derler. Garbis ağabey çok iyi bir insandı, size bayrak hikayesini anlatayım. Bizim boks milli takım antrenörü Vedat Karakurum vardı, aynı zamanda boks milli takımının kaptanıydı ve benim iyi arkadaşımdı. Beraber milli takımlarda dövüştük, beraber müsabakalara gittik, Avrupa’ya gittik, İran’a, Irak’a gittik hep beraberdik, rahmetli oldu. Beraber Levent Camii’ne gittik, Garbis ile yan yana oturuyoruz. Bir baktım ki Vedat’ın üzerinde bayrak yok, milli formayı giyen adam her zaman bayrakla gömülür. Onun için o aklıma geldi ve o an dedim ki ’Bizim milli takım kaptanımız, aynı zamanda arkadaşımız ve milli boksör. Üzerinde niye bayrak yok’ diye. O anda baktım arkadaşlar var, Orhan Ayhan, Zeki Karalı, bir iki arkadaş daha var. Sonra dedik ki ‘O zaman hep beraber bayrak bulalım’, oradan Metin Çakmak dedi ki, ‘Spor yazarları yakın.’ Ben de ‘Hemen bir bayrak getirin’ dedim, bayrağı getirdik ve Vedat Karakurum’un üzerine örttük. Örtünce Garbis ağabey yanımda dedi ki ’Ya Hüseyin, ben senden önce ölürsem beni üzerimde bayrakla göm. Sen benden önce ölürsen söz veriyorum bayrakla gömeceğim.’ Bayrak hikayemiz budur. Allah rahmet eylesin, milliyetçi, vatanperver, çok fevkalade bir insandı daima. Hani Ermeni demek, bir söz vardır derler ki ‘Bir insan ermeli, istemeden vermeli.’ Bu adam kendini tamamen boksa, Türk milliyetçiliğine, Türk vatanperverliğine vermiş bir arkadaşımdı. Ben Garbis ağabeyi seviyorum, Allah rahmet eylesin. Yattığı yer nur, mekanı cennet olsun.”
Garbis Zakaryan’ın oğlu Kaspar Zakaryanise babasının yaşamı boyunca sevginin birleştirici gücünü herkese gösterdiğini anlatarak, “Ben ondan boks öğrenmedim ama insanlığı öğrendim. Dik durmayı ve kimseden bir şey istememeyi öğrendik. İnsan olmayı öğrendik. Adam gibi adamdı.” şeklinde görüş belirtti.
Zakaryan’ın naaşı cenaze töreninin ardından Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verildi.