Balıkesir 24 Saat haber sitesi yazarı Uğur Satılma, aynı dönemde yıldızları parlayan İlkay Gündoğan ile Arda Turan’ı kıyasladı:
ARDA&İLKAY
2015 yılında, o tarihte görev yaptığım Dursunbey Atatürk Ortaokulu’nca hazırlanan ve benimde koordinatör olarak yer aldığım Ailenle Kucaklaş, Zararlı Maddelerden Uzaklaş projesi, Arda Turan, İlkay Gündoğan, Naz Aydemir Akyol gibi dünya çapında sporcuların desteği ile bir anda ilçe sınırlarını aşmış ve tahmin edilenden çok daha fazla insana ulaşmıştı.
Basketbol sevgisi ile çocuklarımızı olumsuz ortamlardan uzak tutmak ve spor sahalarına çekmekti amaçlanan. Sonuç ise muhteşem olmuş; hedeflediğimiz şekilde onlarca çocuğumuz için basketbol bir yaşam biçimi haline gelmiş, internet kafe vb denetimsiz ortamlardan uzaklaşmışlardı. Benim en mutlu olduğum konu ise, projeden haberdar olan eğitimcilerin bana ulaşıp bilgi alması ve projeyi kendi bölgelerinde uygulama çabası içine girmesiydi.
Arda Turan ve İlkay Gündoğan tanınırlığı yüksek sporcuların toplum üzerinde ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu işte dönem çok daha iyi anladım. Gönderdikleri destek videoları binlerce kez sosyal medyada paylaşılmış, hedef kitlemiz üzerinde inandırıcılığımız kat ve kat artmıştı. O dönem Barselona ya transfer olan ve tüm ülkenin sevgilisi haline gelen Arda Turan ile Borissia Dortmund’ta harikalar yaratan, sporculuğu kadar kişiliği ile de takdir gören İlkay Gündoğan vermek istediğimiz mesaj için en doğru kişilerdi.
Peki Şimdi Ne Âlemdeler?
İlkay Gündoğan, 2016 yılında transfer olduğu Manchester City’de harika sezonlar geçiriyor. Dünyanın en seçkin ve pahalı kadrosuna sahip Manchester City, İlkay‘ın performansından memnun olmalı ki, sözleşmesini 2023 yılına kadar uzattı. Tabi bu başarının altında İlkay’ın üstün yeteneklerinin yanında uyumlu ve örnek kişiliğinin de payı büyük. Aslen Balıkesir Dursunbeyli olan İlkay’ın düzenli olarak geldiği memleketinde özelikle çocuklara karşı gösterdiği ilgi görülmeye değer. Son olarak daha önce defalarca kez yaptığı gibi bu yılda Dursunbeyspor’un alt yapısındaki çocuklara malzeme yardımı yapması ile ilgili haberleri gördük basında. İşin özü, para ve şöhret İlkay’ı hiç bozmamış. En zorlu ve yorucu liglerinden birinde oynamasına rağmen, mazeret üretmeden iyilik yolundan ilerlemeye devam ediyor. Boş zamanlarında gününü gün etmek varken o, ülkenin geleceği çocuklar için elini taşın altına koymaktan geri kalmıyor. Bunda sevgi dolu bir aile de yetişmesi kadar, futbolu yaşam biçimi olarak öğreten disiplinli Alman sisteminin de etkileri olduğunu düşünüyorum. Ne diyelim yolun açık olsun güzel insan.
Peki ya Arda! 3-4 sene öncesine kıyasla çok daha farklı bir nokta da olduğu aşikar. Önce yaşı kemale ermiş bir gazeteciye saldırdı, sonrasında düşük performansı nedeniyle Barselona günleri bitti. Son günlerde ise aldığı ceza ile gündemde… Oysa ne umutlar bağlamıştık ona! Sadece iyi futboluyla gündemde değildi. Pozitif tavırlarıyla taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazanmıştı. Atletico Madrid ile kariyerinin zirvesini yaşarken ve bu sayede Barselona’ya transfer olurken tuttuğu takım fark etmeksizin ülkemizdeki herkesi gururlandırmıştı. Ancak futbolumuzdaki çıtayı en tepeye taşırken aniden aşağı doğru inmeye başladı. Şimdi ise ağır suçlamalarla aldığı hapis cezası ile gündemde. Keşke kazanmış olduğu paranın değil de herkesin sevgilisi olduğu zamanlardaki manevi gücünün farkına varabilseydi… Eminim durum çok daha farklı olurdu. Toplumsal konulara duyarlı, örnek sporcuların toplumda neler değiştirebileceğini birileri onun kulağına fısıldamalıydı. Ama olmadı… Hatanın neresinden dönersen misali, umarım imajını düzeltmek için çaba göstermeye başlar. En başta gerginlikten sıyrılıp ona özel tebessümün yeniden yüzünde belirmesi gerek. Sonrasında ise tıpkı İlkay gibi yaşadığı topluma sorumluluğunu hatırlamalı. Unutmamalı ki izinden giden on binlerce çocuk ve genç Arda’yı hala yakından takip ediyor.