İlyas Namoğlu’nun ağzından o fotoğrafın hikayesi… Gürel Yurttaş, Beşiktaş tarihine geçen öyküyü yazdı

Spor basınının usta kalemi Gürel Yurttaş, aramızdan ayrılan İlyas Namoğlu’nun efsane fotoğrafının öyküsünü sosyal medya hesabında paylaştı:

İLYAS NAMOĞLU’NUN AĞZINDAN O FOTOĞRAFIN HİKAYESİ

Güzel adam İlyas abiyi (Namoğlu) kaybettik.
Kaybettikten sonra herkes onun çektiği tarihi fotoğrafla ilgili bir şeyler yazdı, anlattı.
Hani şu Hakkı Baba’nın (Yeten) Süleyman abiyi (Seba) alnından öptüğü fotoğraf.
Oysa o fotoğrafın hikayesini İlyas abi Faik abiyle (Gürses) birlikte hazırladığımız “Süleyman Seba eski dostlar, anılar” kitabında anlatmıştı.
Şimdi o yazıyı aynen alıyorum buraya…
Küçüklerinin sevgili İlyas abisi, büyüklerinin saygılı İlyas Namoğlu’su bakın nasıl anlatmış o günü:

1986 yılının Şubat ayının son günleri.
Hürriyet gazetesinin Cağaloğlu’ndaki binasında bulunan spor servisinde çalışıyoruz. Saat 14.00’e yaklaşıyor. Merhum Ayhan Yılmaz masasında çalan telefonu kaldırdı sonra da;

• İlyas abi seni arıyorlar, dedi.
  Telefonu aldım, kulağıma götürdüm.
• Alo, buyurun. Ben İlyas.
• Alo…
  Sesi hemen tanıdım. Süleyman abiydi;
• Hadi oğlum, buraya bak! Kalk da kulübe gel. Biraz laflarız. Akşam da yemeğe gideriz.
• Tabi abi!
  Hemen atladım arabaya, doğru Akaretler’de merhum Oktay Söl’ün yaptırdığı kulüp binasının üçüncü katındaki Süleyman abinin odasına.
  Bir süre sohbet ettik. Konu Beşiktaş’tı elbette ki. Transferler, mart ayında yapılacak kongre ve kulübün borçları!
  O sırada odaya Hakkı Yeten girdi; Baba Hakkı! Sohbete o da katıldı.
• Neler yapıyorsun Süleyman? Bana söyleyeceğin bir şey var mı? dedi.
• Var kaptan, dedi Süleyman abi ve ekledi:
• Belediyeden Akatlar’da büyük bir arsa kiraladık. Hem de 49 yıllığına… Hatta Belediye Başkanı Sayın Bedrettin Dalan da söz verdi. Spor kompleksini de onlar yapacak.
  Hakkı Yeten o kadar sevindi ki;
• Hadi gidelim, dedi; orayı görmek istiyorum.
  Ben de;
• Süleyman abi sakıncası yoksa ben de gelmek istiyorum. Zaten evim de orada, diye araya girdim.
• Tamam İlyascığım, deyince üçümüz kulübün önünden bir taksiye binip Akatlar’ın yolunu tuttuk.
  Arsaya geldiğimizde oğlum Birol anneannesi ile birlikte “dağlar” dediği yerde koşup, oynuyordu. Bugün Gripin Rock Grubu’nun solisti olan Birol, o zaman daha 7 yaşındaydı.
  Süleyman abi Baba Hakkı’ya çoktan arsayı anlatmaya başlamıştı.
• İşte kaptan, dedi; tesisler buraya yapılacak. Bir salon, kapalı ve açık yüzme havuzu, kapalı ve açık tenis kortları, lokanta, kafeterya, boks ve güreş için idman salonları, ofisler olacak. Böylece kulübümüzün sorunları büyük ölçüde çözülmüş olacak.
  Hakkı Yeten önce arsaya baktı, sonra da Süleyman abinin yüzüne. Gözleri buğulanmıştı.
• Süleyman, dedi; sen büyük işler yapıyorsun. Büyük Beşiktaşlısın. Beşiktaş tarihine damga vuracak eserler olacak bunlar. Seni yürekten tebrik ediyorum. Sen alnından öpülecek adamsın!
  Sonra bir durakladı. Aniden Süleyman abiyi tutarak alnından öptü.
  Zaten fotoğraf makinem elimdeydi. Bastım deklanşöre… Bu tarihi bir andı ve o anı ölümsüzleştirmek bana kısmet olmuştu. Hakkı baba devam etti:
• Sen bu düşünce, hizmet aşkı ve Beşiktaşlılık anlayışı ile camiamıza lazımsın. Sakın bir hata yapıp başkanlığı bırakmaya kalkma! İnanıyorum ki sen Beşiktaş’a çok daha büyük eserler kazandıracaksın. Sen benden büyük işler yaptın. Seninle Beşiktaş çok güzel günler görecek.”
  Süleyman abi daha sonra oğlum Birol’a döndü;
• Sen hangi takımı tutuyorsun?
• Galatasaray.
• Yaa öyle mi? Gel seni Beşiktaşlı yapalım,
• Yok yok seni Galatasaraylı yapalım da bizim başkan ol!
  Süleyman abi de, Baba Hakkı da kahkahalarla karşıladılar 7 yaşındaki oğlumun sözlerini.
  Bu tarihi fotoğraf Hürriyet gazetesinde yarım sayfa kullanıldı. 1986 Mart’ında yapılan kongreden de Süleyman abinin daha da güçlenerek çıkmasına yol açtı ve seçimi kazanmasında önemli rol oynadı.
  Beşiktaş müzesindeki yerini de aldı fotoğraf.
  52 yıllık meslek yaşamımda ne fotoğraflar çektim, ne anları ölümsüzleştirdim, nice ödüller kazandım. Ama benim aldığım en değerli ve büyük ödül işte bu fotoğraftır.
  Hakkı Yeten ve Süleyman Seba’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Nurlar içinde yatsınlar.

Sen de nurlar içinde yat İlyas abi.
Sanıyorum onların yanındasındır şimdi.
Şahsen benim için unutulmaz bir adamsın.
Seni tanıyamalanlar şanssızlığına yansın.