Amerika Açık’ta junior çiftlerde zirveye çıkarak Türkiye’ye ilk grand slam zaferini yaşatan isim olan İpek Soylu, en büyük hedefinin Wimbledon şampiyonluğu olduğunu söyledi. Konuşmak için Karar gazetesini tercih eden genç tenisçi, “Oyun olarak ilk 100’e girecek düzeydeyim. 2017’de bunu başarmak istiyorum. O nedenle yeni yılı iple çekiyorum” dedi.
Wimbledon Tenis Turnuvası’nda teklerde ana tabloda oynayan ilk Türk kadın tenisçi olarak tarihe geçen ve Eylül 2014’te Amerika Açık’ta junior çiftlerde Türkiye’ye ilk grand slam zaferini yaşatan isim olan İpek Soylu, içini Karar gazetesine döktü… 20 yaşındaki İpek, Türk tenisinin gelişimi için yapılması gerekenlerden, gelecek hedeflerine kadar birçok önemli değerlendirmelerde bulundu. İşte samimi röportajın detayları…
– 2016 şampiyonluklarla geçti senin için. Peki İpek Soylu’nun şimdiki hedefi nedir?
Sıralama olarak çok iyi basamak atladım. 2017’yi iple çekiyorum. Grand Slam’ler çok önemli olacak benim için 2017’de. Her tenisçi gibi benimde ilk 100’e girme hayalim var. Oyun olarak buna yeterli olduğumu düşünüyorum. Mental ve fiziksel olarak gelişmeye devam ediyorum.
– Teniste sizlerle birlikte başarılar gelmeseydi Türkiye için tenis yine bu kadar değerli olur muydu?
Son 3-4 senede tenise ilgi baya arttı. Bu benim, Çağla Büyükakçay ve Marsel İlhan’ın başarılarıyla da doğru orantılı.
– Bir tenisçi olarak tenis ülkemizde istediği değeri görüyor mu?
2-3 sene öncesine göre şartlar daha iyi olduğu için ben kendi açımdan mutluyum. Türkiye olarak düşünürsek bence iyi bir konumdayız. Futbol, basketbol ve voleyboldan sonra geliyor ülkemizde tenis. İlklere imza attıkça bu sporu daha çok duyuracağız.
– Türkiye ve dünya tenisini karşılaştırmanı istesem?
Türkiye olarak spor kültürü ve tenis olarak birçok ülkeden gerideyiz. Nüfusu büyük bir ülkeyiz ve daha çok insan tenise yönelebilir. Umuyorum ki önümüzdeki senelerde bir elin parmağını geçecek kadar iyi seviyede sporcularımız olur.
– Teniste ülke olarak eksilerimiz nedir?
Kesinlikle daha fazla insanın tenis oynaması gerekiyor. Her yaştan tenis oynayan toplam 100 bin sporcu var ama bizim nüfusumuz 80 milyon. Avrupa ülkelerine göre nüfusumuz daha kalabalık ama daha fazla spor ülkesi olma yolunda ilerlemeliyiz. Daha bilinçli antrenörlerle daha bilinçli antrenmanlar yapılmalı.
– Aile boyu tenis oynuyorsunuz. Kardeşin İrem Soylu ile birlikte sizi ileride Serena-Venus Williams kardeşler gibi görmek isteyenler var…
Gençlerde biz Türkiye şampiyonu olduk. Kardeşle birlikte oynamak ne kadar keyifli olsa da bir o kadar zor. Küçük kardeş olunca benim için daha da zor oluyor. Umuyorum ileride çiftlerde yine birlikte yer alırız.
– Çağla Büyükakçay ile birlikte çiftlerde şampiyonalarda mücadele etmek ister misin?
1-2 kere oynadık birlikte. İyi de performans gösterdik fakat turnuvalarımız çok denk gelmedi özellikle. Ben çiftlerde birlikte oynadığım tenisçilerle iyi anlaştığım için başka oyuncu arayışına da girmedim açıkçası.
TÜRKİYE İÇİN BİR İLKTİ
– Junior kariyerine dönersek, 2014’te kazanılan ilk şampiyonluğun…
3-4 sene boyunca çok büyük tecrübeydi bütün Grand Slam’leri Junior olarak görebilmek. Şimdi gittiğimde hiç yabancılık çekmiyorum. Junior’da ilk 20, çok büyük ihtimal direk 3-4 sene sonra ilk 100’ün içinde yer alıyor. 2014’te çiftlerde kazandığım şampiyonluk Türkiye için bir ilkti. Amerika Açık’ta genç bayanlar çiftlerde şampiyonluğum büyük yankı uyandırmıştı hatta o kadarını ben bile beklemiyordum. Milletimizin başarıya aç olduğunu o zaman iyice fark etmiş oldum.
– Kısa aralıklarla uzak ülkelere turnuvaya gidip gelmek yorucu oluyor mu?
Bu durumlarda ekip ve aile çok önemli oluyor. Seni mental olarak güçlü ve sağlıklı tutmaya çalışıyorlar. Teniste neredeyse bütün sene seyahat ediyorsunuz. Başarı ve şampiyonluklar bu detaylarla geliyor. Tenis zaten hem mental hem fiziksel olarak çok üst seviye bir spor. Kendinizi çok sağlıklı ve güçlü tutmanız gerekiyor. Çünkü maçlar uzun sürüyor ve çok fazla emek var. Tenis benim işim ve severek yapıyorum. O yüzden zorluklar beni o kadar fazla etkilemiyor.
– Teklerde 159, çiftlerde 78. sıradasın. Genç yaşında üst düzey beklenti olması üzerinde baskı hissettiriyor mu?
Ben ilk 15 yaşında Junior Grand Slam’de ana tabloda oynadığımda büyük baskı olmuştu üzerimde. Beklentinin artması ve insanların dikkatini çekmek güzel bir şey. Fakat ben sadece işime bakmaya çalışıyorum. İnsanların dediklerine çok takılmıyorum. Çünkü bazen saçma sapan eleştiriler yöneltebiliyorlar. Zaten zor bir spor yapıyorum, bunları düşünmeye zamanım bile yok.
– Sana gelen eleştiriler…
Biraz düşüşe geçtiğiniz zaman yanınızdaki insanların önemini daha iyi anlıyorsunuz. Ekibiniz ve aileniz her durumda yanımda olduğu için eleştirileri daha kolay aşıyorum.
– İdollerin bayanlar ve erkeklerde?
Çinli Li Na’yı çok seviyordum, oyun yapısı ve fiziksel olarak yakın buluyordum kendime. Erkeklerde ise Federer’i çok seviyorum. Benim için erkek tenisinde en iyisi Federer sonrasında da Nadal geliyor.
-Sharapova son dönemde sporculuğundan çok doping olayıyla gündeme geldi. Tenis dünyası ikiye bölündü. Kimisi eleştirdi kimisi arkasında durdu. Bir tenisçi olarak nasıl görüyorsun bu yaşananları?
Aslında yaşadığı çok üzücü. Sporu olabildiğince temiz tutmak lazım. Tenis günden güne hızlandığı için bu tarz olaylar artmaya başladı. Aynı zamanda bahis olayları da… Kesinlikle yaşanmaması gereken bir durumdu. Bu isim dünyada çok bilinen Sharapova da olunca tenise baya bir leke sürdü. Yalnız bu durumu birçok tenisçiden daha iyi yönetti kendisi. Hiçbir şekilde desteklemiyorum. Tenis dünyası dopingde ikiye ayrılmamalıydı çünkü yanlış bir şey var ortada. Yaşadığı durumu iyi yönettiği için üzülenler bile oldu kendisine.
– Tenisten sonra planın nedir?
Benim için en az 8-10 sene daha oynayabileceğim bir spor olur umarım tenis. Sporun içinde olup sporculara katkım olsun istiyorum ama tenisin dışında tasarım olarak da tamamen kendi markamın üzerinde devam edebileceğim fikirler var kafamda.
– İpek’i önümüzdeki günlerde hangi turnuvalar bekliyor?
Sezona 19 Aralık’ta Ankara’da ITF Turnuvası ile başlıyorum. Sonrasında Yeni Zelanda WTA Turnuvası ve Avustralya Açık olarak devam ediyor. Avustralya Açık’ta teklerde elemelerde, çiftlerde de ana tabloda yer alacağım.
– Dünyada çapında zirveye oynayan bir sporcumuz ne zaman olacak ülke olarak?
Spor kültürümüz biraz farklı maalesef. Eleştirmek çok kolay ama bu işin içinde olan insanlarında biraz zamana ve diğer insanlar tarafından anlaşılmaya ihtiyacı var. Ülke olarak sporda o kadar geriden geliyoruz ki… Çok daha güzel şeyler yaşayacağız buna inanıyorum ama daha zamanı var. Almanların ilk 100’de 10 sporcusu varsa, Türkiye’den 1 sporcu varsa bu bile önemli bir ayrıntı.
– Kariyerinde en unutamadığın maçın?
Junior’da birçok maçım var çünkü o zaman ne yapsam ilkti. Juniorlarda Wimbledon’da ilk Grand Slam’e çıktığım zamanı unutamıyorum. Ana tabloya çıktığım ilk tur maçımda 5-2 gerideyim yağmur yağdı ve ertesi güne kaldı. Uyuyamadım sabaha kadar odada beyaz duvarlara baktım. Sonrasında 3. tura kadar çıkmıştım.
– Sports TV’de canlı yayın konuğuyken Arda Turan mesaj gönderdi. Neler hissettin o anda…
Zaten Arda diğer Türk sporcuların hep yanında olmaya çalışan bir sporcu. Bence bu yaptığı çok önemli, çünkü dünya çapında çok fazla sporcumuz yok. Türk sporu adına çok mutlu oldum Arda’dan mesaj gelince.
– Teniste en büyük hayalin nedir başarı olarak?
Wimbledon’da şampiyonluk yaşamak istiyorum. Yalnız bahsettiğimiz kadar kolay olmadığı için oraya ulaşabilmek çok çalışmayı gerektiriyor. Önemli olan büyük hedefin olması ve o hedefe gidecek küçük hedeflere ulaşmaya çalışman. Aynı zamanda doğru insanlarla çalışmak. Bu yolu en güzel ve en başarılı şekilde geçirmek istiyorum. Öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye açığım.
– İpek Soylu’nun hayatından tenisi çıkardığımızda geriye ne kalıyor?
Tenis kortu dışında kondisyon olarak çok yoğun çalışıyorum. Tüm günüm kondisyon yaparak geçiyor neredeyse. Genelde sene boyunca yalnız seyahat ediyorsunuz bu yüzden fırsat buldukça aileme ve arkadaşlarımla zaman ayırıyorum. Ayrıca boş zaman buldukça kitap okuyorum ve film izliyorum.
– Hangi takımı tutuyorsun?
Adana’da olan bütün takımları çok seviyorum ama Fenerbahçeliyim.
– Hayranlarına mesajın…
Bazı hayranlarım beni Junior’dan beri sıkı bir şekilde takip ediyor. Onlarla iletişimde olmayı seviyorum. Bazısı iyi günde yanımda, kötü günde ise çok sert eleştiriyor. Hatta bahis oynamış olup ben kaybettim diye tehdit edenler oluyor.
TENİS SEVMEDEN YAPILAMAZ
– Bu sporu yapmak isteyenler için neler söylemek istersin?
Bence kesinlikle ailelerin küçük yaşta çocuklarını spora yönlendirmeleri gerekiyor. Bazı çocukların potansiyeli çok yüksek ailelerin üzerinde durması lazım. Bu işi severek yapmak gerekiyor. Başarının en büyük anahtarı sevmek, sevdiğin zaman her şey daha da kolaylaşıyor. Bu işi sevmeseydim senede 30 hafta seyahat edemezdim. Saatlerimi kortta kendimi zorlayarak geçiremezdim. Sevdikten sonra elbette disiplinli olmak ve bilinçli çalışmak gerekiyor. (hakan akar – karar gazetesi)