Beyler, yanlış yapıyorsunuz
Randevu bile vermediğiniz Olimpiyat Şampiyonu Taner Sağır örnek olsun, çocuklarına maaş bağlayamadığınız “Boğaz’ın Boğası” Sinan Şamil Sam ibret olsun, 300 bin nüfuslu İzlanda fırtınalar estirirken, 80 milyonluk Türkiye’nin futbolda yaşadığı hezimet kulağınıza küpe olsun… Artık bir şeyler yapın ve oyunda oynaşta zamanı öğüteceğinize icraat yapın…
Futbolun Türkiye’yi esir aldığı günlerde, bir büyük sporcuyu, 2004 Atina Olimpiyatları’nın altın çocuğu, “bebek yüzlü şampiyon” Taner Sağır’ı kaybediyorduk az kalsın….
18 yaşında katıldığı Atina’da, bütün dünyanın gözleri önünde olimpiyat rekorlarını parçalayan, Ay-Yıldızlı bayrağımızı göndere çektirip İstiklal Marşımız’ı 205 ülkeye dinlettiren, milletçe göğsümüzü kabartan Taner Sağır, bugün 30 yaşında ama az kalsın kalp krizine yenik düşüyordu…
Şampiyonlara ve başarılı sporculara tanınan “Devlet Sporcusu” unvanı ve“müşavirlik” hakkı Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından bir türlü verilmeyen ve ataması hala yapılmayan Taner Sağır da sorunları çözülemeyen sporcular arasında yerini koruyor…
Tıpkı, 8 ay önce 42 yaşında kaybettiğimiz, “Boğazın Boğası”, Kıtalararası Boks Şampiyonu, tarihimizin en büyük boksörü Sinan Şamil Sam gibi… Ona da ne unvanı verildi, ne de eşi ve çocuklarına maaş bağlandı…
Yokluk içinde uğurladığımız bu büyük sporcu, sağlığında çocuklarına bir hayat garantisi bırakamadan göçtü gitti….
Hazır kanunları bile uygulayamayan, sporcunun kıymetini bilmeyen, şampiyonlara vefa göstermeyen ve bunları ihmal ettikleri için suç işleyen, ileride de yargılama sebebi oluşan bir teşkilattan daha ne bekleyebiliriz ki; futbola da, diğer branşlara da çare olabilsin…
***
Avrupa Şampiyonası’nda yaşadığımız hezimetten sonra, medyamızda adeta dizi dizi yorumlara şahit oluyoruz… Fransa 2016’nın Türkiye cephesinde herkes kaybedenler safında…
Ancak sanki bir tek kazananı var, o da Gençlik ve Spor Bakanlığı… Yanlış anlamayın onların kazandığı, sadece zaman, başka bir şey değil…
Dikkatler bir aydır futbolun üzerinde, eleştiri oklarının hedefinde Milli Takım futbolcuları var… Bakıyoruz da aslında dolaylı olarak futbol ailesinin içinde olan herkes bir özeleştiri yapıyor da, direkt işin içinde olanlarda tık yok…
***
Ne Federasyon Başkanı, ne yönetim, ne diğer kurullar, ne de teknik ekip… Büyük bir gövde gösterisiyle Fransa’ya giden kafile, sanki iddia edilen kavga ortamını doğrularcasına ayrı ayrı geldiler ve bir yerlere gittiler…
Peki en çok olaya müdahil olması gereken bakanlığın, bir açıklamasını veya sonuçlarla ilgili milletimizi rahatlatacak bir girişimini gördünüz mü, hayır…
Peki kim çıkıp bir şeyler söyleyecek, ülkeyi bütünleştirecek, darmadağın olan camiayı toparlayacak, yeniden heyecan aşılayacak, ağustosta Rio’da yarışacak Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları kafilesine moral verecek, o da belli değil…
Aslında belli de, görevden kaçıyor… Eleştirileri hiç üzerlerine alınmıyorlar… Ağzı var ama dili dönmüyor, kulakları sağır, gözleri görmüyor… Söyleyecek bir şeyleri yok çünkü… Sorunları hep ötelediler, kavgaları seyrettiler..
***
Evet Gençlik ve Spor Bakanlığı, futbolun yarattığı kaos ortamından yararlanarak zaman kazanıyor… Milli Takım şampiyon olsaydı da bunu fırsata çevirecek ve milleti uyutacaktı; başarısızlıktan yararlanarak da halkı avutuyor…
Futboldan daha büyük ihmaller diğer branşlarda ama gündemde yok, ne gideriliyor, ne de tartışılıyor… İnşallah Rio’da madalyamız bol olur da yüzümüz güler. Aksi durumda bu sefer tozlu raflara kaldırılmış sorunları tartışacağız,sümenaltı edilmiş problemlerle tanışacağız.. Ama iş işten geçmiş olacak…
***
TIME’a kapak olmuş, “Küçük Dev Adam” Naim Süleymanoğlu gibi 3 Olimpiyat şampiyonluğu ile efsaneleşen Halil Mutlu ile Taner Sağır, bakandan, müsteşardan randevu alamıyor, sorunlarını çözemiyorsa….
Güreşimizin altın çocuğu Şeref Eroğlu’na görev verilmediği gibi, tecrübe ve birikimlerini yazarak genç kuşaklara aktarma imkanı verilmiyorsa, yorum yapmasına bile müsaade edilmiyorsa, Rio’da yarışacak sporcular, size güvenerek hayatlarını niye riske etsinler ki…
Ağabeylerine, idollerine yapılan muameleyi görünce, size de, sizin yüzünüzden devlete de güvenleri tabii ki olmaz…
***
Randevu bile vermediğiniz Olimpiyat Şampiyonu Taner Sağır örnek olsun, çocuklarına maaş bağlayamadığınız “Boğaz’ın Boğası” Sinan Şamil Sam ibret olsun, 300 bin nüfuslu İzlanda fırtınalar estirirken, 80 milyonluk Türkiye’nin futbolda yaşadığı hezimet kulağınıza küpe olsun… Artık bir şeyler yapın ve oyunda oynaşta zamanı öğüteceğinize icraat yapın…
Koca Türkiye, bu büyük millet, ne başarısızlığı hak ediyor, ne de şampiyonlarına reva görülenleri hazmediyor… Yoksa alkışlamayı çok özlediğimiz halde, artık eleştirmekten gına geldiği halde, “Beyler yanlış yapıyorsunuz” demeye devam edeceğiz…
MEHMET ATALAY- HT