Buz gibi İstanbul akşamını ısıtan oyun ilk 45 dakika düşünüldüğünde Vodafone Park’taki Beşiktaş tribünlerinin üşümesini önledi. Maça damgasını vuran ise Şenol Güneş’in oyuncu tercihleriydi. Sahaya çıkan 11’de Pepe- Vida ikilisini bekleyip de Pepe-Medel ikilisini görünler biraz şaşırmıştı. Ama ilk 25 dakikada gelen goller bu soru işaretlerini kaldırdı, kazanan her zaman haklıdır deyip geçti.

İlk 45 dakikada Beşiktaş’ın usta ayaklarının ahengi iki gol üretince Siyah-Beyazlılar’da herkesin keyfini yerine getirdi. İki gol de biri duran top olmak üzere Quaresma’nın asisti ve Talisca’nın kafa vuruşlarından geldi. Tabii burada bir parantez açmak gerekir. Beşiktaş’ta Quaresma ve Talisca gole direkt katkı yapmayınca takımın el freni oluyorlar. Dün oyunun belli bölümlerinde bunu bir kez daha gördük.

İlk 45 dakika boyunca Kasımpaşa sadece 45+1’de etkili geldi Beşiktaş kalesine ve bir sorun oluşturmadı. Ama ikinci yarının başlamasıyla bu kez roller değişti. 45.-71. dakikalar arası daha çok adamla daha fazla Beşiktaş kalesine gelen bir Kasımpaşa vardı. Oyunun bu bölümünde Talsica’nın sakatlanarak çıkması Beşiktaş’ta zincirleme bir değişikliğe sebep oldu.

Medel’i orta alana kaydıran Şenol Güneş, Vida’yı Pepe’nin yanına aldı. Beşiktaş’ta beklentiler olmuştu, tribünlerin keyfi yerindeydi. Ama Güneş bu kez, kötü günlerinde olan Babel ve Oğuzhan yerine, Beşiktaş’a katkı saplama yolunda birkaç 90 dakika sahada olması gereken Negredo’yu aldı Lens’i oyuna dahil etmek için. Yenen gol sonrasında da Beşikaş açısından güllük gülistanlık olan maç sıkıntılı bir hal aldı. Puan kaybına tahammülü olmayan Siyah-Beyazlı takımda artık her şey pamuk iğliğine bağlı hale geldi. Oysa ikinci yarının başlamasıyla daha çok adamla Beşiktaş kalesine hücum eden Kasımpaşa tam da Siyah-Beyazlı forvetlerin istediği boşlukları bırakmaya başlamıştı. Ama sanki sihirli bir el dokunmuş ve takımın ahengi bozulmuştu.

Kazanan her zaman haklı olsa da Siyah-Beyazlı takım kendisini ve tercihlerini sorgulaması gereken bir 90 dakikayı daha geride bıraktı.