METİN KEMERTAŞ TOPRAĞA VERİLDİ
Türk spor basınının usta isimlerinden üyemiz Metin Kemertaş, son yolculuğuna uğurlandı.
Merhumun cenazesi 27 Nisan Cuma günü Beşiktaş Sinan Paşa Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Ortaköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Kemertaş’ın vefatının ardından eski çalışma arkadaşları yazılar kaleme aldı:
GÜREL YURTTAŞ:
DÜNYANIN EN GÜZEL ADAMI
METİN KEMERTAŞ’I KAYBETTİK
Onu tanıdığımda çok gençtim.
Güneş Gazetesi yılları… Askerden yeni gelmiştim.
Sanıyorum yaşım da 23 veya 24!
Beyazıt’taki gazete binasının spor servisinde en arkadaki uzun sayfa sekreteri masasında oturur, renkli kalemleriyle sayfa çizerdi.
Çok enteresandır; muhabirlerden de, yazarlardan da, müdürlerden de (Çok müdür geldi, geçti) daha bilgiliydi.
Bu bilgileri biz gençlere de vermeye çalışırdı.
Örneğin;
– Çocuklar Mogolistan’ın başkenti neresi?
– 100 metrede dünya rekorunu kim kırdı?
– Güreşte 48 kiloda şampiyon kim oldu?
– Dünyanın bilmem neresinde ne keşfedildi?
Daha bunun gibi yüzlerce sorular…
Müthiş bir adamdı. Eşi Bedriye abla ile de mutluydu, inanılmaz bir ikili olmuşlardı.
Evlerinin kapıbı herkese açıktı. Az yemeklerini yemedik, az rakılarını içmedik.
Onlara çağrılmak inanılmazdı.
Ama Metin abi göründüğü gibi değildi, çok hassastı.
Köpeği Puik öldüğünde günlerce yas tuttu.
Kuşlarına, papağına kahroldu.
Ama hayata hep tutundu.
Bir tarihte tatile çıktık birlikte. Kardeşi rahmetli Özden abi (Davut derdi ona) yanımızdaydı.
Gemiyle Samsun’a, oradan da arabayla Fatsa ve Perşembe’ye gittik. Yolculuktaki anıları anlatsam kitap olur.
Sonra da Yalıköy (Çatalca) hikayelerimiz başladı.
Her gün bir başka olaydı.
Evlendim. Eşim ve çocuğumla da gittim, onları da benim kadar sevdi. O günler ne güzeldi.
Ancak Metin abinin ve Bedriye ablanın başına (Burası Türkiye) talihsiz ya da acımasız bir olay geldi. İHLAS denilen organizasyon bütün birikimlerini dolandırdı, yoketti.
Ve o günden sonra küstü hayata, kahretti!
Evinden çıkmadı.
Kimseye gitmedi.
Resmen ölümü bekledi. Hem de Bedriye ablanın bütün gayretine rağmen.
Hayat, hele de şu zamanda çok kötü.
Herkes kendi derdinde… Kimse kimseyle ilgilenemiyor.
Maalesef biz de ilgilenemedik Metin abiyle!
Yanında olamadık! Yalnız bırakmamalıydık, yapamadık! Kabe gibi dolaşmalıydık evinin etrafında başaramadık!
Hepimiz kendi derdimize düştük. İşsizdik, parasız kaldık, çocuklarımızdan ona vakit ayıramadık.
Ve acı haberi TSYD’nin mesajıyla öğrendik. Metin abiyi kaybetmiştik.
Bu dünylaya kahrediylorum!
İyi insanlar neden böyle acı çekiyor; anlayamıyorum.
Çok üzgünüm.
Metin abiyi son yıllarda görememiştim ama onu çok seviyorum.
O da benim kalbimde ölümsüzler arasındaki yerini aldı.
Daha şimdiden özlüyorum.
Ah be Metin abi… Bu dünya istediğin düzene kavuşaşamadı ama… Umuyorum ki öbür tarafta başarırsın bunu…
Ve şimdi… Ölümden de korkmuyorum.
Biliyorum ki sen beni orada bekleyeceksin. Senin olduğun yerde ölümden kim korkar ki!
————————–
NACİ ARKAN
BİR KİŞİ DAHA EKSİLDİK…
Bizim jenerasyonun, en beyefendi, en dürüst, en neşeli, en dost insanı Metin KEMERTAŞ’ı kaybettik… (soldan ikinci, deri montlu, sakallı) Onun bir kişiyi kırdığını ne gören vardır, ne duyan… Müthiş bir sayfa ustasıydı.. Servisimizin neşe kaynağıydı.. Pratikti, çözüm bulucuydu.. Baharın sonları yaklaştımı, doğru Yalıköy’e rotasını çevirirdi… Balığa çıkmak, akşam sofrasını kurup, dostlarını çağırmak en büyük zevkiydi… Güle güle değerli kardeşim, dostum, arkadaşım… Mekanın Cennet olsun….
—————–
FAİK GÜRSES
Bir bu eksikti Metin KEMERTAŞI’DA kaybettik. Bir bir yok oluyoruz. Çok feci çook