Galatasaray’ın eski yıldızı Xavier: Türkiye’de İslam’a bakışım değişti
Galatasaray’ın Portekizli eski yıldızı Abel Xavier, ezan sesinin kendisini rahatlattığını belirterek ”Doğduğum Mozambik’in kuzeyinde büyük bir Müslüman nüfus var ama ailemde Hristiyan Katolikler de vardı. Ben de Katoliktim. İslam’ı da biliyordum ama bazı şeyleri sadece bilmek yeterli olmuyor, bazen onu yaşamak gerek. Türkiye’de futbol oynamış olmam, İslam’la ilgili bakışımı tamamen değiştirdi. İstanbul’da İslam’ı daha yakından tanıdım. Ezan beni rahatlatıyor” dedi.
Galatasaray’ın Portekizli eski yıldızı Abel Xavier, sarı-kırmızılı forma altında geçirdiği günler hakkında açıklamalarda bulundu.
2002-2003 sezonunda İngiltere’nin Liverpoo takımından Galatasaray’a transfer olan Xavier, Türkiye’de futbol oynadığı günlerde Müslümanlığa olan bakış açısının değiştiğini belirterek “Doğduğum Mozambik’in kuzeyinde büyük bir Müslüman nüfus var ama ailemde Hristiyan Katolikler de vardı. Ben de Katoliktim. İslam’ı da biliyordum ama bazı şeyleri sadece bilmek yeterli olmuyor, bazen onu yaşamak gerek. Benim şansım Galatasaray’a transfer olmak, Türkiye’de yaşamak oldu. Türkiye’de futbol oynamış olmam, İslam’la ilgili bakışımı tamamen değiştirdi. İstanbul’da İslam’ı daha yakından tanıdım. Futbolu bıraktıktan sonra bir basın toplantısıyla Müslüman olduğumu duyurdum. Futbol oynarken bazı şeyleri çok fazla dile getirmiyorsunuz, yalnızca futbol oynamaya odaklandığınız için. Hayatta önemli olan barış ve huzur içinde yaşamak.” açıklamasında bulundu.
“EZAN BENİ RAHATLATIYOR”
İstanbul’da beş vakit ezan sesi duymanın kendisine huzur verdiğini kaydeden Portekizli futbolcu, “Ezan Arapça olduğu için kelimeleri tam anlamıyorum ama ezanı dinlerken kendimi çok rahatlamış, huzurlu buluyorum. Ezan beni rahatlatıyor. Ne kadar dili anlamasam da o tınısı beni çok rahatlatıyor. İstanbul’da da ezanı sık sık duymak beni mutlu etti. İslam dininin ne kadar huzurlu, ne kadar rahatlatıcı bir din olduğunu gördüm. Huzuru ve özgürlüğü İslam’da buldum.
Müslümanlığa geçişimi yeniden keşif olarak adlandırıyorum. İslam sayesinde kendimi yeniden keşfettim. Benim için paylaşım önemlidir, İslam da zaten paylaşımcı bir din. Futboldan sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nde çok uzun süre kaldım. Emir ailesinden çok yakın arkadaşlarım var. Onlarla da uzun zaman geçirdim, çok şey paylaştım. Bir insan için en önemli şey dinini yaşarken kendini rahat ve özgür hissetmesidir. Ben İslam’la beraber bunu buldum. Aslında ben hala aynı insanım ama İslam sayesinde dünyaya, olaylara bakış açım daha farklı ve daha iyi bir hale geldi. Bu yüzden bu durumuma kendimi yeniden keşif diyorum” şeklinde konuştu.
”MÜSLÜMAN OLDUĞUMU AÇIKLADIĞIMDA HİÇBİR TEPKİ ALMADIM”
Müslümanlığa adım attığı için Portekiz’de tepki görmediğini dile getiren Xavier, şunları kaydetti:
“Portekiz herkese kapılarını açan çok multi kültürel bir ülke. Müslüman olduğumu açıkladığımda hiçbir tepki almadım. Portekiz’de İslam’ı seçtiğimde değil saçımı sarıya boyadığımda çok eleştirdiler”
“FATİH TERİM GALATASARAY’A BAŞKAN OLABİLİR”
Galatasaray’ın eski teknik direktörü Fatih Terim’in yalnızca Galatasaray için değil Türk futbolu için çok önemli bir isim olduğunu vurgulayan Portekizli eski futbolcu, “Fatih Terim, uluslararası arenada bilinen, karizması, geçmişi ve kazandıklarıyla Türk futbolu için önemli bir figür. Şu an yolları ayrıldı ama ileride tekrar teknik direktör olarak geri dönebilir hatta Fatih Terim Galatasaray’a başkan bile olabilir. Her zaman futbolun içinde olacaktır. Ona çok büyük bir saygım var, umarım tekrar görüşebiliriz. Galatasaray’dan ayrıldığımda bana mesaj da atmıştı.” değerlendirmesinde bulundu.
Galatasaray’da oynadığı dönemde kadroda çok iyi oyuncular bulunduğunu aktaran Xavier, açıklamalarını şu şekilde noktaladı:
“Mondragon gibi çok üst düzey bir kaleci vardı. Kaptan Bülent Korkmaz, Ergün, Hasan Şaş gibi çok iyi isimler vardı. Çok iyi bir takımdık, çok fazla lider oyuncu vardı. Oyuncuların çoğu Fatih Terim’in UEFA Kupası’nı kazandığı dönemde birlikte olduğu oyunculardı. Bence o dönemde sorun şu olmuştu, bazı statü sahibi oyuncuların zamanı geçiyordu, yaşlandıkça eski güçlerini de kaybediyorlardı. Ancak gençlerle deneyimli oyuncular arasındaki geçiş çok iyi sağlanamamıştı.”