Gazete Birlik yazarı Mustafa Yaşar, Arda Turan’ın dönüşünü eleşren bir yazı kaleme aldı:

DÖNME ARDA!

A Milli Takımın Dünya Kupası elemelerinde Kosova ile oynayacağı karşılaşma öncesi uçakta gazeteci Bilal Meşe’ye saldıran, galiz küfürler eden Arda Turan, milli takım kadrosundan çıkarılmış ardından milli takım kariyerini sonlandırdığını açıklamıştı.

Öncelikle hiç yorum yapmadan olan bitene bir bakalım.

Arda basın mensuplarının kendisini protesto ederek terk ettiği o basın toplantısında yaptığı açıklamada “Pişman mıyım, değilim. Kendimi kuş gibi hissediyorum. Hayatım boyunca bana söylenenlerin hiç birisini unutmadım. Bana yapılanları hiç unutmadım. Hayatım boyunca hiç iyi futbolcu olmak için uğraşmadım. Bu benim mesleğim bunun için çalışıyorum, uğraşıyorum. Ben iyi adam olmak onurlu bir adam olmak için uğraştım. Hayatım boyunca ne yaptıysam bedelini ödemeye hazırım. Yine ödeyeceğim. Gereğini yapıyorum ve Milli Takım kariyerimi sonlandırıyorum. İnşallah insanlara iyi futbolculuğumu ve adamlığımı bırakırım. Ne yaptıklarını ne ettiklerini çok iyi biliyorum ve her zaman tepkim aynı olacak.” demişti.

Aynı Arda geçtiğimiz günlerde bu kez başka bir açıklama yaptı ve o açıklamasında ise; “Bildiğiniz gibi Kosova maçı öncesinde yaşanan tatsız hadiseler sonrasında milli takım formasına veda etmiştim. Bu kararı almamın sebebi; adım etrafında yaşanan tartışmaların milli takıma ve o kutsal formaya zarar vermesiydi. Bu süreçte hiçbir zaman olgunluğu, sevgiyi ve birleştirici tavrı elden bırakmayan federasyon başkanımız Sayın Yıldırım Demirören ve yönetiminin, ardından hocamız Sayın Mircea Lucescu’nun sevgi dolu tavrı kararımı yeniden gözden geçirmeme sebep oldu. Şunun bilinmesi isterim ki; milli formanın hiçbir futbolcuya ihtiyacı yoktur ama bizlerin her zaman bu formanın onurunu, taşımaya ihtiyacımız vardır. Bu andan itibaren hocamız uygun gördüğü takdirde milli formayı tekrar sırtıma geçirmekten, her zamanki gibi, onur duyacağımın bilinmesini isterim. Bu kalan zorlu dört maçlık süreçte ve devamında her şartta arkadaşlarımın yanında olma isteğimi kamuoyuna saygılarımla arz ederim.” dedi.

Arda’nın giderken ve ‘dönmeye hazırım’ derken yaptığı açıklamalar noktası, virgülü ile böyle.

Bir de Arda gittikten sonra olanlar var elbette.

Fatih Terim’in Türkiye Futbol Direktörlüğü görevinin son bulmasının ardından göreve gelen Rumen teknik direktör Mircea Lucescu “Arda’nın acı çektiğini görüp anlayabiliyorum. Onun milli takıma, milli takımın ona ihtiyacı var” demiş ve Arda’ya kapıyı aralamıştı.

Ardından bu kez TFF Başkanı Yıldırım Demirören konuşmuş ve “Biz yaşanan olay sonrasında Arda kaptanımıza idari ceza vermiştik. Süresiz kadro dışı gibi bir ceza vermedik. Milli Takımımızın Arda’ya her zaman ihtiyacı var. Arda bu kararından vazgeçerse ve hocamız Lucescu’da Arda ile görüştüğüne göre son söz Arda kaptanımızda. Milli takımın kapıları ona her zaman açık.” demişti.

Arda ve Milli takım ekseninde ifadeler aynıyla bu sevgili okur.

Aslında olan biten üzerine Arda, Lucescu ve Yıldırım Demirören’in yaptığı açıklamalara hatta hatta kamuoyunun genel tepkisine bakınca bana çok fazla söz de düşmüyor biliyor musunuz?

Anlayana her şey o kadar çok açık ve net ki!

Ancak neyi nasıl anladığımız, okuduğumuz da ortada.

Her geçen gün kaybolan değerlerimiz bizleri nelerle yüzleştiriyor baksanıza?

Öncelikle sen bu olay ve sonrası her ne kadar göstermemiş, ya da ben göremiyor olsam da saygı bizden Arda.

Ama şimdi soruyorum sana.

Nerede kaldı sözünün arkasında durma erdemi?

Hani nerede küçüklere sevgi, büyüklere saygı?

Peki ya nerede ilkeler, prensipler, dik duruşlar?

Bu mudur yani Arda?

Baban yaşındaki insana saldırıp, üstüne pişman olmadığını söyleyerek milli takımı bırakmamış mıydın sen?

Hukuken halledilmesi gereken bir olayda kaba kuvvetin neydi peki?

Sonrasında ‘dönüyorum’ demek, bunu derken de aklıyla adeta alay ettiğin insanlardan bir özrü bile esirgemek nasıl bir ruh halidir acaba?

Dahası bence de sence en önemlisi ‘Bu mudur şimdi her fırsatta dem vurduğun ‘adamlık’?

Olmaz Arda.

Milli takım kafanın estiği zaman bırakıp gideceğin, sonrasında paşa gönlün ve birileri istedi diye döneceğin çiftlik değil.

Bak kendin demişsin “Milli formanın hiçbir futbolcuya ihtiyacı yoktur ama bizlerin her zaman bu formanın onurunu, taşımaya ihtiyacımız vardır.” diye.

Peki önce kaba kuvvete başvurup, sonrasında da esip, gürleyip ardından da çekip giderken aklın neredeydi Arda?

Ne değişti iki ayda?

Yapma Arda, etme Arda.

Milli takımın sana ihtiyacı, senin de Milli takıma vereceğin bir şey yok artık.

Bence ilk sözünün arkasında dur ve…

Lütfen dönme Arda!

 

Önceki İçerikHer lafa maydanoz Fikret Orman, kulübü iyice batıran Dursun Özbek, Aziz Yıldırım’a bakıp utanıyorlar mıdır?
Sonraki İçerikVardar – Fenerbahçe maçı hangi kanalda saat kaçta? Makedonya’daki maçı hangi spiker anlatacak?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz