İşte Başbahçıvan’ın o paylaşımı…

”Bugün 3 mesai arkadaşımda test sonuçları pozitif çıktı.2 muhabir bir kameraman arkadaşımız. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim Türkiye’de bizden daha fazla önlem alan medya grubu yok. Termal kameralar, sensörlü el dezenfektanları, infraruj aletlerle cep telefonumuza kadar dezenfekte, cafenin kapatılması, evden yiyecek getirilmesi, su sebillerinin iptal edilip kapalı şişelerle su ihtiyacının giderilmesi. Ulaştırma araçlarının devamlı dezenfekte edilmesi,araçlarda her türlü maske ve spreylerin bulunması. Muhabir mikrofonlarının süngerinin özel jelatinle kaplanması ve her röportaj sonrası çıkarılıp atılması. Makyaj malzemelerinin her defasında özel sterlize makinelere konulup sterilize edilmesi.Makyözlerin,sesçilerin size temas ederken maske ve eldiven kullanması..Yani evden alınıp eve bırakılana kadar olabilecek maksimum önlem.

Bu önlemlerin yarısı bile yok diğer medya kuruluşlarında. Kameraman ve muhabirlere köpek barınağı gibi bahçede ayrı yer yapanlar var. Evet bu kadar önleme haber merkezimizde pozitif vakalarımız var. Diyeceğim şu, Kıçınızı kırın evde oturun! Genel önlemler yetersiz,bizler sağlığımızı,ailelerimizi tehlikeye atıyoruz size haber vermek için. Konu para değil, Bugün onlar yarın belki ben pozitif çıkacağım.Ama yayın bir şekilde devam edecek.İş çığırından çıktı zaten. Sen otur evde inan bu süreci bu stresi yaşamak istemezsin. O yayınlar nasıl devam ediyor tahmin edemezsin. Ancak yayıncı,haberciler anlar listemde ki… Sıra ne zaman bana gelecek diye,eksik arkadaşının yokluğunu hisssettirmeden çalışmaya devam etmek. Bu ülke 2 şeyin kıymetini anladığında gerisinin boş olduğunu anlayacak. Birisi tabi ki sağlık çalışanları. İkincisi şimdilik kalsın. Boş boş gezme ortalıkta. Sen bir mum gibi kendi etrafında yanarken bir sürü sektör pervane olup gönüllü yanıyor,yanmayı göze alıyor sırf ‘sen’ yanma diye! Sen de bu kadar aptal olma! Kurunun yanında yaşı yakma ki şu süreci en az kayıpla atlatalım! Otur evinde,Bulaşı çok yaygın,otur işte evinde! Belki biz o lüksü bile yaşayamayacağız ailemizle!”