Başkan Aziz Yıldırım’ın sezon sonu yaptığı basın toplantısında bana göre en çarpıcı cümlesi şuydu: “Eğer büyük paralarla gerekli transferleri yapsaydım 4. yıldızı takardım. Ancak kulüp de mali açıdan büyük bir çıkmaza girerdi.” Aynı başkan, şimdi çok yüksek rakamlarla transfer rekoruna gidiyor. Bir ay içinde böyle bir değişim nasıl izah edilebilir. Bunun tek açıklaması bir kaynak buldu olur sanırım!
Yeri geldikçe sık sık vurguladığım bir konu var; transfer politikası çok hassas ve ciddi bir iştir. Öncelik ihtiyaç duyulan görev yerlerine olmalıdır. Takımın oyun yapısına uygun oyuncular tercih edilmelidir. Ayrıca transferi düşünülen yabancıların son sezondaki performansları ve özel yaşantıları mercek altına alınmalıdır.
BÜYÜK TERCİH YANLIŞI
Ligin devre arasındaki yorumlarımda F.Bahçe’deki en büyük problemin forvet hattında olduğunu, bu bölgeye transfer yapılmazsa 4. yıldızın tesadüf olacağını söylemiştim. Ama kabul görmemişti. Sezon sonunda da şöyle bir yorum yaptım; kimse şampiyonluk kaçtı diye takımın kalecilerini, defans bloğunu ve orta sahasını eleştirmesin. Onlar görevlerini fazlasıyla yaptılar. Ancak ileri uçta görev yapan 4 yabancı ve Alper’den hiçbir katkı gelmedi. Görevlerin paylaşılamadığı bir takım da ancak bu kadarını yapabilirdi.
F.Bahçe yönetimi yine işe yanlış başladı. Tabii ki bir yenilenmeye gidilecekti. Ama Webo hariç, Mert, Egemen, Selçuk ve Bekir ile yolları ayırmak büyük bir tercih yanlışıdır. Yedek kalecilik çok zordur. Çünkü tek alternatif kaledir. Mert; ne zaman ihtiyaç duyulsa görevini başarıyla yaptı. Bekir; sınırlı kapasitesine rağmen elinden gelini yaptı. Egemen; sahaya yüreğini yansıtan bir stoper. Üstelik hep kuvvetli. 9 aylık ağır bir sakatlıktan sonra bile formasının hakkını verdi. Selçuk da öyle. Yedekliği hiç sorun yapmadı, en kritik dönemlerde bazen de çok kısa sürelerde ona ihtiyaç duyulduğunda hiç sırıtmadı. Bunları bir tarafa bırakalım. 4’ü de takım ruhuyla savaşan futbolculardı. Bu tip oyuncuları dışlayıp, kendilerine bakmadıklarından ‘isimleri’ var diye yürüyenlere prim tanınırsa işler ters gider.
ANELKA ÖRNEĞİ UNUTULMASIN
Takımda zor şartlarda görevlerini yapan 2’si yabancı 4 stoper bir de Adana’dan dönen genç Hakan Cinemre varken 12 milyon maliyetle Simon Kjaer’i almalarının doğru tercih olduğuna beni kimse inandıramaz. Yani Kjaer, Alves ve Kadlec’ten çok daha iyi bir stoper mi, özelliği ne? Lille’nin Fransa Ligi’nde bu seneki performansı ne?
Gelelim Nani olayına. Böyle önemli bir yeteneği 26 yaşında en olgun döneminde direk ilk 11 oyuncusuyken Manchester United niye bıraksın. Pili bitmiş 30 yaşındaki Demba Ba’ya bonservis bedeli olarak 14 milyon Euro konuşulurken Manchester United 28 yaşındaki Nani’yi niye 8 milyon Euro karşılığında bırakıyor?
Nani’ye “Fenerbahçe’ye gidersen doğru yaparsın” diyenlerden biri de Fernandes’se bir oturup düşünmek lazım! ‘Bu konuda bir olumsuz örneğin var mı?’ diye soracak okuyucularım olacaktır?
Cevabı çok kolay Anelka…. Nani’den daha kariyerliydi. İstanbul’da gördüğü büyük ilgiyle keyfine bakmaya başladı. Gittikçe fizikten düşüp yedek kaldı. Katkı veremedi, yollar ayrıldı. Aynı sene Premier Lig’e gidip tekrar iş ciddiyetine bürününce o sezon gol kralı oldu!