Efsane kaleci Osman Uçaner’le dobra dobra
KIBRIS’TAN Türkiye’ye ilk futbolcu transferini o yapmıştı. 1974 Kıbrıs çıkarması öncesi Rumlar onu ve ailesini esir almışlardı. Yetiştiği, gençlik yıllarının geçtiği Limasoldaki statda 3 ay esir kampında kaldı. O sırada onu tanıyan bir Rum askeri “Ben bu Türk’ü tanıyorum. Türkiye’de futbol oynuyor. Kalecilik yapıyor. Ellerine ateş edin topları bir daha tutamasın” diye bağırmış. Şükürler olsun ki bu haince düşünce gerçekleşmemişti. İşte bu kahraman Türk, Galatasaray (2 yıl) ve Bursaspor (12 yıl) takımlarında kalecilik yapan Osman Uçaner idi..
Gazeteniz KARAR, Türk futbolunun renkli siması Osman Uçaner ile yaşamını sürdürdüğü KKTC’nin Girne şehrinde bu röportajı yaptı.
ALTAY ÇAĞIRDI, GALATASARAY KAPTI, BURSASPOR KAÇIRDI
Osman’ın Kıbrıs’tan Türkiye’ye transferi bir flim şeriti gibiydi.. Üç kez kaçırılmıştı… İşte o günleri kaleci Osman’ın ağzından dinleyelim…
“19 yaşındaydım. Beni Altay kulübü davet etmişti. Uçakla Ankara’ya geldim.. Altay yöneticileri, Ankara’dan beni alıp İzmir’e götüreceklerdi. Bu arada evinde misafir olduğum arkadaş bana Galatasaray’ın benimle ilgilendiğini transfer etmek istediğini söyledi. Ben de kendisine Altay için Türkiye’ye geldiğimi söyledim. Ancak bir operasyonun düzenlenmiş olduğundan bilgim yoktu. Beni davet eden Altay kulübüydü. Beni İstanbul’da Galatasaray karşıladı. Ve Taksim’de bir otele kapattılar. Kimse gelip Osman’ı aramayacak ve sormayacak. Diye görevlileri uyardılar. Otel odama getirilen bir gazeteyi okurken, ‘Altay’ın getirdiği Kıbrıslı kaleciyi Galatasaraylılar kaçırdı’ manşetini gördüm. Beni kaçırmışlar haberim yoktu. Kuzu kuzu uçağa binmiştim gidiş o gidiş, Galatasaray Manisa’da hazırlık maçı yapacaktı. İki gün sonra gittik. Takım arkadaşları ile tanıştım. Gündüz Kılıç, kadroyu açıklarken, Osman kalede dedi. Turgay Şeren’in olduğu takımda bu sözleri duymam beni çok şaşırttı. 6 ay maç ve antrenman yapmamıştım. Maça çıktığımda ilk dakikalarda ellerim ayaklarım titriyor başım dönüyordu. Biz Kıbrıs’ta 50 kişi önünde oynarken orada 10 bin taraftarın izlediği koskoca bir Galatasaray ile sahaya çıkmıştım. O gün Manisa’da çok iyi futbol oynadım. Birkaç pozisyonu kurtardım. Devre arası soyunma odasında bütün takım arkadaşları ve hocamız bravo Kıbrıslı diyerek tebrik ettiler ve tamam giyinebilirsin dediler.
TURGAY ABİNİN, YEDEĞİM OLMASINA KARŞI ÇIKTIM
İkinci devre kaleye Gündüz abiyi aldılar. İstanbul’a döndüğümüz zaman Rüçhan Adlı başkanımız kaç para istediğimi sordu. Ben Türk parasını ve transfer ücretlerini bile bilmiyordum. Mukaveleyi uzattı imzala dedi. Henüz beni denemediniz. Deyince biz seni gördük dediler.İki yıllığına Galatasaray ile sözleşme yaptım. Turgay abinin son yılları olduğu için, beni oynatıp onu yedekte tutmaları yakışmadığı düşüncem üzerine Turgay abinin yedekliğini yaptım. 6 aylığına kiralık olarak ikinci ligdeki Yeşildirek kulübüne transfer oldum. Sondan üçüncüydü, ikinci devre çok iyi performans gösterdim ve takım ligi üçüncü bitirdi. İkinci ligin karmasına seçildim. Sezon bittikten sonra Galatasaray Kulübünün kapısını birçok kulüp çalmaya
BENİ BURSA’YA SABRİ KİRAZ HOCAM GÖTÜRDÜ
başladı. Galatasaray kulübüne giderken birileri beni kolumdan çekti. Orada beni bir restauranta soktular. Kendileri bana biz Sakaryaspor’un yöneticileriyiz. Biz seni Sakarya’ya götürüyoruz dediler. Orada bir kez daha beni kaçırdılar. Siyah bir arabanın kapısı açıldı yine biri kolumdan yakalayıp beni arabanın içine soktular. Sabri Kiraz hoca o arabanın içindeydi. Hocamız beni milli takımla dostluk maçı için geldiği Kıbrıs’ta 17-18 yaşlarımda izlemişti. Sabri hoca ikinci ligde 1966 yılında Bursapor ile anlaşma yaptı. Beni Bursaspor’a götürdü. G.Saray beni Bursaspor’a bir yıllığına verdi. 1966-67 sezonu Bursaspor tarihinde ilk kez birinci lige çıktı. Lig maçlarında 30 maçta 9 gol yemiştim. Sezon bittikten sonra Galatasaray beni almaya geldi. Ancak Bursaspor beni bırakmadı.
BİR ARKADAŞIM BANA UÇANER SOYADINI TAKTI
Gidiş o gidiş 12 yıl Bursaspor’da oynadım. Bursalılar beni bırakmadı. Her yıl boş mukaveleye imza attım. Ben Bursa’yı taraftarlar da beni sevdi. Kıbrıs’tan Türkiye’ye gelirken adım Osman Hüseyin idi. Bursa’da mücahit dediler. Bir arkadaşımızın her topa uçuyorsun. Uçaner soyadını al sözleri üzerine bu adı aldım” dedi.
3 AY STATDA ESİR KAMPINDA KALDIM
Esir olayınızı anlatır mısınız?
1974 yılında ailemi de yanıma alarak her yıl olduğu gibi tatilimizi geçirmek için Limasol’a gittik. 3 gün sonra Rumların kendi aralarında başlattıkları 15 Temmuz darbesi başladı. Bu arada bütün hava ve deniz yollarını kapatılmıştı. Bizim kaçma ihtimalimiz yoktu.. 5 gün sonra da mutlu Barış harekatı başladı. Rumlar, Limasol bölgesinde bizden fazla oldukları için bizim de onlara karşı gelecek gücümüz yoktu. Bize teslim olmayı söylediler. Limasol’da stadtta üç ay esir kampında kaldım. Kadınlarımız ve çocuklarımız kendi evimizde Rum idaresinin kontrolü altında idi. Üç ay sonra beni Rum esirlerle takas yaptılar. Ancak ailemiz orada kaldı. Ben kuzeye döndükten sonra, ailemi kaçak yollardan getirttim.
YAN TOPLARDA TÜRKİYE’NİN EN İYİ KALECİSİYDİM
Kalecilikte en güçlü ve en zayıf yönleriniz nelerdi?
En güçlü yönüm.Türkiye’nin yan toplarda en iyi kalecilerinden biri olmamdı. Rahmetli Turgay Şeren gibi 18’e çok hakimdim. Yan toplara sürekli çıkıyordum. Defansta rahat ediyordu. Şimdi yan toplara çıkan kalecileri çok az görüyorum. Bir de sol tarafım ve refleksim çok iyiydi.
KALECİLERE TAVSİYEM, KALE CİZGİSİ ÜZERİNE YAPIŞIK KALMASINLAR
Zayıf tarafım sağ tarafım, sola nazaran iyi değildi. Oyunu güzel okuyor, defansı çok iyi yönetiyordum. Penaltı kurtarışlarım çoktu. Şimdi ki kaleciler kendilerini bir köşeye atıyor. Maçlardan önce penaltı olsa da bugün gol yemeyeceğim derdim. Hakikaten gol yemiyordum. O yıllar kaleci olarak kendimi çok iyi hazırlardım.
Genç kalecilere neler tavsiye edersiniz?
Uzun zamandır Türkiye’de kalecilerde en büyük eksiklik yan toplara fazla çıkamamaları, kale çizgisi üzerine yapışık kalmalarıdır. Kanatlardan yapılan ortalarda 6 pasa düşen toplarda yüzde 90 gol yeme şansları oluyor. Toplara çıkamamaları durumlarında defanstaki arkadaşları da rahatlatmıyorlar. Atılan birçok golün 6 pasa düşmesindeki karambollerden yan toplardan yiyiyorlar. Tavsiyem yan toplara çıkmalarıdır.
ŞU ANA KADAR TC VATANDAŞI OLAMADIM
Kaç yılda kaç gol yedin?
Bursaspor’da 12 yılda 453 maç oynadım. Performans olarak kalecilerin en az gol yiyenler istatistiğinde hep üçlere beşlere girmişimdir. O yıllar yabancı statüsünde olduğum için milli takıma seçilemiyordum. Federasyon sürekli kulübe gelip benim TC vatandaşı olmamı istiyorlardı. Maalesef çok istememe rağmen beni TC vatandaşı yapamadılar. Şu ana kadar da TC vatandaşı olamadım.
Bir takımda kalecinin önemi nedir?
Kaleci hem takımın kurtarıcısı hem de mağlubiyetin sorumlusudur.
PENALTI KURMAKTA UZMANDIM
Kurtardığınız penaltıları hatırlayabiliyor musunuz? Penaltılarda neye dikkat ederdiniz?
Sayılarını hatırlayamıyorum ama penaltı kurtarmakta uzmandım. Penaltıyı atanları bir hareketimle yanıltırdım. Topa gelişine göre ilk hamlemi ters köşe yaparak, yanıltıp atacağı köşeye uçardım.
TÜRKİYE’DE İLK TRANSF ERİMDE G.SARAY 30 BİN LİRA VERDİ.
METİN OKTAY 50 BİN LİRA ALDI
Futbol size ne kazandırdı?
Kulüplerin durumlarından dolayı şimdiki gibi astronomik paralar verilmezdi. Statlar iyi değildi. Tesis yoktu. Avrupa maçlarına gidemiyorduk. Türkiye’de binliklerin bile az olduğu dönemde ilk yaptığım mukavelemde Galatasaray kulübünden 30 bin lira almıştım. O yıl Metin Oktay 50 bin lira ile rekor kırmıştı.
BARIŞ PARKINDA KAFETERYA İŞLETİYOR
Futbolu bıraktıktan sonra KKTC’de ne iş yaptınız?
Futbolu 1979 yılında en iyi dönemim de kendi isteğimle bıraktım. 15 yıl KKTC’de antrenörlük yaptım. Çok sayıda kaleciler yetiştirdim. Bunlardan birkaç tanesini Türkiye’ye göndermiştik. Şimdi Girne’de Barış Parkı’ndaki bu kafeteryayı, kızım ve oğlum ile birlikte işletiyoruz.
RAKİP FORVETLERİ GÖZLERİM İLE KORKUTTUĞUMU SÖYLERLERDİ
Futbol oynarken Lakabınız neydi?
Önceleri Mücahit derlerdi. Takım arkadaşlarım “Dolma” lakabını taktılar. Bu lakabın anlamını sorduğumda ise sana gol atmak imkansız. Dolma gibi gözlerini açıyorsun. Rakip forvetleri korkutuyorsun. derlerdi. Bu lakap takım içinde ve kamplarda çok popüler olmuştu.
DÜNYA KUPASINDA ŞANSIMIZ AZ
Dünya Kupasındaki şansımızı nasıl görüyorsunuz?
Dünya Kupası şansımız biraz zor gibi görünüyor. Takımda son yapılan revizyon moral olarak milli takımımızı etkiler mi, etkilemez mi? En azından dünya kupasına katılma şansımız olabilir. Katılabilirsek de orada güzel neticeler almamızı çok güç görüyorum. (celal demirbilek- karar)