Dursun Özbek’ten kupa göndermesi: Biz Fenerbahçe gibi…
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, katıldığı radyo programına ilginç açıklamalar yaptı. Dursun Özbek’in açıklamaları şöyle:
NİASSE’Yİ ALACAKTIK AMA…
“Niasse’yi Hamza Hoca istiyordu. Biz de kulübüne müracaat ettik. Lokomotiv satmadı. Kiralayalım dedik yine vermediler. En son bizden yüksek bonservis bedeli istediler. Bütçemiz müsait olmadığı için transfer yapılmadı. Niasse iyi bir futbolcu bunu da bugün kanıtlamıştır. Şartlar uysaydı alacaktık. Hamza Hoca’nın transfer listesinin aşağı yukarı tamamını gerçekleştirdik.
“VERGİ BORCUMUZ YOK”
Vergi borçlarının büyük bir kısmı geçmişten gelen yapılandırmalardır. Galatasaray’ın devlete vergi borcu yok.
JEM’İN 50 BİN EURO’LUK OPSİYONU…
Jem Paul Karacan’ın satışındaki rakam sembolik. 50 bin euro nedir ki? Bazen tazminat davalarına 1 lira koyuluyor. Bunda bir mesaj aramak lazım. Jem bizim sporcumuz ve kiraladık. Orada bir rakam olması lazım. 1 lira mı koysaydık? Bunlara takılmamak lazım. Öküzün altında buzağı aramayalım.
“UEFA’NIN MEKTUBU TRANSFERİ DURDURDU”
Devere arasında transferleri oturduk konuştuk yönetim olarak. Biz hiçbir futbolcumuza git diyemeyiz. Böyle bir etik anlayışımız yok kimseye de söylemedik. UEFA’dan o mektup gelene kadar biz bazı transferleri yaptık. Linnes, Donk gibi. Birkaç oyuncu daha vardı. Onların gelmesiyle takımdaki bazı oyuncular gitme durumunda kalacaktı.
UEFA’nın gönderdiği mektup bu işe mani oldu. Biz Galatasaray’ın önümüzdeki yıllarda Avrupa’daki şansını kaybetmemesi adına transferi durdurduk. Mektup her şeyi bitirdi. Mektubun içeriğini bilmiyorduk. Bu kadar ağır olacağını öngöremedik. Mektup diyor ki, “Ben sana 2 sene hak mahrumiyeti veriyorum.
Eğer kendini toparlarsan, birini askıya alırım. 2016-2017 yılında da 10 milyon zarar etmen lazım yoksa seni men ederim”. Böyle bir mektup aldığınız zaman ne yapacaksınız? Galatasaray’ın Avrupa kupalarında olması çok önemli. O mektuptan önce ve sonra ayrı dünyalar var.
“EKONOMİMİZ, MANCHESTER CITY VE PSG İLE AYNI DEĞİL”
UEFA bütün bu ülkelerde muhasebenin euro bazında tutulduğunu zannediyor. Öyle olsaydı büyük bir kur farkından kurtulmuş oluyorduk. Bunu izah etmeye çalıştık UEFA’ya. Gelirlerimiz TL. Biz burada öyle bir platformda oynuyoruz ki.
Ben Manchester City ile PSG ile yarışmak zorundayım. Buraya gittiğimiz zaman bizi Orta Avrupa koşullarında yarıştırıyorsun ama bizim ekonomik şartlarımız birbirine benzemiyor. Kriterleri biraz farklılaştırmak lazım. Bütün bunları izah ettik UEFA’ya. Onlar bunlara cevaplar da verdiler.
“UEFA’YA ZARARI 10 MİLYON EUROYA İNDİRECEĞİMİZİ BİLDİRECEĞİZ”
Yaptığımız açıklamaya ilaveten UEFA’ya bazı bilgiler daha göndereceğiz. Özellikle bu sezonun ekonomik yapısında yeniden bir planlama yaptık. Yapacağımız kampanyalar ve iyileştirmeler var. Bu açıklamayı bu hafta sonu göndereceğiz ve 23 Şubat’ta giderek savunmamızı yapacağız. 10 milyon euroya indireceğiz zararımızı. UEFA mektubunun içeriğinde bunun olduğunu bilmiyorduk.
Çok dar geçitler var. Biz Galatasaray’ın geleceğini riske atarak transfer yapamazdık. Mektup öncesinde transfer yapmamız çok mümkündü. Bizim izleme süremizi 3 yıl arttırın dedim UEFA’ya. Bunu yapsalardı dengeyi sağlıyorduk. Ama mektuptaki şartlar bizi bu tedbirleri almaya zorluyor.
“DERTLİ KELİMESİNİ KABUL ETMİYORUM”
Dertli değilim. Çözüm önerisini çok önceden hazırlanmıştık. “Dertli” kelimesini kabul etmiyorum. Ben Galatasaraylıyım. Bu taşın eline altını sokmak için yeter. Bizim ağabeylerimiz Çanakkale’ye ölüme gititler.
Giderken geri dönmeyi düşündüler mi? Biz böyle bir kültürden geliyoruz. Zor mu değil mi düşünmeyiz. Bundan önceki dönemde başkan yardımcılığı yaptığım için sıkıntıları bilerek geldim ama zor olur mu diye zerre düşünmedim. Galatasaray’ı sadece topun çizgiyi geçip geçmemesiyle değerlendirmek yanlış olur. Galatasaray bütün şirketleriyle beraber 350-400 milyon euroluk bir şirket.
Bu yüzden iyi yönetilmesi lazım. Bir sıralama yapılsa Türkiye’de ilk 250-300 şirket arasına girebilecek bir bünye. Deloitte Para Ligi’nde 21. sırada geliyor. Yönetilirken tabi ki topun çizginin geçmesini de sağlamak lazım. Ama parasal olarak bakılırsa bu tam benim işim.
“YEĞENİM GALATASARAY İDMANINDA ÖLDÜ”
Benim sülalem Galatasaraylı. Yeğenim (Başkan ile aynı ismi taşıyordu) Galatasaray’da bir futbolcuydu. Onun ismi de Dursun Özbek’ti ve antrenman sırasında öldü. Biz Galatasaray için şehit vermiş bir aileyiz. Bizim Galatasaray ile ilgili değerlerimiz çok yüksek. Galatasaray bizim için çok önemli, herkes bunun gururunu yaşıyor. Kimse bana başkanlık için “dur” demedi.
FENERBAHÇE’YE KUPA GÖNDERMESİ!
Türkiye Kupası’nda kar-zarar hesabı yapmıyorum. Bazı kulüpler bunu yapıyor. Biz bir şov yapıyoruz. Bu şovun çeşitli seansları var. Türkiye Kupası da bunlardan biri. Eleme usulü var. Taraftara da seyir zevki veriyor. Ben böyle bakıyorum. Ticari yanı da düşünülüyor tabi ama seyirciye seyir zevki vermek çok önemli.
Türkiye Kupası, ligin yanında 2. seviyede kalıyor ama bize şu fırsatı veriyor bazı futbolcularımızı deneme fırsatı buluyoruz. Bu bakımdan da Türkiye Kupası çok önemli.
“YENİ KONTRATLARDA MAÇ BAŞI YOK”
Futbolcuları transfer ettiğimiz zaman başarıya odaklı maaşlarını tespit ediyoruz. Transfer edildiği zaman futbolcu parayı hangi şartlarda alacağı biliyor. Kulüplerin maddi sıkıntıları maç başı paralarını tartışmaya açtı. Sporcular ise bunu gelir olarak gördükleri için onlar açısından da demotive edici olabilir mi diye düşünmek lazım. Yeni yaptığımız kontratlarda maç başı ücreti yok.
“GALATASARAY’IN BORCU SENEDE 160 MİLYON EURO”
Galatasaray’ın yıllık bazda hesabı var. Bunu bütünü itibariyle düşündüğümüzde her şey dahil yıllık 120 milyon euro giderimiz var. 40 milyon da amatör şubeler var. 160 milyon euro… Galatasaray için fedakarlıklar çok eskiden biri yapılıyor. Buna bir ölçü getirmek yanlış. Bunu rakamlandırmak yanlış. Bazı sporcuların sağlıklarından yaptıkları fedakarlıklar var. Bu yüzden değerlendirirken ölçü yapmamak lazım.
“MEHMET ÖZBEK’İN ALBAYRAK’LA ALAKASI YOK”
Mehmet Özbek kim? Öncelikle Galatasaray Spor Kulübü’nün üyesi. Yönetim Kurulu’na seçilme hakkı var. Galatasaray’a hizmet eden her fert gibi Mehmet Özbek’in de Galatasaraylılık sevdasından gelen faktörlerden bir tanesi.
Benim kardeşim olması bir faktör. Benim yeğenim de burada vefat etti. BU hiç gündeme gelmiyor. Futbolcuydu antrenman sırasında öldü.
Mehmet Özbek neden geldi? Florya eskimişti. Ondan buradaki bazı işlere sponsor olmasını istedim. Geldi inşaatın başında durdu. Florya’da bazı eksikliklerin hissedildiğini gördük. Orada bir yakınlaşma oldu. Sportif A.Ş.’nin yönetimine girmesiyle bu magazinsel hale geldi ve tartışma açıldı.
Abdurrahim Albayrak’la ve futbolla bir ilgisi yok Mehmet Özbek’in. Galatasaray’ın 1 kişiyle 5 kişiyle yönetilmesi mümkün değil. Her genel kurulda söyledim. Galatasaray’a hizmet edecek kim varsa gelsin. Ne beceriyorsan gel başımın üstünde yerin var. Galatasaray’ın buna çok ihtiyacı var.
“MUSTAFA HOCANIN GELİŞİNE İTİRAZ EDEN YOK”
Genç subaylar tamlamasına gıcık oluyorum. Biz son derece iyi çalışan bir yönetimiz. Bu benzetme biraz maksadını aşıyor. Mustafa Hoca’nın gelişinin kararı oy birliğiyle alındı.
Ben Galatasaray’ın başkanıyım. Yönetimin üzerinde elbette bir etkim var. O günkü şartlarda Mustafa Hoca’nın davet edilmesi oy birliğiyle alınmış bir karardır. Yönetimin içinde hiçbir kişi Mustafa Hoca’nın gelişine itiraz etmemiştir.
“KULÜP İÇİNDE TENSİKAT VAR”
Kulüp içinde tenkisat var. Geçen dönemde buna başlamıştık. Bu dönemde de bu kısmen devam edecek. Bu tasarruf değil, israfı önleme şeklinde yapılacak. Kulüp çok büyük bir hacim. Çalışanları verimli kullanmak suretiyle bir tensikata gidilecek. Sporcular hariç 500 kişiye maaş ödüyoruz.
“HER AY 8 MİLYON TL VERGİ”
Bizim yaklaşık her ay 8 milyon TL’ye yakın vergimiz var. Yıl bazına vurduğumuzda yaklaşık 100 milyon TL yapıyor. Her ay da yaklaşık 3 milyon euroya yakın sabit maaş ödüyoruz. Futbola girdiğimiz zaman her ay 6 milyon euro gibi bir para ödenmesi lazım.
Vergi borçlarının büyük bir kısmı geçmişten gelen yapılandırmalardır. Galatasaray’ın devlete vergi borcu yok.
METİN OKTAY HAKKINDA…
Ben lisedeyken, Galatasaray Grand Cour’da antrenman yapıyordu. Orada antrenmana Turgay ağabey, Metin Oktay, Coşkun ağabey gelirdi. Orada onları seyretme fırsatı bulduk. Ayrıca Mithat Paşa Stadı’nda da maçlarını seyrettim. Çok beyefendi bir kişiliği vardı. Çok iyi giyinirdi. Hafızamda bu şekilde kaldı. Talihsiz bir ölüm.
“FENERBAHÇE DEPLASMANINDA SELFIE YAPTIK”
Sosyal medya işinin ustası Fatih İşbecer ve Arda Üçer. Galatasaray’ın büyüklüğü sadece sosyal medya değil, Deloyed Para Ligi, taraftar sayısıyla büyük bir marka. Sosyal medyadaki büyüklük de bunun bir yansıması.
Galatasaray’ın büyüklüğü paralel olarak her mecrada görünüyor. Sosyal medyanın yapısı hakaretten oluşuyor. Haklılık payları olduğu zaman hak veriyorum. Ama haksız oldukları zaman da kızmıyorum. Bu işin yapısında bu var. Sadece bana değil Obama’ya da aynı tepkiler geliyor. Bunu göğüslemek zorundayız. Sokakta beni gördükleri zaman sarılıyorlar.
Biz bir Fenerbahçe maçına gittik deplasmana. Hava almak için dışarı çıktım. 50’ye yakın selfie yaptık. Fenerbahçe atkısıyla gelen sarılan oluyor. Bu iletişim çok önemli. Giderek bunun artmasını diliyorum.
“ZARAR EDEN TEK KULÜP GALATASARAY DEĞİL”
Zarar eden tek kulüp Galatasaray değil. Türkiye’deki kulüplerin tamamı zarar etmekte. Bugünü kurtarmak için çalışırsanız bu zarar devam eder. Bu sürdürülebilir bir şey değildir. Buradaki en büyük faktör 160 milyon euro girdisi olan bir kulüp kimseye ihtiyacı olmadan sürdürebilir. Fakat geçmişten gelen ağır kontratlar, hesapsız harcamalar, yanlış yatırımlar Galatasaray’ı banka finansmanına sokmuş.
Biz banka borçlarımız itibariyle senede 25 milyon dolara yakın faiz ödüyoruz. Hesaplar dengedeyken 25 milyon dolar açık veriyoruz. Ayrıca piyasalarda sadece TL çerçevesinde borçlanmıyorsunuz. Oradan da 10 milyon dolar kur farkı geliyor. Bunu kontrol edemezsiniz. Dolayısıyla bu sürdürülemez bir şey. Bizim yaptığımız bunu mümkün olduğu kadar kendi kaynaklarımıza yönelik bir sisteme oturtmak istiyoruz. Bunun için de çalışmalarımız devam ediyor.
“2023’E KADAR TÜM GELİRLER TEMLİKLİ”
Banka borçları artmıyor, artması mümkün de değil. Maliyet açısından faizlerin sıçramasıyla kısmen artmıştır. Galatasaray’ın 210 milyon dolar kredi limiti var. O limit geldiğimizde doluydu. İstesenizde bu borcu arttıramazsınız. Kota şu anda dolu. Bir damla dahi kabul etmiyor.
Galatasaray bugün nasıl devamlılığını sürdürüyor. Bu 210 milyon dolar temliklerle teminat altına alınmıştır. Galatasaray’ın borcu sabit. 215 milyon dolar. Bankaya gittiğiniz zaman teminat olarak ne vereceksin diyor ama 2023’e kadar tüm gelirler temlik verilmiş.
215 milyon dolar borcumuz var dediğimiz zaman 400 milyon dolara yakın da temlik verilmiş. 5 milyon doları küçümsememek lazım.
“OTELİN EKSPERTİZ DEĞERİ 140 MİLYON DOLAR”
Otel bir gayrimenkul. Orada bir çadırımız vardı. Olayı ben şöyle değerlendiriyorum. Oradaki arsanın değeri yaklaşık 20-25 milyon dolar civarıydı. Biz bunun üzerine 10 milyon dolar daha harcıyoruz. Oradaki otel 200 odalı 5 yıldızlı. Ekspertiz değeri 140 milyon dolar. Bir varlık yaratıyorsunuz. Bu her zaman bir teminat niteliğindedir. İhtiyaç halinde size yeni ufuklar açabilecek bir şey.
Aynı şeyi Riva’da da yapıyoruz. Riva 250 milyon dolar mertebesinde. Bunu geliştirdiğiniz zaman Galatasaray’a 600 milyon dolar olarka geri dönüyor. Spor kulüpleri bunu yapmak zorundalar. Sadece sportif başarılarla bir yere gelinemez.
“GENEL KURULUN DEDİĞİNİ YAPMAK ZORUNDAYIZ”
Florya yaklaşık 80 dönümlük bir arazi. Bunun 23 dönümü Galatasaray’ın tapulu malı. 44 dönümü hazineye ait. Geri kalanı GSGM’ye ait. Orada isteseniz de bir gayrimenkul geliştirmesi yapma şansınız yok çünkü sportif faaliyletler için ayrılmış bir alan.
Yeşilköy Havalimanı kalktıktan sonra yeni bir planlama yapılacak. Galatasaray’ın menfaatlerini koruyacak şekilde hareket edeceğiz. Ada konusunda hukuki işlemler yürüyor. Galatasaray çok büyük bir camia. Bu camianın sosyal anlamda bütünleşmesi için böyle mekanlara ihtiyaç var.
Şuna saygı duymak lazım, Galatasaray’ın patronu genel kuruldur. İradesini de belli etmiştir. Başkan sen burada sosyal manada Galatasaray’a hizmet edecek bir kurum yapman lazım. Biz genel kurulun emanetçisiyiz ve onların söylediğini yapmak zorundayız.
“20 YILLIK HARCAMALARI ARAŞTIRACAĞIZ”
Geçmişteki harcamaları araştırıyoruz. Yakın zamandan geriye ne kadar gidebiliyorsak gideceğiz. Benim hedefim 20 yıl. Buradaki maksat geçmişte yapılan usullü usülsüz harcamaların araştırılması. Bana 100’e yakın kişi imzalı mektup verdi. Ben buna başkan olarak sağır kalamam.
Kuşku duyan insanların arınması için bunun yapılması lazım. Bunu halının altına süpürürsek endişe artarak devam eder. Onun için hem iç barışa hizmet edecek hem de insanları aklayacak bir sisteme ihtiyaç var. İki uluslararası firmayla görüşüyoruz. Önce kendi dönemimizi sonra eski dönemleri denetleyeceğiz.
SPOR SALONU PROJESİ…
Arena’nın yanına spor salonu yapılması kompakt bir yönetimi beraberinde getirecek. Biz şu an bölünmüş haldeyiz. Biz mümkün olduğu kadar bunları bir araya getirerek muazzam bir tasarruf etmiş olacağız.
Kapalı spor salonu daha modern ve tüm branşların aynı yerde çalışabileceği bir yer olacak. Buradaki salonun ticari yönü de var. Cepten para çıkmadığı gibi cebine de para kalıyor. Mevcut şekliyle yılda belli bir kira da getiriyor. Biz Abdi İpekçi’de oynamaya devam edeceğiz demeyi ben çok anlamsız buluyorum.
6 AYLIK YAPACAĞIMIZ ZARAR 26 MİLYON EURO”
Bizim FFP olayında 2014’te yapılan anlaşma çerçevesinde bir sıkıntıya gireceğimiz belliydi. UEFA’nın FFP dolayısıyla bir ceza verdiği görülmemiş. Dolayısıyla biz de ne reaksiyonu olacağını bilmiyorduk. Şu anda ceza almış değiliz.
Bu gelinen mali kriterler çerçevesinde tavisye edilen bir şey. Şubat’ın 23’ünde bir mahkeme göreceğiz burada kesinleşecek. Biz geldiğimizden beri bunun farkındaydık. Ama buna rağmen yapabileceğimiz bir radikal değişiklik yoktu çünkü şampiyonluğa gidiyorduk. 2013-2014 yılında Galatasaray’ın zarar 70 milyon euro, 14-14’te 55 milyon euro. Şu anda 6 aylık dönemde yapacağımız zarar 26 milyon euro.
“GALATASARAY ŞAMPİYONLUĞA OYNAMAK ZORUNDA”
Galatasaray’ın şartları ne olursa olsun her zaman şampiyonluğa oynama zorunluluğu var. Kuruluş felsefemizde bu var. Her sene Galatasaray Avrupa’ya gitmek zorunda. Podolski’yi getirdik, sözleşmeleri yeniledik. Galatasaray’da yıldız yok mu? Burada yönetime şu toleransı da sağlamak lazım. Biz Galatasaray’ın en fazla başarıyı yakalaması için uğraşıyoruz. Taraftarımız bizi yanlış anlamasın.
“EN İYİSİNİ YAPACAK ŞEKİLDE HAZIRIZ”
Bazen trafik kazaları oluyor. Adam direksiyona sıkışıyor. Ne yapıyoruz oradan geçen herkes adama yardım etmeye çalışıyor. Neden ambulansın 2-3 saat sonra gelmesini beklemiyoruz? Bu işin profesyoneli doktordur. Adam orada sıkışmış biz geçip bakacağız ve müdahale etmeyeceğiz. Galatasaray da bu şekilde. Bu kulüp bizden evvel de belli profesyonellerle çalıştı.
Elbette Galatasaray bu kurumsal yapıya geçecektir. Ama biz acildeyiz. Bugün savaş görüntüleri var. Herkes ambulans mı bekliyor. Battaniyeye koyuyor adamı götürüyor. Şu andaki yönetim en iyisini yapacak şekilde hazır. Belli bir süreci bizim atlatmamız gerekiyor.
“MUSTAFA HOCA TEKNİK BÖLÜMDEN SORUMLU”
Futbolun teknik ve idari bölümü var. Mustafa Hoca teknik bölümden sorumlu tek kişi. Şirket bazında Cenk Ergün bir çalışandır. İdari olarak A.Ş. yönetiyor futbolu. Giresun benim memleketim. Bu manada da zaman zaman bizi arıyorlar. Orada bir futbolcumuz oynuyor.
Galatasaray’ın menfaatlerini göz ardı etmeden Türkiye’deki birçok takıma destek veriyorum. Bu Galatasaray’ın elindeki futbolcu zenginliğiyle ilgili bir şey. Ben de hemşehri olarak da Giresunspor’a bir sıcaklık duyuyorum.
“MAAŞIMDA İNDİRİME GİDİN DİYEN FUTBOLCU OLMADI”
Benim maaşımda indirime gidin diyen futbolcu olmadı. 4 Aralık’ta UEFA’ya yaptığımız ziyarette Galatasaray Spor Kulübü’nün bugünkü tablosunun nasıl meydana geldiğini izah ettik. Buradaki en önemli faktörlerden bir tanesi Türkiye’nin jeopolitik durumu.
Yani Türkiye Rusya, Ukrayna gibi Avrupa’ya dahil fakat farklı bir coğrafyada bulunuyor. Bu coğrafyada ekonomi farklı işliyor. UEFA’nın almış olduğu kriterler bunu göz ardı ediyor. (LigRadyo)