Tenis dünyasının yeni dergisi Kort’un 2. sayısı çıktı. Birbirinden renkli haberlerin ve ilginç röportajların olduğu dergide ünlü sanatçı Petek Dinçöz de yer aldı. Ünlü sanatçının Tolga Yenigün’e verdiği çarpıcı röportaj şöyle:
Tenis ve eskrim tamam ama dağcılık bana göre değil
İpek gibi kızım olsun
Tenis ve eskrime olan ilgisine nazire yaparcasına TED’in Tarabya’daki tesislerinde buluştuğumuz Petek Dinçöz, kulübün adındaki üçüncü unsur olan dağcılığa ise ‘hayır’ dedi. Zaman zaman tenis oynayan ve oğlu Aslan ile birlikte eskrime başlamaya hazırlanan güzel sanatçı, Çağla Büyükakçay ve İpek Soylu’yu gururla izlediğini söyledi. Sportif başarısının yanı sıra İpek’in çocuksu yüzünü de çok beğendiğini aktaran Dinçoz, “İpek gibi bir kızım olmasını çok isterim” dedi.
Çocukluk döneminde tekvando ve aletli jimnastik ile ilgilenen, sonraları tenise merak saran, son gözdesi ise eskrim olan Petek Dinçöz, Tenis camiasının yeni ortak paydası Kort dergisine konuştu… Felç kalma riskine rağmen sporla arasına mesafe koyamadığını dile getiren güzel sanatçı, Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü’nün (TED) Tarabya’daki tesislerindeki buluşmamızda hem spora hem de hayatına dair önemli açıklamalarda bulundu. Geçmişte fırsat buldukça tenis oynayan ve oğlu Aslan’ı kucağına aldıktan 1.5 yıl sonra yeniden kortlara dönen Dinçöz, eskrim de yapıyor ancak TED’in adında yer alan üçüncü branş olan dağcılığa ise pek de sıcak bakmıyor…
Buluşma noktamız olan TED’in ruhuna çok uygun bir mekan olduğunu belirterek, “Tenis ve eskrim tamam ama dağcılık bana göre değil” yorumunu yapan başarılı assolist, “Birkaç yıl sonra oğlumu eskrime başlatacağım. İnşallah İpek Soylu gibi bir kızım olur ve onu da tenise yönlendiririm” dedi. İşte Kort dergisi için önce korta çıkan, ardından da eskrim yapan Petek Dinçöz ile yaptığımız keyifli söyleşinin ayrıntıları…
Eskrime olan ilginizle başlasak…
– Eskrim çok merak ettiğim bir spor. Bazen önceki hayatımda şövalye olduğumu düşünüyorum. Aslında silahları pek sevmem ama eskrimi araştırınca ilginç şeyler öğrendim. Mesela çocuklarda dikkat eksikliğine iyi geliyor. Bütün kasları çalıştırıyor, esneklik kazandırıyor. Vücut kadar beyin de kullanıldığı için birçok problemi aşmayı öğretiyor. Aslında ilk olarak oğlum için araştırdım. Sonra kendim de merak sardım. Küçükken tekvando ve aletli jimnastik ile ilgilenmiştim. Oğlumun da sporcu olmasını istiyorum. Eskrim farklı geldi bana. Önce ben başladım; sonra da 1.5 yaşında oğlum için de bekleyişe geçtim. Onun başlaması için birkaç yıl daha bekleyeceğiz. Çok şık spor bir defa. Kaybedenle el sıkıştığınız ‘centilmen sporu’. Umarım ileride anne-oğul karşı karşıya geliriz.
Tenisin hayatınızdaki yeri?
– Tenis oynamayı çok seviyorum… Ama doktorum beni sürekli oynamamam konusunda uyarıyor. Çünkü boyun kemiğim ters C şeklinde. Bu, en ufak bir sorunda felç kalma riski anlamına geliyor. Ama ben öyle bakmıyorum hayata. Yarın ne olacağımız zaten belli değil. Risk almayı seviyorum. Tabii ki artık oğlumu da düşünmek zorundayım ama ‘neden kendimi mahrum bırakayım’ da diyorum. Bir hevesle başlıyorum sonra ya boynum ağrıyor ya da bir şey çıkıyor bırakıyorum. Ama yılmadan devam edeceğim tenise… Çünkü bana uygun bir spor. Türkiye’de sevgili Hülya Avşar bu sporu sevdiren, büyük kitleleri tenise ısındıran kişi oldu. Dünyada da çok popüler bir spor tenis. Serena-Venus kardeşlerin tenise ilginin artmasında büyük yararı oldu. Anna Kornikova’nın çığlıkları da unutulmazlardan…
KÜÇÜKKEN HAYRANLIKLA İZLERDİM
Artık daha fazla zaman ayırabilecek misin?
– Evet tenise artık daha fazla vakit ayıracağım. Doğum yapalı bir buçuk yıl oldu. Doğuma 85 kilo girdim ama şu an 56 kiloyum. Herkes ‘bu nasıl oluyor’ diye soruyor. Çok iyi bir rejim ve yürümeyle oldu. Sezeryan doğum yaptığım için dikişler yüzünden belli bir süre spor yapamadım. Sağlıklı rejim, beslenme ve günde 8 km yürüyerek fazla kilolarımdan kurtuldum. Şimdi de tenis ve eskrim ile efor harcayacağım.”
Ev kadınlarına da sporu tavsiye ederim. Ev temizliği ile kilo verilmiyor. Artık hayat çok kolaylaştı. Büyüklerimiz, çamaşır ve bulaşıklarla çok uğraşırdı. Elektrik süpürgesi dahi yoktu. ‘3 çocuk doğurdu ama kadın hala zapzayıf’ dedikleri olurdu. Şimdi öyle değil. Ev hanımlarına ‘yazılın tenise’ diyorum. İstedikten sonra ev harçlıklarından artırıp, bir eşofman ve spor ayakkabıyla tenis oynayabilirler. Eskiden tenis zengin sporuydu. Artık çok yaygınlaştı. Büyük sitelerde bile kort var… Eskiden dedem TRT’de tenis maçlarını açardı. Hayran hayran izlerdim. Görmemişiz ki daha önce. Topa vurulduğunda çıkan ses bile beni kendine aşık ederdi.
STEFFI GRAF BİR EFSANE
En beğendiğin oyuncular?
Eskilerden Steffi Graf’a bayılıyorum. Onun büyük hayranıydım. 377 hafta ile dünyanın bir numarada en uzun süre kalan tenisçisi. İsmini korta altın harflerle yazdıran kadınları kendime örnek alıyorum. Yenilerden ise Viktoria Azarenka’nın grand slam kazanan ilk Belaruslu olması beni etkiledi. Zaten oyun stilini de çok beğeniyorum.
En çok takdir ettiğim Türk sporcular ise Çağla Büyükakçay ile İpek Soylu… Çağla’nın olimpiyatlara katılan ilk kadın tenisçi olması, keza İstanbul Cup’ı kazanan ilk Türk olması beni çok mutlu etti. İpek de çok güzel ve yetenekli bir kızımız. İnşallah Çağla da İpek de başarılarına yenilerini ekleyerek tenisi Türkiye’de kitlelere sevdirmeye devam edecekler. Erkeklerde ise son dönem Andy Murray’nin performansını başarılı buluyorum. Roger Federer’in yeri ayrı tabii ki…
TED tesislerindeyiz… Tenis ve eskrimde varsınız ya dağcılık?
Aslan’ı (oğlu) sırtıma alıp, bir de dağa mı tırmanayım! (Gülüyor) Dağcılık benim pek yapabileceğim bir şey değil. Börtü böcekten çok korkarım. Yeşillik fobim var. Açık alanda piknik yaparım ama dümdüz bir çim olacak. O da ilaçlanmış olacak. Doğal hayat kadını olduğumu söyleyemem. Biraz metropol kadınıyım aslında.
Allah nasip ederse bir kızım olmasını çok istiyorum. İpek Soylu ceylan gibi bir kız. İnşallah kızım ona benzer. Kızımı Çağla ve İpek gibi tenisle yoğuracağım. Oğlumu eskrime, kızımı tenise yönlendireceğim.
BAKAN KILIÇ’A SESLENİYORUM!
Galatasaray’ın Marsel İlhan ile tenise yaptığı yatırımı nasıl değerlendiyorsun?
Eşim Galatasaraylı, ben Fenerbahçeliyim. Beşiktaş ile Fenerbahçe de tenise girmeli. Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’a da sesleniyorum. Lütfen Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin tenis ile ilgilenmesi için öncülük yapın. Bu arada TED Başkanı Mehmet Tınaz’a da teşekkürler… TED’e ilk kez geldim ama bundan sonra ailece sık sık geleceğiz. Basın danışmanım, asistanım çoluk çocuk gelip TED’de sporumuzu yapacağız.
Dergimizin ilk sayısını nasıl buldun?
Çok kaliteli bir dergi. İçerik dolu dolu. Keyifle okunuyor. Özelllikle Behzat Gerçeker’le yaptığınız röportaj çok ilgimi çekti. Behzat Gerçeker çok sevdiğim bir müzik insanı. Ama bizim röportajımız daha güzel oldu, fotoğraflar Behzat’ın röportajı gölgede bırakacak!