turksporajansi.com yazarı, Prof.Dr. Seyhan Hasırcı, 2018 Kış Olimpiyat Oyunları hakkında ilgili bir yazı kaleme aldı:
KIŞ OLİMPİYAT OYUNLARI VE ÜLKEMİZ
Bu yazımı, Güney Kore’nin Pyeong Chang kentinde devam eden 23. Kış Olimpiyat Oyunlarını izlerken içimin cız ettiğini anda yazmaya karar verdim. Bu Olimpiyat Oyunlarının ülkemiz açısından pek iç açıcı ve moral verici bir görüntüsü yok! Olmadığı gibi! İçinde bulunduğumuz (gerek siyasi, gerek sosyal ve gerekse ekonomik) bir çok sorunlar ve Mehmetçiklerimizin sınır ötesinde süren çarpışmaları ve bu çarpışmalar sonucunda gelen ölüm haberleri bu üzüntümü bir kat daha arttırdığını söyleyebilirim. Şehit olan mehmetçiklerimize Allahtan rahmet, yaralı gazilerimize de acil şifalar diliyerek, Kış Olimpiyat Oyunlarının ülkemize ilişkin üzüntü verici tarihine kısaca bakmak ve bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum;
Uludağ Kayak Merkezi herkesin bildiği üzere, Türkiyenin en eski kayak merkezlerimizden biriydi. Ancak günümüzde artık bu tür kayak merkezlerinin sayıları çok arttı, (Artmasına arttı da Kayak sporumuzda değişen hiç bir şey yok gibi!) O zamanlar bu sporun gelişmesine hizmet vermek amacı ile eğitilen Kayak Hocaları; Sporcu yetiştirmeye odaklanmak yerine, para kazanmaya ve sosyateye özel dersler vererek günlerini gün etmeye odaklanmasalardı; Sanıyorum ki! kayak sporumuz bu günki durumundan daha iyi bir yerde olabilirdi! Üstüne üstlük özellikle çoğunluğunu doğu anadoludan gelen kayak hocalarının o günlerde aralarına eğitimli kişileri almamaları da başka bir sorun olduğunu aklımızın bir köşesine yazmalıyız!
Kısacası sporumuzun, hem bilimsel ve hemde pratik alanlarından gelen iyi donanımlı kişiler tarafından yönetilmediği sürece; Kayak sporumuz dahil, ülkemiz tüm sporlarının, aşağıda belirtiğim kısa tarihçedeki durumundan ne yazık ki kurtulabilmesi mümkün olmayacaktır.
Birinci Kış Olimpiyat Oyunları, 25 Ocak-05 Şubat 1924 tarihleri arasında Fransa’nın kış sporları merkezlerinden Chamonix’ Kentinde yapıldı. 16 ülkeden 11 kadın, 247 erkek toplam 258 sporcu katılmışlardır. Ülkemiz bu organizasyona sporcu bazında katılmamıştır, tıpkı 1928 İsviçre’nin Saint Moritz ve 1932 Amerika Birleşik Devletleri’nin Lake Placid’te yapılan Kış Olimpiyat Oyunlarınada katılmadığımız gibi.
Dördüncü Kış Olimpiyat Oyunları, 6-16 Şubat 1936 tarihleri arasında Almanya’nın Garmisch Parten-Kirchen Kış Sporları Merkezinde yapılırken ilk kez Türkiye olarak 6 erkek sporcu, Beşinci Kış Olimpiyat Oyunları, 30 Ocak-8 Şubat 1948 günleri arasında İsviçre’nin Saint Moritz Kentinde 6 erkek sporcu ile temsil edildik, Altıncı Kış Olimpiyat Oyunları, 14-25 Şubat 1952 günleri arasında Norveç’in başkenti Osloda yapıldı; Türk sporcuları maalesef burada da yoktu!, Yedinci Kış Olimpiyat Oyunları, 26 Ocak-5 Şubat 1956 tarihleri arasında İtalya’nın Kış Sporları Merkezi Cortina d’Ampezzo’da, Türkiye 6 erkek sporcu, Sekizinci Kış Olimpiyat Oyunları, 18-28 Şubat 1960 tarihleri arasında Amerika’nın Squaw Walley Kış Sporları Merkezi’nde yapıldığında bu kez ülkemiz 2 erkek sporcu, Dokuzuncu Kış Olimpiyat Oyunları, 29 Ocak-9 Şubat 1964 tarihleri arasında Avusturya’nın Innsbruck kentinde yapıldığında 5 erkek sporcu ile katıldık, Onuncu Kış Olimpiyat Oyunları, 6-18 Şubat 1968 tarihleri arasında Fransa’nın Grenoble şehrinde yapıldığında 12 erkek sporcuyla ilk kez en kalabalık bir kafile ile katılma imkanı bulmuşuz.
Onbirinci Kış Olimpiyat Oyunları, 3-13 Şubat 1972 tarihleri arasında Japonya’nın Sapporo Kış Sporları Merkezi’nde yapıldı ve Türkiye burayada sporcu yollamadı? Onikinci Kış Olimpiyat Oyunları, 04-15 Şubat 1976 tarihleri arasında Tekrar Avusturya’nın Innsbruck Kış Sporları Merkezi’nde yapıldığında Türkiye 9 erkek sporcu ile katıldı, Onüçüncü Kış Olimpiyat Oyunları, 13-24 Şubat 1980 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin Lake Placid Kış Sporları Merkezi’nde yapıldığında da maalesef yine hiç bir sporcumuz yoktu.
SON SIRALARDA YER ALIYORUZ
Ondördüncü Kış Olimpiyat Oyunları, 08-19 Şubat 1984 tarihleri arasında Yugoslavya’nın Sarayevo kentinde 7 erkek sporcu, Onbeşinci Kış Olimpiyat Oyunları, 13-28 Şubat 1988 tarihleri arasında Kanada’nın Calgary kentinde yapıldığında 8 erkek sporcu, Onaltıncı Kış Olimpiyat Oyunları, 08-23 Şubat 1992 tarihleri arasında Fransa Albertville de Türkiye 8 erkek sporcu, Onyedinci Kış Olimpiyat Oyunları, 12-27 Şubat 1994 tarihleri arasında Norveç’in Lillehammer kentinde 1 erkek sporcu, Onsekizinci Kış Olimpiyat Oyunları, 07-22 Şubat 1998 tarihleri arasında Japonya’nın Nagano kentinde 1 erkek sporcu, Ondokuzuncu Kış Olimpiyat Oyunları, 08-24 Şubat 2002 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin Salt Lake kentinde nihayet ilk kez 1 Bayan ve 2 erkek toplam 3 sporcu, Yirminci Kış Olimpiyat Oyunları, 10-26 Şubat 2006 tarihleri arasında İtalya’nın Torino kentinde 3 bayan ve 3 erkek toplam 6 sporcu ile katıldık ve bu güne kadar katıldığımız yarışmalardan hiç madalya almadığımız gibi katıldığımız tüm disiplerde en sonlarda yer aldık.
Yirmibirinci Kış Olimpiyat Oyunları, 12-28 Şubat 2010 tarihleri arasında Kanada’nın Vancouverde 2 bayan ve 1 erkek toplam 3 sporcu, Yirmiikinci Kış Olimpiyat Oyunları, 07-23 Şubat 2014 tarihleri arasında Rusya’nın Sochi kentinde 3 Bayan ve 3 Erkek toplam 6 sporcu ile ve nihayet, Yirmiüçüncü Kış Olimpiyat Oyunları Güney Kore’nin Pyeong Chang kentine katılan ülke sayısı 95 sporcu sayısı ise 2900 dür, Türkiye 3 bayan 5 erkek toplam 8 sporcu ile bu etkinlikte, ne madalya ve nede madalya ya yakın hiç bir sonuç alamadık yokuz kısacası!
Tek ulaşabildiğim sonuç sıfır madalya sayısı ve sporcularımızın hepsinin kendi disiplinlerinde en son sıralarda yer almış olduklarıdır. Sporcularımıza söylenecek hiç bir eleştirim ve sözüm yok, olamaz da! Ama sporumuzu yönetenlere sitemim var….
Katılmak bile şereftir diye düşünebilirsiniz! (Nitekim Olimpiyatların eski ruhu bunu söylüyordu ama şimdi durum çok farklı!) Doğru da ne zaman biz ülke olarak katılımanın yanı sıra bir kaç madalya, hadi madalyayı boş verelim, başımız dik bir şekilde evimize ne zaman döneceğiz? İşte ben kendime hep bu soruyu sordum? Sayın Spor Bakanı ve Spor Genel Müdürürümüze sormak isterim? Şahıslarına bu konuda neler yapılması gerektiğini defalarca yazıp, çizip, söylemiştik, buna rağmen sizler yine bildiğiniz gibi yapmaya devam ettiniz! Şimdi adama sormazlar mı? zamanın genel müdürüne verdiğimiz Olimpiyatlara sporcu yetiştirme projelerimizi ne yaptınız diye? Şu an Türkiyede yürütülen (adınıda değiştirmişler TOM projesini THOM diye) proje nereden geldi elinize? Bu proje ne yazık ki amacına uygun bir şekilde yürümüyor yürütülmüyor, bu projeyi ortaya atanlardan acilen bilgi alınmasını tavsiye ediyorum.
Tekrar hatırlatmak isterim; Olimpiyat Oyunları düzenlemeye kalkışan bir ülkede, üst düzey sporcu potansiyelinin çok daha fazla olması gerekir ve bu da bilimsel araştırmaların ışığı altında bulunup ortaya çıkarılan yetenekli sporcuların erken yaşlarda amaca uygun bir şekilde yetenekli kişiler tarafından eğitilmeleri ile mümkün olabilecektir.