TSA yazarı Doç. Recep Cengiz, Beşiktaş’ın yanlışlarını kaleme aldı:

Kartal’ın yeniden doğuşu

Kafalarımızı skorboarda çevirdiğimizde iki (PAOK ve RİO AVE) maçın tek sonucu var ‘kim ne derse desin’ Beşiktaş Avrupa’da yok. 

Yüzümüzü sahaya çevirdiğimizde iki temel yanlış vardı. Birincisi yanlış antrenman planlaması ikincisi yanlış transfer politikasıdır. 

Bir taraftan yardım toplayacak, futbolcundan maaşlarından indirim isteyecek kadar ekonomik olarak zor durumda olacaksınız diğer taraftan en büyük gelir kaynağınız, Şampiyonlar 30 milyon Euro ve Avrupa Liginde 10 milyon Euro kaybedip, kendi kendinizi eleyeceksiniz.  

Adama sormazlar mı?

Maçların oynanacak tarihleri biliniyordu, antrenman planlaması ‘neden’ 6 hafta sonrasına göre yapıldı? 

İlk yanlış, yönetimin bu konudaki ‘Sergen zekidir, halleder’ yaklaşımı doğru değildir. Sergen Yalçın’ın geçmişte futbolcu olarak ne yaptığı değil, bugün teknik direktör olarak ne yaptığı/yapacağına bakılması gerekmektedir. Geçmişte ne kazandırdığı değil, bugün ne kaybettirdiğidir. Her iki maçta da yanlış oyuncularla doğru oyun oynamaya çalışmasının büyük bir hata olduğu söylenebilir.

Futbolcuların özgüvenli olmaları, cesaretli oynamaları iyi bir şeydir ancak içinin doldurulması gerekir. Sergen Yalçın’ın bu sorunların çözümü için rahatlığını bir kenara bırakıp oyun zekasının yanına bilgi, entelektüel bir birikim koyması, Beşiktaş teknik direktörlüğünü laf ebeliğine indirgememesi gerekiyor.

“Forvet değişimi niye yapmadınız?” Sorusuna Sergen Yalçın’ın “Var mıydı?” gereksiz hazır cevabı futbolcuların kendisine olan inancını ve güveni sarsacağını bilmesi gerekiyor. 

Umut Nayır, bu takımda kaleci olmadığına göre demek ki var. Üstelik, Türkiye liglerinin en zeki, en çalışkan ve en karakterli futbolcularından biri var.

Bu durumda, şu soruyu sormak gerekiyor: “Yok mu, yoksa siz mi yok ediyorsunuz?” Sergen Yalçın, Umut Nayır’ı oyun tarzından dolayı takımda düşünmeyebilir ama Beşiktaş için emek verip ter akıtan, futbolcusuna saygı duymak zorundadır.

İkinci yanlış transferlerin geç yapılması ve yanlış oyuncuların alınmasıdır. Lig maçlarına bile hazır olmayan Josef, Kevin N’Koudou, Montero, Welinton, Hasıc ve Mirin’in tercih zamanı ve pozisyonu olarak doğru değildir. Sorun, Welinton’un, Alanyaspor’da, Montero’nun Atletico Madrid’de, Josef’in Fenerbahçe’de yaptıkları değil, Beşiktaş’ta yapamadıklarıdır. Fikret Orman döneminde “kwashiorkor” hastası olduğu ima edilerek transfer edilme ihtimali yok denilen Aboubakar’ın tekrar transfer edilmesidir. 

Beşiktaş’ın ölüsünün üçüncü olduğu ligimizde, bu futbolcuların ilerleyen haftalarda Beşiktaş’ın oyuna nasıl kalitesine katacaklarını bilmiyoruz ama bu anlayış ile kulübün para, oyuncu ve güç kaybedeceğini öngörebiliriz.

Sezon başında, söylenen/savunulan şuydu:

“Beşiktaş başarılı olmak istiyorsa, bunun tek yolu var: Kendi kaynaklarına dönmek” Bunun için Mehmet Ekşi, Federasyondaki görevinden istifa ettirilip, alt yapı koordinatörü yapıldı. Bir taraftan ‘öze dönüş’ aldatmacası diğer taraftan takımda 16 yabancı futbolcu sayısı, bir taraftan maaşı yüksek Lens, Larin, Ljajic ve Vida’ya ‘indirim yap’ baskısı, diğer taraftan ‘Bırakmam Seni’ kampanyasından 22 milyon Euro’ya yakın toplanan paraya karşılık 30 milyon Euro’ya yakın sözde geniş kadro oluşturmak için ‘antrenör tercihi değil menajer başarısı algısı yaratan’ gereksiz transferler. Bu oyunculara transfer bedeli olarak alacaklarının karşılığında forma verilmediğine göre taraftardan toplanan paranın bu şekilde harcanması israftan başka bir şey değil. 

Beşiktaş yönetiminin, bu sorunları aşmak için ‘öze dönme’ kararında samimiyet varsa kulübün sembolü olan Kartal’ın öyküsünden ders alması gerekir. Bilindiği gibi kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için 40 yaşlarındayken çok zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40’a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz hale gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada zor bir seçim yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.

Kartalın yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürer. Kartal bu yönde karar verirse bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya kovuğunda kalır. Burada kartal uzun süre gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan yeniden doğuşunu gerçekleştirmiştir. 

Beşiktaş’ın yeniden doğuşu için yanlış transfer alışkanlığından kurtulmak zorunda olduğunu anlaması gerekiyor. Beşiktaş yöneticileri transferde ya yanılıyor ya aldanıyor veya aldatılıyor. Peki bir yönetici önünde ders alması gereken yüzlerce vaka varken ‘neden’ yine yanılır, yanıltılır veya aldatılır?

Beşiktaş’ta yıllar geçiyor, yöneticiler değişiyor ama anlayışımız değişmiyor. Yıllardır “temcit pilavı gibi aynı transfer anlayışını ısıtıp ısıtıp önümüze getirmekten usanmayan”, yöneticilerimizin “yüreği temiz, gönlü tok ve vicdanı rahat”, ama Beşiktaş borç batağında…

Önceki İçerikRambo Okan’dan Çevik Kuvvet’e suçlama: Darp edildim! Emniyet’ten videolu yanıt: Darp yok gözaltı var
Sonraki İçerikSabah ve ATV binasında yangın!

1 Yorum

  1. Hocam insanların geçmişi satın alınmaz bugüne bakılır.ikincisi bu kadar yanlış planlama kötü takım mühendisliği olmaz üçüncüsü ve olmaz ise olmazı çok iyi bir altyapı ama bunların doğru yapılması bu zor durumlara rağmen hala mümkün görünmüyor günümüz idarecileri ile.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz