Spor Toto Süper Lig’de 5. hafta geride kaldı ama takımlarımızın oyun sistemleri oturmuş değil. Özellikle üç büyüklerde, sahada futbollarını kabul ettirebildikleri karakterli oyun oynayan bir takıma rastlayamadık. Bir tek Fenerbahçe ile birlikte şu ana kadar yenilgisiz tek takım, Hikmet Karaman yönetimindeki Çaykur Rizespor sezonun başladığı andan itibaren istikrarlı bir oyun sergiliyor.
Galatasaray, Trabzon’da M’bia’nın kendi kalesine attığı şans golü ile 3 puan kazanmayı başardı. Fenerbahçe son anlara kadar ölüp ölüp dirildiği Bursaspor karşılaşmasında 77’de oyuna giren, yıldız oyuncusu Robin Van Persie’nin, 79’da attığı golle 3 puan almayı başardı. Beşiktaş 3 gün önce oynadığı Avrupa maçının ardından Başkent Ankara’da 1 puan bıraktı. Tosiç’in kendi kalesine attığı gol sonrası toparlanan ve özellikle ikinci yarı oyunu tamamen rakip alana yıkan Beşiktaş’ta gol 76. dakikada Gökhan Töre’nin kafasından geldi. Fakat 1 puana razı olduğu maçta bu gol sadece bir teselli oldu siyah beyazlılar için…
Bu sezon Spor Toto Süper Lig’de yabancı oyuncu kuralının değişmesi ile birçok yabancı transferi yapıldı. Benim anlamadığım ve bir türlü aklıma yatmayan konu ülkemize gelen yıldız oyuncuların nasıl oluyorda performansları bu kadar düşüyor. Neredeyse 8-9 yabancı oyuncu ile sahaya çıkan takımlar var. Bizim futbolcularımızı parayı alıp yatıyorlar diye suçlayanlar çok oldu. Şimdi bakıyorum ligimizde oynayan yabancı oyuncuların da yerli oyuncularımızdan hiçbir farkı yok. Bizim acilen bu konu üzerine oturup uzun uzun düşünmemiz lazım.
En önemli sorunlardan biri de hakemlerimiz. Galatasaray-Trabzonspor maçında en klas hakemimiz Cüneyt Çakır, Trabzonspor’un bir penaltısını kendisine yakışmayacak bir şekilde es geçti. Bu bütün Trabzonspor camiasının kendisine aşırı tepki göstermesine sebep oldu. Fenerbahçe-Bursaspor maçının hakemi Barış Şimşek’in maç boyu verdiği-vermediği o kadar çok yanlış karar varki sahada oynanan anti futbola çok büyük katkısı oldu. Ve nihayet Gençlerbirliği-Beşiktaş maçının hakemi Fırat Aydınus diğer hakemlerimize nazaran daha iyi bir maç çıkarttı. Verdiği kararlar gayet yerinde ve doğruydu. Belki bir kaç pozisyonda kartlarını daha farklı kullanabilirdi ama o kadar olur. Futbolculardan daha önce hakemlerimizin yaptıkları hataları en aza indirgeyerek sahada verdikleri kararlarda istikrar yakalamaları şart.
Kimse laf söyletmiyor, çözüm de üretmiyor!..
Fenerbahçe’nin Nani, Van Persie, Beşiktaş’ın Mario Gomez, Galatasaray’ın Podolski, Trabzonspor’un M’bia, Marin hatta Antalyaspor’un Eto’o gibi yıldızları ligimize kazandırmaları kuşkusuz Türk futbolseverlerin beklentilerini yükseltti. Gelgelelim bu beklentilere cevap veren bir oyun göremedik takımlarımızdan. Bırakın şimdi iyi futbol görmeyi pek umut da yok. Galatasaray’ı eleştiriyorsun Hamza Hamzaoğlu alınıyor, Pereira’yı eleştiriyorsun basın toplantılarında muhabirlere çıkışıyor. Şenol Güneş’in bile maç sonrası basın toplantılarında söyledikleri herkesi şaşırtıyor. Daha sezonun başında hocaların gerginlikleri böyleyse, bakalım sezon sonu nasıl gelecek?
Tolga Zengin…
Tolga Zengin maç biter bitmez Olafuz Skulason ile tartışmaya girdi. Oldukça sert geçen tartışma bir kırımızı kart ile sonuçlanabilirdi. Belki görüntülerden bile ceza alabilir. Oysa önümüzdeki hafta Fenerbahçe maçı var. Bir ceza alması durumunda kale genç Güray’a kalacak. Bu kadar önemli maç öncesi bu şekilde davranması çok şaşırtıcı!..
Gökhan Töre-Nani
Gökhan Töre ve Nani gibi oyuncuları seyirci hep el üstünde tutar. Tribünler onları seyretmek için dolar. Teknikleri çok yüksek ve rahatlıkla adam geçebiliyorlar. Seyretmek çok zevkli. Fakat bu tarz oyuncular takım arkadaşlarını çok zorlar. Ayaklarına topu aldıklarında ne yapacakları belli değil. Nereye koşacağınızı bilemezsiniz. Ayaklarından topu bir o tarafa bir bu tarafa çekmeleri, hem ataklarınızın hızını keser hem de rakip defansın yerleşmesine sebep olur. Oysa bu becerilerini daha hızlı ve dikine kullandıkları toplarla yönlendirebilseler takımlarına daha çok maç kazandırabilirler. Bu durum bence en çok Teknik Direktörleri zorluyor. Böyle oyuncuları kenarda oturtsan dert sahaya soksan dert…
Van Persie-Pereira
Pazar gecesi Fenerbahçe-Bursaspor maçı sonrası en çok bu ikilinin tartışması konuşuldu. Aslında hepimiz iş hayatımızda birçok tartışmalar yaşayabiliyoruz. Bunların bir çoğunu ertesi gün unutup gidiyoruz. Van Persie ve Pereira arasındaki tartışmada bu tarz bir tartışma. Elbette Robin Van Persie seviyesindeki bir oyuncu yedek oturmak istemeyecektir. Ve elbette Pereira bu takımın sorumlusu olarak istedği kadroyu sahaya çıkartmak isteyecektir. Bunlar gelip geçici tartışmalar futbolda böyle şeyler olur…
Hamza Hamzaoğlu
Galatasaray’ın geçen yılı üç kupa ile kapatan başarılı hocası bu sene gerekli saygıyı görememekten şikayetçi. Haklı tarafları var ama haksız tarafları daha ağır basar. Sahaya çıkarttığı kadro eleştirilmesi çok normal. Nasıl başarılı olduğun dönemde övgüler diziliyorsa başarısızıkta da eleştiri olur. Buna alıştığın, göğüs gerebildiğin zaman büyük hoca olabiliyorsun…