Riekerink: Ben ayrılırken şampiyonluk adayıydık
Galatasaray’ın eski hocası Riekerink, Sarı-Kırmızılı kulüpten ayrıldıktan sonra ilk röportajını Fanatik’ten Mehmet Demircan’a verdi: Ben ayrılırken şampiyonluk adayıydık. Şimdi oynanan futbol ortada!
“Benim görevime son verildiğinde Galatasaray’ın şampiyonluk şansı devam ediyordu. En güçlü şampiyonluk adaylarından biriydik. O gün Galatasaray’ın oynadığı futbol da ortada, şu an oynanan futbol da! İnsanlar bana vurmak için hep kolayı seçtiler…”
Galatasaray’a altyapı antrenörü olarak geldi, Sarı-Kırmızılılar’da yaşanan teknik direktör krizi esnasında sahip olduğu lisans sebebiyle birden kendini 1 numaralı koltukta buldu… Macerasının hemen başında kazandığı kupalarla takdir topladı, taraftar ona Riekerink Bey lakabını taktı… Başta her şey yolunda gidiyordu ancak üst üste alınan kötü sonuçlar Türkiye’deki macerasının kısa sürmesine yol açtı. Jan Olde Riekerink’le Amsterdam’da buluştuk uzun uzun sohbet ettik. Ayrılma sebebini, Bruma’yı, Sneijder’i, şampiyonluğu, yönetimle arasındaki gerçek sorunları, transfere müdahalesini ve geleceğini sorduk, o da tüm samimiyetiyle cevap verdi… İşte Riekerink’in FANATİK’e yaptığı çok özel açıklamalar…
Çok şanssız bir dönemin içine girdik
“Benim görevime son verildiğinde, herkes biliyor ki Galatasaray’ın şampiyonluk şansı hâlâ devam ediyordu. Kötü futbol da oynamıyorduk ancak inanılmaz şanssız bir dönemin içine girmiştik. Çok kritik maçlarda puanlar kaybettik. Ama tekrar etmek istiyorum biz, ben ayrılırken şampiyonluğun en güçlü adaylarından biriydik. Yeni antrenör hakkında fazla yorum yapmak istemiyorum ancak her şey ortada. O an Galatasaray’ın oynadığı futbol ortada, şu an oynanan futbol ortada ve o an Beşiktaş’ın kaç puan gerisinde olduğumuzu da herkes biliyor!”
Altyapı antrenörü diyerek vurdular
“Birçok konuda eleştiri aldım. Ama ben Galatasaray’ın bana ihtiyacı olduğu için takımın başına geçtim. Kimsenin lisansı yoktu, benim vardı ve teknik direktörlük teklifi aldığımda tabii ki hemen kabul ettim. Galatasaray’ı çalıştırmak büyük bir onur. Kupalar da kazandık. Ama insanlar bana vurmak için hep kolayı seçti; altyapı antrenörü! Kim ne derse desin, kadro kalitesi açısından bu takımla birlikte en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. Herkes bana yardımcı oldu, yönetimden kimseyle de sorun yaşamadım. Benim görevime son vermeleri de medenice oldu, herkese teşekkür ediyorum…”
Sneijder polemiği tamamen sanaldı!
“Wesley Sneijder ile inanın yazılan, çizilen ve konuşulan türde sıkıntı yaşamadık. Onun sayesinde takımın başına geçtiğim de doğru değil. Beni yönetimin neden takımın başına geçirdiğini size anlattım. Sneijder polemiği hep sanaldı bana göre çünkü bizi eleştirmek isteyenler hep kolayı seçti ve bu şekilde malzeme yaratmak istedi. Ben Sneijder’le çok şey konuşmadım, antrenör futbolcu ilişkisi dışında da sıkıntı olmadı. Ayrıca o da dönem dönem fazlaca eleştirildi. İşte bunu hiç anlamıyorum çünkü Galatasaray’a bu kadar katkı sağlayan bir oyuncuyu dahi bu şekilde eleştiriyorsanız o zaman bu inandırıcı olmuyor…”
O derbiyi, futbolu bilen anlar!
Beşiktaş derbisi 2-1 olduğunda Cavanda’yı ısınmaya yolladım, savunmayı 5’li yapacaktım. Ama Şenol Güneş, Cenk’i kenara alınca, Galatasaray’a yakışır şekilde defansı 5’lemedim. Bunu futbolu bilenler anlar “Şu meşhur Beşiktaş maçını da anlatmak istiyorum. 2-0 öne geçtiğimiz ve 2-2 biten, ardından inanılmaz eleştiri yağmuruna tutulduğum derbi… Evet derbide hem de deplasmanda hem de ligin en iyi takımı Beşiktaş’a karşı 2-0 öndesiniz, bu aşamadan sonra da maçı vermemeniz lazım. Ama işin aslı öyle değil. Bakınız ben 2-0’dan sonra takımın ahengini bozmak istemedim. Bu nedenle değişiklik yapmadım. Zaten durum 2-1 olunca direkt Cavanda’yı ısınmaya gönderdim. Defansı 5’leyip oyunu kurtarmak niyetindeydim. Ama baktım ki Şenol Güneş, Cenk’i oyundan aldı. Yani bir forveti çıkardı… Bu nedenle Galatasaray takımına yakışır bir şekilde devam etmek için defansı 5’lemedim. Bunu da futbolu bilenlerin anlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle o değişikliğe gerek duymadım ama ardından 2-2 geldi. O maçın hikayesi budur, tabii ki de 1 puana çok üzüldüm, büyük hayal kırıklığı yaşadım…”
Cavanda’yı Fernando Muslera, Rodrigues’i yönetim önerdi!
Cavanda’yı Muslera’ya sorduk, Lazio’da oynadığı için. Olumlu referans verdi. Rodrigues’e gelince… Yönetimin bana sunduğu listede vardı. Limiti aşmıyorsa alın dedim. Bu kadar “Transfer konusunda da eleştirildim fazlasıyla. Mesela size iki örnek vermek istiyorum. Cavanda’yı Muslera’ya sorduk. Lazio’da forma giydiği için. Muslera olumlu referans verdi. Zaten milli futbolcu, daha fazla referansa gerek var mı? Galatasaray’da isteneni verememesi bizim ya da benim suçum mu? Bazen olmayınca olmuyor. Bir oyuncu her takıma adapte olamıyor. Rodrigues’e gelince… Yönetim bana bir liste sundu. Bu listede o da vardı. Ben de transfer limitimizi aşmayacaksa alabilirsiniz dedim. Bu kadar. Kısacası ben önermedim Rodrigues’i. Yönetim önerdi.”
‘Bruma’yı idare etmek yaratıcılık ister!’
“Tudor’un Bruma ile yaşadığı polemiği duydum. Ama bu gayet normal. Bazı oyuncular antrenörleri zaman zaman zorlar. Zor oyuncularla çalışmak gayret ister. Yaratıcılık ister. Bruma evet çok zor bir oyuncuydu ama aynı zamanda inanılmaz da yetenekliydi, ben her zaman onun yeteneklerinden faydalanmaya çalıştım. Galiba başarılı da oldum…”
Poldi’yi kullanmak için eski maçlarını izledim
“Podolski bir dünya yıldızı, Dünya Şampiyonluğu kazanmış bir oyuncu. Onu en iyi şekilde kullanmak için eski maçlarını izledim. Benden önceki antrenörün onu başka bir pozisyonda oynattığını gördüm ama ben benim istediğim yerde oynadığı takdirde daha verimli olacağını düşündüm, ki öyle oldu. Onun gibi öldürücü sol şutu olan dünyada çok az oyuncu var. Belki herkes bilmiyordur, Podolski’nin ailesi İstanbul’da yaşamadı. Bu nedenle ona bazı ayrıcalıklar yapmam gerektiğini düşündüm. Bazen bir futbolcuyu küçük bir jestle inanılmaz hırslandırabilirsiniz. Mesela kupa finali öncesi onu ailesinin yanına özel izinle göndermeyi uygun gördüm. Çocuklarıyla ailesiyle beraber olsun, hasret gidersin diye… Podolski ailesinin yanına gitti, çok da mutlu bir şekilde geri döndü ve herkes biliyor, onun golüyle kupayı kazandık…”
Ortalar durunca Eren de durdu!
“Eren Derdiyok ilk maçlarda harika bir performans ortaya koydu. Tipik bir pivot santrfor. Ama gol atması için, verimli olması için sağdan soldan sürekli orta yapılması gerekir. Bunu bir dönem futbolcular yaptığı için de gollerini attı ancak daha sonra duraklama dönemi başladı. Nedeni çok basit. Eğer Bruma ve Yasin ile kanatlarda oynarsanız, ceza sahasına fazla orta gelmez. Bu çok doğal. Bu iki oyuncu kendi imkanlarıyla, çalımlarla ceza sahasına girip şut atıyorlar. Kanatlardan fazla orta yapmaları zaten beklenemez çünkü ikisi de hareketli oyuncular. Bu durumda Eren’in performansı tabii ki düşer…”
‘Gördüğüm en istikrarlı oyuncu’
“Takımda en beğendiğim oyuncuların başında kuşkusuz Hakan Balta vardı. Benim için, takım için çok özel biriydi. Hayatımda gördüğüm en istikrarlı futbolculardan biri. Ben ne istediysem, o bana hep onu verdi. Hakan’ı antrenmanlarda pek görmezsiniz ama maçlarda adam gibi görevini yerine getirirdi. En kritik maçlarda en önemli dakikalarda Hakan takım için yüreğini ortaya koyan isimdi…”
Beni en çok şaşırtan Fenerbahçe oldu
“Beni geçtiğimiz sezon en çok şaşırtan takım kuşkusuz Fenerbahçe oldu. Baktığımızda inanılmaz yetenekli oyunculardan kurulu. Kadronun tamamına yakını milli oyuncular ve teknik direktör ise yılların kurdu. Ama futbolda başarı için başka şeyler de gerekli. Bana göre Fenerbahçe’de eksik olan yaratıcılıktı. Birçok maçlarını izledim ve takım halinde yaratacılığın eksik olduğunu tahmin ediyorum. Belki de en çok üzüldüğüm maç da Fenerbahçe ile deplasmanda oynadığımız karşılaşma oldu. Tabii ki Kayserispor maçı da tam bir kâbustu bizim için…”
Cenk ve Oğuzhan bambaşka oyuncular
“Beşiktaş’ta 2 kişiye özel bir parantez açmak istiyorum. Cenk gerçekten de müthiş bir sezon geçirdi. Kenarda oturduğunda bile hiç kimseye küsmedi. Bu onun çok iyi bir profesyonel olduğunu gösterir. Tabii ki Oğuzhan’ı da unutmamak gerek. Onun oyun zekası birçok maçta Beşiktaş’ı galibiyete taşıdı. Bu ikilinin şampiyonlukta kuşkusuz büyük payı var.”
Şenol Güneş’in iki özelliğine hayranım
“Beşiktaş’ı tebrik etmek istiyorum. Ligin en istikrarlı ve en iyi top oynayan takımı kuşkusuz Beşiktaş. Şampiyonluğu da sonuna kadar hak ettiklerini düşünüyorum. Ligi domine ederken Avrupa Ligi’nde de şov yaptılar. Geçen sezonki performansları hakikaten takdir edilmeli. Şenol Güneş’i özellikle tebrik ediyorum. Büyük bir iş başardı. Süper futbol oynattı takımına. Kendisi tabii ki inanılmaz tecrübeli ama ben en çok onun soğukkanlı oluşuna hayranım…”
Yeniden Türkiye’de çalışmak isterim “
Türkiye benim için çok büyük bir tecrübe oldu. Gerçi ben Çin gibi bir ülkede 6 yıl çalıştım, değişik kültürlerle tanıştım ama buradaki futbol tutkusu beni büyüledi. Galatasaray’ın bana sunduğu şansı iyi değerlendirdim, kazanılar kupalarla da takım olarak karşılık verdiğimizi düşünüyorum. Türk insanına kısa sürede uyum sağladım, bu nedenle tekrar Türkiye’de çalışmak isterim. Bazı tekliflerin geleceğini umuyorum ve Galatasaray’a yeni sezonda başarılar diliyorum. Bana destek veren herkese teşekkür ediyorum…”