Yıldırım, Paralel yapı sayesinde başkan!
Aziz Yıldırım, tam bir politikacı; şikeden yargılandığı dönemde tribünlerden yükselen hükümet karşıtı tezahüratlara ses çıkarmamıştı. Çünkü o dönem solcu, Kemalist taraftar gruplarının da desteğine ihtiyacı vardı. Yıldırım ne zaman aklandı, bu gruplara sırtını döndü. Şaka gibi gelecek ama Aziz Yıldırım, FETÖ Paralel Yapı sayesinde hâlâ başkanlığını sürdürüyor! 3 Temmuz’dan bu yana epeyce zaman geçti ama Yıldırım; Paralel Yapı’nın Fenerbahçe’yi ele geçirme operasyonunu, her sportif başarısızlıkta politik argüman olarak kullanmayı sürdürüyor. Tıpkı önceki günkü toplantıda yaptığı gibi.
HERKESLE KAVGALI
Yıldırım’ın her başarısızlıkta kendisine yönelik taraftar baskısını da Paralel Yapı’yı bahane ederek bertaraf etmesi artık Fenerbahçe’de alışkanlığa dönüştü ve bu da kulübe zarar veriyor. Bugün artık Fenerbahçe’nin en büyük sorunu; kulübü sağlıklı yönetemeyen, kontrolü kaybeden, herkesle kavgalı olan, efsane olmuş futbolcuları ve başarılı antrenörleri bile kıskanan Aziz Yıldırım’dır. 3 Temmuz süreci yaşanmasaydı belki şu anda Yıldırım başkan değildi, elde ettiği şampiyonluklardan sonra kendi isteğiyle başkanlığı bırakmıştı. Ancak gelmeyen şampiyonluklar, Fenerbahçe’nin yıllardır Şampiyonlar Ligi’ne katılamaması ve Galatasaray’ın en çok şampiyonluğu onun döneminde yaşaması gibi nedenler yüzünden Yıldırım; büyük bir kaybeden olarak tarihe geçmekten korkuyor.
HATA YAPIYOR
Lakin Yıldırım başta olduğu sürece kalıcı başarılar da bir türlü gelmiyor. Yıldırım başarılı olmak istedikçe daha büyük hatalar yapıyor. Her kaçan şampiyonluktan sonra futbolu unutmuş ama sırf flaş isim diye aldığı yıldızlarla taraftarı uyutuyor. Bu popülist politikalara basın da destek verdiği için taraftar başarıya hasret kalıyor.
Yıldırım, “Beni kızdırmayın, 10 yıl daha gitmem” diye boşuna söylemedi. Yıldırım, o kadar çok eleştirildi ki, sırf kendisini eleştiren yorumculara, muhalefete ve ‘İstifa’ diye bağıran taraftara inat başkanlığı bırakmaz. Çünkü bu güce sahip; Yıldırım’ı diktatör yapan Fenerbahçe taraftarıdır.
—————
Fenerbahçe monarşisi
‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ söylemi, Aziz Yıldırım’ın en büyük algı yönetimlerinden biridir. Bu benzetme, taraftarın çok hoşuna gider ama monarşi ile yönetildiğinin farkında değildir.
Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır.
Yıldırım’ın “Beni kızdırmayın, 10 yıl daha gitmem” sözü de, sağlığı elverdiği sürece başkanlığı bırakmayacağı anlamına geliyor.
Yıldırım, Fenerbahçe’ye monarşiyi adım adım getirdi, önce kongre üyelerinden oluşan grupları ortadan kaldırdı. Eskiden Fenerbahçe’de her seçim kıran kırana geçerdi; bugün ise üyeler, Yıldırım’a karşı rakip bile çıkaramıyorlar.
Eskiden kulübün asıl sahibi taraftardı, tribünlerden ‘Yönetim istifa’ sesi yükseldi mi, bunun önünde kimse duramazdı. Metin Aşık, Güven Sazak ve Ali Şen gibi başkanlar; taraftar istediği için koltuğu bırakmak zorunda kaldı. Yoksa Fenerbahçe gibi büyük bir gücü bırakmayı kim ister ki!
GÜÇ SARHOŞU
Yıldırım, o kadar büyük bir güç sarhoşluğu yaşıyor ki; taraftardan bile korkmuyor, onlara küfür etmekten bile çekinmiyor. Kaldı ki, çoğu taraftar grubu da Yıldırım’ın kontrolü altında. Yıldırım ele geçiremediği grupları ise suçlu ilan ediyor, onlara kombine satmıyor.
Aziz Yıldırım’ı, Ali Koç bile seçimle indiremez. Çünkü bütün üyeler Yıldırım’a biat ediyor. Yıldırım; kulübün dinlenme tesislerinde bedava havuza giren, yemek yiyen, tatil yapan ve beleş maça giden üyelerin oylarıyla her seçimi kazanıyor. Yıldırım’ın gitmesi; onların bu avantaları kaybetmesi demek.
Bir de Yıldırım’ın yönetim biçimini, Futbol Federasyonu’nu bile takmamasını seven büyük bir kitle var.
Her topluluk hak ettiği şekilde yönetilir. Popülist politikalara destek veren Fenerbahçe taraftarının büyük çoğunluğu da ne yazık ki, Aziz Yıldırım’la yönetilmeyi hak ediyor.
MEVLÜT TEZEL- sabah