– Geçtiğimiz günlerde 18’inci spor okulunu memleketiniz Kırıkkale’de açtınız. Gençlerin geleceğine yön vermek neler hissettiriyor?

İlk olarak 6-7 okul açtık, daha sonra spor salonlarıyla devam ettik. Sporun benim ve kardeşlerimin hayatına çok katkısı var. Bu yüzden toplumumuza da bu alanda katkı vermenin bize daha çok yakışacağını düşündük. ‘Yön vermek’ biraz iddialı olur, hayal kırıklığı ve gelecekle ilgili kaygıları olan gençlerin, “Bizden biri Kırıkkale’den çıkıp, hayallerine ulaşmış. Biz de hedeflerimize ulaşabiliriz” diye düşünmeleri için çabalıyoruz. Onların yaşındayken büyük hayallerim vardı. O yılların önde gelmiş isimlerinden biri, “Biraz gerçekçi ol, uçma” demişti. Gençlerin hayallerini sınırlaması için çalışıp, yaşadıklarımı paylaşıyorum. İlham verip, motive ediyorum.

– Spora yatırımlarınız devam edecek mi?

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan sonra en çok spor salonu açan şirketiz. Seneye bir tane daha planlıyoruz.

2000 yılında ilki hizmete girerken, “10 yılda 10 spor salonu hedefliyoruz” demiştim. Bu yıl, 18’inciyi açtık.

– İş insanları ülke gelişimine yeterince katkıda bulunuyor mu sizce?

Ben bununla besleniyorum. Gelişmiş ülkelerin en büyük göstergelerinden biri, insanların topluma verdiği katkılar. Bizim de halkımıza yönelik yatırım yapmamız gerekiyor. Milli sporcuyum, oradan aldığım değerler var. Yatırımlarımızın bazıları da o yönde oluyor.

– Saran Radyolar Grubu’nda ne gibi yenilikler var?

Radyolarımızla gurur duyuyoruz. Radyospor, cesur ve tarafsız. Türkiye’deki spor radyoculuğunun yüzde 65’ini kapsıyor. Radyo Trafik, fenomen oldu. İstanbul’dan sonra Ankara ve İzmir’de yayın hayatına başladı. Slow Time ise prestij radyomuz.

– Yaptığınız işlerde lider olmak, nasıl bir motivasyon sağlıyor?

Yaptığımız her işte öncü olduk. Radyolar, şirketimizin aslında küçük bir parçası… Tematik radyo kanalları üzerinden gidiyoruz. TV yayıncılığında ise 75 milyon euro’luk yatırımla S Sport’u açtık. Şimdi S Sport 2’yi kurduk. 60 milyon TL’lik yatırımımız olacak. S Sport Plus ise dijital platform.

– Spor bursuyla Amerika’da makine mühendisliği eğitimi aldınız. Kariyer yolculuğunuz mücadeleyle mi geçti?

Birkaç dönüm noktam oldu. Buraya sıfırdan geldim. Gençlere ve çalışanlarıma, “Hayal kurun ve hedeflerinizden vazgeçmeyin. Hata yapmaktan korkmayın” diyorum. Hep kendilerini geliştirmelerini öneriyorum. Çok hata yaptım ama yaşadıklarımdan ders çıkardım. Ben de kendimi geliştirmeye devam ediyorum, 40 yaşından sonra bir lisan daha öğrendim.

– 20 yıl önceki Sadettin’le bugünkü arasındaki farklar neler?

Yeteri kadar değil ama sakinleştim. Risk almayı öğrendim.

– Gençlere ilham olduğunuzu söylediniz. Sizi neler motive eder?

Fark yaratmak. İnsanların, “Allah razı olsun” demeleri motive ediyor. Mezunlarımızın teşekkürleri…  Bir de down sendromlu çocukların sevgisi besliyor.

‘Özel hayat özel kalmalı’

– Fenerbahçe’nin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ali Koç, zor şartlarda görevi aldı. Elimizden geldiği sürece maddi ve manevi destek olacağız.

– İleride kulübe başkan olmayı düşünüyor musunuz?

Beş ay önce yeni bir seçim yapıldı, başkanımız var. Bunları konuşmak için doğru zaman değil. Ama taraftarın öyle bir istegi var.

– Bir yandan da özel hayatınızla gündeme geliyorsunuz. Bu durum rahatsız ediyor mu?
Çok!

– Emina Jahovic ile ilişkiniz nasıl gidiyor?

Biliniyor zaten. Özel hayatım hakkında hiçbir zaman konuşmadım. Özel hayatın özel kalması gerektiğini düşünüyorum.

‘Basit şeylerden mutlu oluyorum’

– Kızınızla ilişkiniz nasıl? Ona neler öğütlüyorsunuz?

Bir babanın çocuğuna bırakacağı en büyük miras, küçük şeylerden mutlu olmasını öğretmektir. Türkiye’yi gezmeyi çok seviyorum, kızımın ülkeyi tanıması için onu da gezilerime götürüyorum. Amerika’da psikoloji ve sanat tarihi     okuyor.

– Sadettin Saran özel hayatında nasıl biridir?

Basit şeylerden mutlu olabilen biriyim. Gece hayatım yok. Evcimen bir insanım, en mutlu olduğum yer evim. Aileme çok düşkünüm. Yürüyüş yapıp, balık avlanarak dinlenirim. Biraz hiperaktifim… Evde de dizi izleyerek zaman geçiririm.

– Ekonomik süreçte çalışanlarınıza ikramiye verdiğiniz haberleri gündem oldu. Eli açık bir patron musunuz?

İkramiye değil, ara zam yaptık. Şöyle düşünüyoruz, biz hangi noktaya geldiysek çalışanlarımızla geldik.

Her zaman söylediğim şey, en önemli yatırım insana yapılandır. Biz de zor günler geçirirken, çalışanlarımızın yanında olduğumuzu hissettirmek istedik. Aidiyet ve takdir bakımından güzel geri dönüşler aldık.