Günümüzde Avrupa futbolunun parasal büyüklüğü 50 milyar dolara ulaşırken, sportif başarı ve finansal rekabet dengesi de büyük takımlar lehine giderek bozuluyor. Bugün UEFA’nın bünyesinde 55 futbol ligi bulunsa da pastanın yarısından fazlası Premier Lig’in başı çektiği 5 büyük tarafından bölüşülüyor.
İstanbul Okan Üniversitesi Spor Yöneticiliği Öğretim Görevlisi ve futbol ekonomisi üzerine kitapları olan Sema Tuğçe Dikici’ye göre, bu gidişatın sonunda futbol bambaşka bir kimliğe bürünecek. “Avrupa futbolunda büyük takımların saha içinde ve finansal tablolardaki rekabet üstünlüğü arttıkça, uluslararası turnuvalar anlamsızlaşacak, futboldaki sadakat ve inanç yerini makyavelist ve materyalist bir anlayışa bırakacak” diyen Dikici taraftar desteğinin stadyumlardan dijital platformlara evrilmesinin de bunun habercisi olduğunu belirtiyor.
10 Yılda Makas 200 Milyon Euro Daha Fazla Açıldı
Dikici şöyle devam ediyor: Bundan 10 futbol sezonu öncesinde Avrupa’nın en zengin 3 takımı sırasıyla Real Madrid, Barcelona ve Manchester United idi. Bugün de durum aynı. 10 yıl önce Avrupa’nın en zengini olan Real Madrid, listenin son sırasındaki New Castle United’dan 300 milyon Euro daha fazla kazanırken, 20. sıradaki West Ham United’dan 553 milyon Euro daha fazla gelir elde etmiş. 10 yılda makas 200 milyon Euro daha fazla açılmış. Bugün 3 büyük gelir kalemi olan maç günü gelirleri, yayın gelirleri ve ticari gelirler açısından Premier Lig ekipleriyle yarışmak neredeyse imkansızlaştı. Hal böyle olunca parasal gücü olan saha içine de hükmediyor. Ve bu döngü büyük takımlar lehine sürekli aynı işliyor. Örneğin geçtiğimiz sezon Premier Lig’i 10. sırada bitiren New Castle United’ın toplam geliri, Süper Lig şampiyonu Galatasaray’ın neredeyse 2 katı. Daha çarpıcı bir örnek verelim, 750.9 milyon Euro’luk geliri ile Deloitte Para Ligi’nin ilk sırasında yer alan Real Madrid’in tek başına gelirleri, Süper Lig’in toplam gelirlerinden 500 milyon TL daha fazla.
Uluslararası Kupalar Elit Liglerin Hegomanyasında
UEFA Şampiyonlar Ligi’ni 14 sezondur müzesine götürenler elit liglerin temsilcileri. UEFA Avrupa Ligi’nde de benzer bir tablo söz konusu. 2010-11 sezonundaki Porto şampiyonluğu haricinde bir istisna yok. Süper Kupa’ya gelince 2000 yılından bugüne kadar Zenit ve Galatasaray haricinde farklı bir örnek yok. Kazananlar değişmiyor. Avrupa’nın en büyük futbol organizasyonları elit liglerin bir anlamda kendi aralarında yarıştığı, büyük balığın küçük balığı yuttuğu bir platformuna dönüşmesi yetmezmiş gibi UEFA, bu sezon Şampiyonlar Ligi’ndeki parasal ödül dağıtım şartlarında da değişikliğe gitti. Pazarlama Havuzu gelirlerinin yüzdesel payı düşürüldü. Bu sezon takım katsayısı reytingine göre yeni bir dağıtım yapılarak son 10 yıllık performanslara bakılacak ve 5 büyük ligden olmayan kulüplerin bu liglerdeki ekipler kadar ödül alması imkansızlaşacak.