Saray’daki hatalar
Hamza Hamzaoğlu apar topar gönderildi, Mustafa Denizli paldır küldür göreve getirildi. Eğer bu kadar beğenmiyorlarsa, geçen sezon bittiğinde gönderebilselerdi Hamza’yı daha şık olacaktı. En azından 5 puan geri düşünce hoca kovulur imajı belirmeyecekti ve acı gerçek; Denizli adaylar arasında bile olmayacaktı.
Bu sezonun en önemli maçına da (Atletico Madrid) Galatasaray hocasız çıktı; Taffarel belki hepsinden daha bilgili ama hoca değil neticede. Futbolcu takım gol yediğinde önce kulübedeki hocasına bakar ne yapıyor diye. O anda maçın geri kalanının seyri yazılır. Kulübe sağlam değilse yıkılıverir futbolcuların üzerine. Hele hele kulübede hoca yoksa zaten enkazdan çıkmıştır o onbir.
Denizli’nin heyecanı bitmiş
Galatasaray’ın en önemli maçıydı Atletico, Denizli orada lazımdı. Elini beline koyup hiçbirşey yapmadan dursa bile lazımdı kulübede. Önce Madrid’e gitmeyeceğini açıkladı, baskılar gelince Başkan Dursun Özbek özel uçak tuttu ve zorla götürdü yeni hocasını Madrid’e… İmza töreninde “Heyecanım hepinize yeter” dedi kısaca. Yok be hocam az heyecan olsa allem eder kallem eder Atletico maçında kulübeye geçerdin. Biz sana 3-0 yenildiğin Neuchatel rövanşı öncesi “5-0 kazanacağız” dediğin zaman “Hayal taciri” diyenlere, “İçimizdeki İrlandalılar”a neler yaptığını da gördük. Heyecanın vardır illa ki ama maalesef eskisi kadar yok. Gol sevincin bile en kibar tabirle “olgunlaşmış”. Madrid’den 3 puan çıkarabilseydi Galatasaray ilk ikiyi garantileyecekti neredeyse. Şampiyonlar Ligi’nden gelebilecek 10-15 milyon Euro’yu bir kenara bırak kazanılan prestijin maddi karşılığı olmayacaktı. Lokal rakiplerini dilsiz bırakman ise cabası.
Dürüst, Albayrak ve Melo
Neticede Hamzaoğlu’nun bir anda ve sezon ortasında gönderilmesi hata. Koca kulübün anlık geleceğini sadece Mustafa Denizli kurtarabilir algısı yaratarak onu göreve getirmekle övünmek hata. Bir başkan olarak blue jeanli hocanın yanında takım elbiseyle stadı gezmek hata. Bunların yanı sıra; Melo’nun yerine hırslı ve hafif kafadan kontak bir orta saha bulunamaması hata, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’tan yararlanmamak hata, genç yöneticilerine “Susun biraz” diyememek hata. Önemli olan bu yeni ve tecrübesiz yönetimin yaptığı hatalardan ders çıkarabilmesi.
Benim inandığım bir şey vardır ki; hata çalışan insanların lüksüdür, çalışmayan, üretmeyen zaten hata yapamaz.
SERDAR DİNÇBAYLI- FANATİK