Umutsuz vaka değil

Serkan Akcan, ikinci yarı öncesi Galatasaray’daki son durumu değerlendirdi.

“Ortada Galatasaray adına büyük bir kriz var ama ‘umutsuz vaka’ demek doğru olmaz. Mustafa Denizli’nin buradan şampiyon olması için küçük çaplı bir mucizeye imza atması gerekiyor. Evet işi çok zor. Ama imkansız değil

“Galatasaray çalkantılı bir ilk yarı geçirdi. Yaz dönemindeki yetersiz kadro mühendisliği ve ışık vermeyen oyun henüz ilk yarı bitiminde taraftarın önemli bir bölümünü ‘ağzıyla kuş tutsa şampiyon olamaz’ düşüncesine inandırmış vaziyette. Galatasaray için en tehlikelisi de bu. Ortada Galatasaray adına büyük bir kriz var ama ‘umutsuz vaka’ demek doğru olmaz. Mustafa Denizli’nin buradan şampiyon olması için küçük çaplı bir mucizeye imza atması gerekiyor. Evet işi çok zor. Ama imkansız değil.

Denizli’ye yardım gerek
“Futbol takımları için sezonun ilk yarılarında önce kimya, sonra fizik en son matematik hesapları yapılır. Sezon başı transferlerden ve değişen antrenörlerden dolayı ilk iki ay ‘takım olma’ çabalarıyla geçer. Ekim-kasım gibi sezon başı yüklemelerin fiziksel yansımaları gözlenir. Ama kimse ekimden şampiyonluk ya da düşme hattıyla ilgili derin matematik hesabına girmez.

“O yüzden sezonun ikinci yarılarını oynamak tecrübe gerektirir. Sanırım Mustafa Denizli’nin bu konudaki en mahir antrenör olduğunu söylemeye gerek yok. Denizli’nin Beşiktaş’ı 2008/09 sezonunun ilk yarısını 31 puanla 6. sırada bitirmesine rağmen kalan 17 haftada 40 puan toplayarak şampiyon olmuştu. Evet yapmışlığı var. Şimdi de rakiplerine ‘nisanda görüşürüz’ diyor.

“Bu o kadar da kolay bir matematik hesabıyla çözülecek konu değil elbette. Temeli 2011/12 sezonunda atılan bu kadronun yarıştaki rakiplerine oranla sahip olduğu tecrübe de fazlasıyla Denizli’yi desteklemeli. İşe önce umutsuzluktan sıyrılarak başlamalılar.

37a13e5c2062475abc9773cb33ab6b00

Donk merkeze, Poldi sola, Yasin kulübeye
“Galatasaray koca yaz dönemi yapamadığı kadro mühendisliğini bir aylık ara döneme sığdırmak zorunda. Donk büyük bir açığı kapatacağa benziyor. Ama sadece Donk yetmez. Bu takımın oyun rengini siyahtan beyaza değiştirmesi gerek. Podolski, doğma büyüme bir sol açık. Köln, Bayern Münih ve Arsenal’de orijinal pozisyonunda oynayarak 125 kez Alman Milli Takımı’nın formasını giydi. Geçen sezonu İnter’de Palacio’nun rotasyonunda tamamlayınca dengesi bozuldu, keyfi kaçtı. Galatasaray onun için EURO 2016’ya açılan bir kapı. Fakat burada da hiç beklemediği bir sürprizle karşılaştı. Hamza hocanın Yasin’in performansına kıyamaması sebebiyle kendisini bir sağ açığa dönüştürme fikrine soğuk baksa da itiraz etmedi. Buna rağmen tabelaya etkisi beklentileri karşıladı. Ama oyunun rengini değiştirmek için Denizli’nin daha fazlasına ihtiyacı var. O yüzden Poldi sola, Yasin hamle oyuncusu olarak kulübeye, sağ öne de yeni transfer çok mantıklı bir seçenek gibi duruyor.

Santrfor ve sağ bek şart
“Galatasaray taraftarı Umut ile Sabri’yi istemediğini çok net ifade ediyor. Burak’ın sakatlıktan ne zaman döneceği bilinmez, Tarık’ın performansı yerlerde sürünürken Mustafa hocanın bu iki oyuncuyu gönderme ihtimali yok. Hoca, bu ikisini tutar ve önlerine iki transfer yaparsa kadroya derinlik kazandırmakla kalmaz takım üzerindeki umutsuzluğa da çare üretir.

Rakipler Arena’ya gelecek
“Galatasaray geçen sezon ocak ayına derbilerden kazandığı 6 puanla girmişti. Aynı takım bugün sadece 1 derbi puanına sahip. Sarı-Kırmızılı takımı 2. yarıda önemli bir fikstür avantajı bekliyor. Akhisar hariç ilk 9 içerisinde yer alan rakiplerin tamamı TT Arena’ya gelecek. İş biraz da taraftara düşüyor. Şayet yüzde 30-40 olan seyirci kapasitesi geçen yılın seviyelerine çıkarsa Galatasaray’ın yarıştaki doğrudan rakipleriyle puan farkını kapatması ‘imkansız’dan zora iner.

Hücumcular şampiyon yaptı
“Galatasaray son 4 yılda 3 kez şampiyon oldu. Terim ile iyi bir hücum takımıydılar. İlk yıl yeni kurulmalarına rağmen Ujfaluji etkisiyle komplike bir takım görüntüsündeydiler. Ama Terim’in 2. sezonunda stoper krizi Sarı-Kırmızılı takımı derin bir savunma buhranına sürükledi. Galatasaray yiyordu ama hep bir fazlasını atarak kazanıyordu. Hatta Terim’in Dani-Cris tandeminin uyumsuzluğunu anlatmak için, ‘Ne yapalım atıyoruz ama arkayı tutamıyoruz ki’ dediğini dün gibi hatırlıyoruz.

Hamza hocanın yarattığı fark
“Terim sonrası yönetimin savunma kaygısı taşıyan Mancini ve peşinden Prandelli ile çalışma kararı 2011-12’de temeli atılan Galatasaray kadrosunun oyun genetiğine çok da uygun değildi. Hamza hocanın yarattığı düşünülen fark, sanırım kadronun karakterine uygun oyun modelinde saklıydı. Hamzaoğlu’nun Galatasaray’ı da tıpkı Terim’in takımı gibi savunarak değil hücum ederek şampiyon oldu. Sarı-Kırmızılı takımın, son 4 yılda elde ettiği 3 şampiyonluğun hücum karakterli hocalarla gelmiş olması dikkate değer bir veri olsa gerek. Şimdi herkes merakla Mustafa Denizli’nin çizeceği rotayı bekliyor.

46 puan almalı!
“Ligimizde son 10 yılda şampiyon olan takımların puan ortalaması 75,8. Şampiyon olan takımlardan Fenerbahçe iki kez ilk yarı topladığı puanın altında kalarak şampiyon olmayı başardı. Ama 2010-11 sezonunun ikinci yarısında 49 puan toplayarak son yılların 2. yarı puan rekorunu kırmışlardı. Galatasaray’ın son 10 yılın ortalama şampiyonluk puan barajına ulaşması için minimum 46 puan daha toplaması gerekiyor. Ortada 51 puan var, imkansız değil ama gerçekten zor.”

SERKAN AKCAN- FANATİK

Önceki İçerikİki milli sporcu, whatsapp’ta kapıştı!
Sonraki İçerikNilay Yılmaz’dan çarpıcı Fikret Orman yazısı: O, Seba’nın değil Demirören’in ardılı oldu!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz