Pazar gecesi malumunuz televizyon kanallarının gözde konusu futbol. Hangi kanalı açsanız bir futbol programı, herbirinde hararetli bir tartışma. Ama bir program var ki benzerlerinden farklılaşıyor, kadın erkek herkesi başına topluyor, sosyal medyada infial yaratıyor.

Beyaz TV’deki Beyaz Futbol baştan sona ”Futbol sadece futbol değildir” cümlesinin hakkını veriyor. Stüdyo ışığı karartılıyor, fotoşoplu imajlar art arda yayınlanıyor, ekranın altından sürekli flaş, bomba, şok anonsları geçiyor ve konuya göre kült filmlerin müzikleri fon olarak kullanılıyor. Yani özetle ‘aksiyonlarla’ zenginleşen programda her şeyden dem vuruluyor…

Elbette futboldan da bahsediliyor. Ama az. Haftanın maçlarından görüntüleri sadece Lig TV veTRT yayımlayabildiği için konu çoğu zaman futboldan çıkıp insanı kendine çeken bir absürdlükler silsilesine dönüşüyor. Özetle program memleketin gerçek bir kesiti, ülkenin içinde bulunduğu ”kafa karışıklığı”nın ekranda cereyan eden hali desek çok da yanlış olmaz. Peki ama Beyaz Futbol’un başarısının sırrı ne? Programın fikir ve isim babası deneyimli futbol adamı Sinan Engin’le buluştuk. 

Beyaz Futbol efsaneleşiyor. Programa başlamadan önce tahmin etmiş miydiniz böyle olacağını? Format nasıl belirlendi?
Ben buldum. İsmini de ben koydum. Format kendiliğinden gelişti. Ertem Şener’in müthiş bir ekibi var. Sinekten yağ çıkarırlar. Israrcı ve çalışkanlar. Pazar, pazartesi ile başladık. Sonra cumartesi eklendi.

Ekibin üyelerini masaya yatıralım mı? 
Ahmet Çakar çok zeki. Gündüzden gelip okuyor, çalışıyor. Uzaylılar, Marslılar… Bazen beni kızdırıyor. Yorumları çok sert. Acımasız. Bizim yorumları da yumuşak buluyor. Bize sıvacı diyor. 30 senelik arkadaşım, futbol oynarken bana kart göstermişliği var. Ahmet Hoca bir televizyon yıldızı. Reytingin şifrelerini çözmüş. Ertem Şener büyük televizyoncu. Yakışıklı, diksiyonu güzel. Çalışkan ve hırslı…

Rasim Ozan ekibin yaramaz çocuğu. İnsan olarak çok seviyorum. Siyasi bir yönü var, çok da kültürlü. Ne kadar ona tepkiler olsa da, bir reytingi var. Siyasi görüşleri beni ilgilendirmiyor. İnsanların futbolu bilmediği yönündeki eleştirilerine katılmıyorum. Oynamayan futbol bilmez diye bir kaide yok.

Abdülkerim zamanın iyi bir oyuncusu. Ağzı çok iyi laf yapıyor. Ekrandaki görüntüsü de güzel. Fakat fanatik Fenerli. Televizyonda gibi konuşmuyor. Ben onlardan daha objektif ve yumuşağım. Neyse onu söylüyorum. O yüzden Fenerli de ilan edildim. Galatasaraylı da… Ben Beşiktaşlıyım. Oğlum benden de fazla Beşiktaşlı. O daha fanatik. Tüm maçlara gidiyor. Duygusal yanlarım var. Koruduğum futbolcular da… Emre Belözoğlu yüzünden çok küfür yiyorum. Hepsinin hesabını soruyorum ama.

SEVİYELİ GEYİK YAPIYORUZ 

Dava açıyorsunuz değil mi?
Bugüne kadar açılmış 500 davam var. Avukat ordusuyla çalışıyorum. Her hafta on kişi gelip davanızı çekin diye yalvarıyor, araya insan sokuyor. Ama kimseyi affetmem. Davaları da kazanıyorum.

Futbol görüntüsü olmadan futbol programı yapıyorsunuz. Görüntü olmayınca konu hep başka mevzulara kayıyor. 
Futbolun dışında magazinsel konular reyting alıyor. Uzaylılar, büyü, astroloji… Geyik, muhabbet gırla. Film gibiyiz. Bir filmde nasıl dram, aksiyon, heyecan, aşk varsa Beyaz Futbol’da da var. Ana eksenimiz elbette futbol. Futbolun babasını da konuşuyoruz. Ama milleti baymıyoruz. Böylece dizi gibi reyting alıyoruz. Bütün kanallarda ciddi ciddi futbol konuşulan programlar var. Maç görüntüsü olsa belki yan unsurlara gerek kalmaz. Gerçi düşünüyorum, bizim grup rahatsız. Ertem de, Ahmet Hoca da enteresanlık seviyor. Ben ”Futbol konuşalım’‘ diyorum. Ahmet Hoca aksiyon peşinde.

Nedir sırrınız? 
Seviyeli geyik yapıyoruz. Terbiye sınırları dahilinde. Bazen sinirleniyoruz ama normal. Gırgır yapıyoruz. Evimizin salonunda oturur gibi… ”Futbol programı izlemem” diyen kadınların da ilgisini çekiyoruz. Kadınlar ”Senin sesinle uyuyoruz” diyor. Yatak odasında kocaları bizi izlerken, onların da bir kulakları bizde. Emel Sayın bile bizi izliyor. Geçende bir kadın yanıma geldi, ”Eskiden kocamla kavga ediyorduk futbol programı izlediği için. Şimdi ben de sizi izliyorum. Dizi gibisiniz. Müptela oldum. Kavga da çıkmıyor.” dedi.

Televizyon yıldızı oldunuz mu sizce?
Futbol yorumcusuyum ben. Magazin programlarına çağırıyorlar. Gitmiyorum. Yıldızlaştık zamanla. Pahalı bir kadroyuz. Belki de Türkiye’nin en pahalı futbol yorumcusu kadrosuyuz. Futbolstarız diyelim.

HER YERDEN DAVET VAR 

Şov yapıyor musunuz? 
Tabii yapıyorum, oynuyorum.

Bir programda Mike Tyson’ı döverim dediniz mesela. O şov muydu? 
Şovdu elbette. Bu bir oyun. Dövebilir miyim yoksa? Böyle laflar hoşuna gidiyor insanların. Rihanna bile bizi izliyor dedim bir gün… Doğaçlama. Oğulcan reklam arasında mesaj attı. ”Baba gerçekten izliyor mu? Telefonum kilitlendi.” diye. O bile inanmış. Programın başarısı burada. Bir program yapıyoruz, onuncu dakikasında en çok konuşulan konu oluyor Twitter’da.

Turnelere çıkıyor, Almanya’ya gidip özel şovlar yapıyorsunuz. Beş kişilik bir şov ekibi oldunuz… 
Biz de sizinle gelelim diyen sanatçılar var. Almanya’nın on şehrine gideceğimiz kesinleşti. Dünyanın her yerinden davet alıyoruz.

 Dizi teklifleri geliyor mu? 
Geliyor. Dizi ve reklam filmleri. Ama zor iş artistlik. Çekimler uzun sürüyor.

Sesleriniz çok yükseliyor. Sakin futbol programı yapılamaz mı? 
Yapılamaz. İzlenmez. Millet uyur.

Diğer spor programlarıyla aranızda rekabet var mı? 
Hepsi izleniyor bence. Bazen bizi küçümsüyorlar. Ama etkimiz büyük. Biz Ünal Aysal’ı istifa ettirdik. Etkili bir programız.

Program her yayınlandığında sosyal medya sizden bahsediyor. Sizin Twitter hesabınız var mı? 
Twitter, Instagram kullanmıyorum. Çok hakaretamiz konuşuluyor. Ben kendimi tutamam.

Program dışında görüşüyor musunuz? 
Görüşürüz, hep beraberiz. Ahmet Hoca dostum o yüzden onunla haftada üç-dört kez yemeğe çıkarız. Rasim’le çok nadir bir araya geliriz. Yoğun o.

Kıyafetlerinizi kim seçiyor? 
O konuda biraz tartışıyoruz hanımla. Ben yelek seviyorum. O, yeleği giyince Hacı Ağa gibi oluyorsun diyor.

Göbeği kamufle etmek için mi yelek giyiyorsunuz? 
Bende göbek yok gördüğün gibi. Orhan Gencebay gibi adamım. (Gülüyor) Verdim bir 15 kilo. Hayatımız boğazı tutarak geçiyor.

ŞİKE PİYANGOSU FENERBAHÇE’YE VURDU

3 Temmuz süreci kardeşi kardeşe düşman etti. Türk futboluna ve dostluğa büyük zarar verdi. Sağ sol kavgası gibi ayrımcılık yarattı. O dönem Aziz Yıldırım’la telefon konuşmalarımız yayınlandı. Başı sonu kesilmiş. Neymiş Beşiktaş kadrosunu vermişim. Sanki bilinmeyen bir şey o kadro. O süreçte Fenerbahçe’yi ve Aziz Yıldırım’ı korudum. Ama inandığım için korudum. Bu ülkede şike hep vardı. Piyango Fenerbahçe’ye vurdu. Bu cezayı almamaları gerektiğini savundum. Yeniden yargılanmalılar dedim. Yasadan sonra şike ve teşvike bulaşan olursa cezasını çekmeli.

ŞİMDİKİ FUTBOLCULAR ÇOK PARA HARCIYOR
Şimdiki futbolculara üzülüyorum. Yatırım yapmıyor, paralarını harcıyorlar. Karıları çok iddialı. Araba istiyorlar. Şaşıran çok. Oysa futbol hayatı bitip paralar suyunu çekince önce karılar boşuyor. Sonra da sürünüyorsun. Tavsiyem arsa almaları. Ben ilk kazandığım parayla Etiler Korukent’te ev almıştım. Futbolcuyken yapmamam gereken her şeyi yaptım. Kendime daha çok bakmam gerekirken bakmadım. Daha iyi bir futbol hayatım olabilirdi.

BEŞİKTAŞ DEYİNCE AKAN SULAR DURUR
Geçen haftaki programda Ahmet Çakar’a bardak fırlattım. Sinirlendirdi beni. Bir şey anlatıyorum, beni dinlemiyor. Neymiş Beşiktaş-Fenerbahçe derbi değilmiş. Doğru mu yanlış mı bilmem? Bildiğim tek şey var Beşiktaş’ı küçümsetmem. Beşiktaş deyince akan sular durur!

BENİM TUTAR DEDİĞİM DİZİ TUTAR

Aynı zamanda iyi de bir dizi izleyicisisiniz… Hangi dizi tutar gibi tahminler yapıyorsunuz programda… Evde oturup dizi mi izliyorsunuz? 
Hepsini izliyorum. En büyük zevkim. Söyleyince şaşırıyor insanlar. Benim tutacak dediğim dizi tutar, bitecek dediğim biter. Halkım ben çünkü. Hiç Kurtlar Vadisi’ni izlemem ama. Dizilerle ilgili yorum yaptıktan sonra oyuncular ya da yapımcı arıyor. Sosyal medya da çalkalanıyor. İnsanlar ”Bizim diziden de bahset” diye yolda çeviriyor.

Ev adamısınız yani… 
Evlendiğimden beri öyleyim. Herkes benim için çok gezer, dolaşır der. Oysa hava karardığı zaman evdeyimdir. Geç kalsam da kızım uyumadan eve gitmeye çalışırım. Erkek erkeğe yemeklere gitmem, sıkılırım. Çocuklarımın karşısında kalkanlarım iniktir. Bir de hanımın tabii. Hanımköylüyüz. O ne derse o olur. Kadınla kavga edilir mi, uğraşılır mı? Ben banka hesabımda ne kadar para var bilmem. Her şeye hanım bakar. O her şeyden önce benim arkadaşım. Ayşe’yle yaşlanıp onunla öleceğiz. Yaşlanınca Ayvalık’a yerleşiriz herhalde. 20 sene sonra yani. Karımla torun bakarız. Allah kısmet ederse yani.

Babanızı kaybettiniz geçen ay. Yokluğu nasıl bir his? 
Annemi çok küçük yaşta kaybettim. Anne kaybı en kötüsüdür derler ama baba daha önemlidir aslında çocuk için. Evlatlar babalarına hep düşkün olsunlar. Babam 95 yıl yaşadı. Yine de kaybı zor.

KARADAYI’DA OYNAMAK İSTERDİM
Çok gördüm, geçirdim. Kapalı bir kutu vardır hayatımızda. Sırlar vardır. Dışardan bakınca sert görünen biriyim. Aslında sevecen bir insanımdır. Yurt dışına gidince bana çok dikkatli bakıyorlar. Oğulcan ”Baba Rus mafya adamlarına benziyorsun. İnsanlar ondan bakıyor.” diyor. Bebek yüzlü olmak isterdim. Kıvanç gibi… Oyuncu da olmak isterdim. Tabii Nuri Alço gibi değil. (Gülüyor) Karadayı

OĞULCAN’LA ELİF’İN ARASINDAN SU SIZMIYOR

Yakın zamanda mezuniyet hediyesi olarak çok pahalı bir ev aldığınız konuşuldu Oğulcan’a. Doğru muydu haberler?
– Değildi. Çok önceden alınmış bir ev. Yatırım yapmadan Seda Oğulcan’a sorar, o da bana. Araştırırım. Ona göre alınır. Sonuçta hepsi Oğulcan’ındır. 4 milyon dolara tadilat yaptıracak dediler. Çok ayıp bu haberler. Bu saçma haberlerden uzak durması için yurt dışına gönderdik zaten. İtalya’yı çok seviyor. Arda Turan’a gidiyor sık sık İspanya’ya. Oğulcan benim ilk göz ağrım. Özel bir çocuk. Onunla arkadaştan öteyiz. Ama Elif kız evlat olduğu için yeri ayrı. Oğulcan’la Elif’in arası da çok iyi. Enteresan bir sevgi var aralarında. Elif takdir alınca, ödül olarak Milano’ya abisinin yanına yolladık. En büyük ödül o Elif’e.

BENDE BORUCU TİPİ VARMIŞ
Reklamınız da çok konuşuldu. Teklif nasıl geldi? 
Şirketin yönetim kurulu başkanı bana geldi. ”Neden ben?” dedim. ”Bir anket yaptırdık, siz çıktınız” dedi. ”Nasıl yani, borucu muyum ben?” dedim. Borucu tipi bende varmış demek ki. Açık ara ben çıkmışım ankette. Üçüncü reklam için Niagara şelalesine gideceğiz. (Sabah Pazar Eki)