Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, şike sürecini ve Fenerbahçe üzerine oynandığını ileri sürdüğü oyunları kaleme aldı:
Şike gerçekleri
O zorlu günlerde…
Fetullah Gülen Cemaati’ne karşı mücadele veren çok az gazeteci vardı.
Bizim SÖZCÜ editörü Aytunç Erkin bunlardan biriydi. Ta 2005 yılında “Fethullah Hoca’nın Şifreleri/Başmuavini Nurettin Veren Anlatıyor” kitabını yazdı.
Sonra FETÖ’nün peşini hiç bırakmadı…
3 Temmuz “şike operasyonunun” perde arkasını “Sarı Lacivert Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım” kitabında anlattı.
Bugünlerde…
FB TV’de “Son Kale” programını yapıp sunmaya başladı. Pek medyada görünmek istemediğimi bilmesine rağmen, kendine has üslubuyla “Usta mutlaka geliyorsun” dedi.
Aytunç Erkin gibi gazetecilik bayrağını hiçbir koşulda elden düşürmeyen meslektaşlarımın yanında olmaktan gurur duyuyorum. “Gelirim” dedim. Gittim. Konuştum. Dün yayınlandı.
Benim 3 Temmuz sürecine bakışım farklı.
Şöyle:
FB cephesi sürekli “yapmadık” savunmasını yaptı/ yapıyor. Kendini aklamaya çalışmaktan, büyük oyuna odaklanamıyor. Şunu anlatmak istiyorum:
Süreci 3 Temmuz 2011 tarihiyle başlatmak; tahliyeler ile sonlandırmak doğru değil.
Süreç 1995’te start aldı:
Sembol iki fotoğraf karesi var.
-Biri; Bosna-Hersek ile dayanışma maçında Fetullah Gülen ile Maradona’nın yan yana oturtulduğu fotoğraf…
-Diğeri; Hakan Şükür‘ün düğünündeki Fetullah Gülen’in şahitlik fotoğrafı…
Cemaat, “futbolun gücünü” bir mürit sayesinde keşfetti: İhsan Kalkavan!
Tarih: 29 Mart 1998.
Beşiktaş Kongresi’nde efsanevi başkan Süleyman Seba’nın karşısına kimi çıkardılar: İhsan Kalkavan!
Medya desteğini arkasına alan Kalkavan destekçileri Seba için ne diyordu:
“16 yıldır başkanlık yapıyorsun yeter artık!”
Seba, Beşiktaş’ı FETÖ’ye teslim etmedi…
İhsan Kalkavan kongre sonucunu alır almaz Altunizade bulunan FETÖ merkezine gitti. Gülen şöyle teselli etti:
“İhsan gün gelecek ‘başkan ol’ diye sana yalvaracaklar!”
3 Temmuz 2011 sürecinde FETÖ müritleri ne dedi:
“Bizim futbola ne ilgimiz olabilir!” Hep yalan konuştular…
SPONSOR: BANK ASYA
Cemaat’in hedefinde sadece üç büyük takım yoktu.
2008 yılı başı…
FETÖ’nün kontrolündeki “Bank Asya” 1. Lig’e sponsor oldu!
Aynı yıl…
-Aziz Yıldırım hakkında hem Kara Kuvvetleri, hem de Hava Kuvvetleri’nde “ihaleye fesat karıştırma soruşturması” açıldı. Bitmedi…
-Aziz Yıldırım’ın, koruması Hüseyin Doğrul üzerinden “İBDA-C Örgütü mensubu” diye telefonları dinlenmeye başlandı. Bitmedi…
-2009 yılında “Devrimci Karargah Örgütü üyesi” diye “Lokman Aksu” kod adıyla dinlendi Aziz Yıldırım. Bitmedi. Askerlik meselesi gibi özel hayatı medya tarafından didiklenmeye başlandı. Kuşkusuz… Önce kamuoyu önünde yıpratıp-gözden düşürüp sonra operasyon yapmak FETÖ taktiği idi.
Operasyon olacak da Taraf gazetesi kullanılmayacak:
“Ergenekon Fenerbahçe’de” diye 2009 yılında manşetler atmaya başladılar. Suç delili stadyuma asılan pankarttı: “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.” Büyük futbolcu Basri’ye “Mehmetçik” dendiğini bilseler; “işte bir başka delil” derlerdi herhalde!
Yıl, 2010. Mehmet Barlas ailesinin internet sitesinde yazan Rauf Atilla Polat, “Baron” adını verdiği Aziz Yıldırım’ı “Askeri Casusluk” soruşturmasına sokmak için günlerce yazdı.
Kumpasın yolları böyle örülmeye başlandı. Ve…
İstanbul’daki İşgal Güçleri 1920 yılında nasıl Fenerbahçe Kulübü’nü basıp- kapatıp, Başkan Sabri Toprak’ı Malta‘ya sürgüne gönderdi ise, yaklaşık 100 yıl sonra 3 Temmuz 2011’de FETÖ polis-savcıları Fenerbahçe’yi basıp Başkan Aziz Yıldırım’ı “esir” aldı…
ERDOĞANLAR’IN DAMADI
Fenerbahçe “esir” düştü ama teslim olmadı! 10 Temmuz günü 400 bin Fenerbahçe taraftarı Bağdat Caddesi’nde protesto yürüyüşü yaparken AKP, FETÖ kumpasına inanmayı tercih etti.
Öyle ki…
14 Nisan 2011… 6222 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine” dair kanun çıktı.
3 Temmuz “şike operasyonu” gösterdi ki, 5-12 yıl arasındaki cezalar çok ağırdı; ortada ölüm varmış gibi cezalar verilecekti.
17 Kasım 2011… Kanundaki cezaların 1-3 yıl arasına indirilmesi teklifi TBMM’ye getirildi. FETÖ ortalığı ayağa kaldırdı. AKP geri adım atmayınca FETÖ, Erdoğanlar’ın damadı Göksel Gümüşdağ‘ı gözaltına aldı! FETÖ dişini gösteriyordu ve AKP hâlâ anlamıyordu! Yine de yasa değişikliği teklifi TBMM’den geçti. Ama. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ilk kez bir yasayı onaylamayıp Meclis’e geri gönderdi!
14 Aralık 2011… AKP yine direndi. Teklifi olduğu gibi Çankaya Köşkü’ne gönderdi ve Gül onaylamak zorunda kaldı!
Yani, FETÖ aslında Erdoğan’a ilk kılıcı -7 Şubat 2012 tarihindeki MİT’e yönelik yaptığı operasyondan- önce çekti… Erdoğan “alnı secdeye değiyor” diye FETÖ’den kuşkulanmadı. Maalesef… Aziz Yıldırım ilk duruşmada söylediği şu sözü bile kavrayamadı:
“Ne şikesi memleket elden gidiyor!”
Gördüğünüz gibi konu dallı budaklı/mevzu derin…
Şok iddia! Soner Yalçın, MİT raporu ile uzaklaştırdığı iddia edilen hakemlerin isimlerini açıkladı