10 Haziran’daki mazbata töreni ile başkanlığı Durdun Özbek’e bırakacak olan Duygun Yarsuvat, görevde kaldırı süreyi drken ilamalarda da bulundu.

Gergin futbolun gülümseten yüzüydünüz… Bu bir strateji miydi?
– Hayır, hayır… İnsanlar yaşlandıkça daha olgun olurlar. Benim bir özelliğim var. Hep gençlerle bir arada olmam. Her sene onların jargonu değişiyor. Onlarla beraber gülüyorum, üzülüyorum. Ne olduğumu biliyorum. Hiçbir zaman kavga ve dövüşle bir meseleyi halledemezsiniz. Ben ceza hukukçusuyum. Hiçbir cezanın toplumda işe yaramadığını gördüm. Adam öldürme suçu nedir: Karşılığında uzun yıllar hapis yatarsınız. Ama adam öldürüyorlar. Adam öldüren kişi alacağı cezayı düşünmez.
Hırçınlık yapmadan da şampiyonluğa ulaşan bir başkan olarak ezberi bozdunuz farkında mısınız?
– Hayır farkında değilim. Çünkü ben tribünlere oynamadım.
En çok canınızın sıkıldığı an hangisiydi?
– İtiraf etmek gerekirse Trabzon’da yenildiğimiz zaman. İstanbul’a gelinceye kadar sürdü.
Fenerbahçe ve başkanı için yapıcı söylemleriniz oldu, Beşiktaş, Trabzonspor için daha azdı. Neden?
– Trabzon ve Beşiktaş ile ilgili bana bir soru gelmediği için… Çünkü benim konuşmalarım spontanedir. Fenerbahçe ile ilgili geldi sorular… Onların cevaplarını verdim. Bana sorulmazsa ben ne diye çıkıp kendi kendime ahkam keseyim.
Hangi olay veya maçtan sonra şampiyonluktan emin oldunuz?
– 25 Mayıs’ta, Başakşehir-Fenerbahçe maçından sonra! Veda yemeğinde… İnanılmayacak bir şey oldu. Sanki önceden ayarlanmış gibi… Evvelden bir olayı ayarlarsanız o olay da sizin planınıza göre gitmezse tatsız olur. Hayatımın en önemli gecesidir.
Galatasaray şampiyon olamasaydı hangi takımın şampiyonluğu üzüntünüzü hafifletirdi?
– Hiçbir takımın şampiyonluğu üzüntümü hafifletmezdi. Gayet normal karşılardım. Yanlışımız nerede diye sorardım. Benim huyum hatayı bulmak… Galatasaray’da okurken sosyoloji ve felsefe derslerinde çok kıymetli hocalarımız vardı. Bir Fransız felsefe hocam vardı. Arkadaş gibiydik. ‘Yolda yürürken ayağınıza bir taş çarptığı zaman ne yaparsanız?’ diye sordu. Bir kısım insan taşa tekme atar, ‘senin yüzünden oldu bu iş’ der. Bu çocuk reaksiyonu… Büyük adam reaksiyonu ise o taşı alıp kenara koyar. Başkası çarpmasın diye… Bu bana her olayda ders oldu.
Dört yıldız ne anlama gelir sizce?
– Başarı…
TERİM BİZE HAMZAOĞLU’NU VERİRKEN, “TÜRKİYE YENİ BİR TEKNİK DİREKTÖR KAZANIYOR” DEDİ…
Hamzaoğlu’nun sizi etkileyen bir sözü veya bir davranışını anlatır mısınız?
– Hamza hocanın kendisi zaten insanı etkiliyor. Konuşması düzgün ve ne söylediğini bilen biri. Oyuncular üzerinde de etkisi bir teknik adam. Ama zor kullanarak değil… En önemlisi de o. Konuşarak etkisi olan, bu işi bilen bir antrenör. Bana Hamzaoğlu’nu almak istiyoruz dediklerinde derhal dedim. Fatih Terim’in yardımcısıydı. Onu getirebilmek için önce Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören ile görüştüm. Ondan sonra Fatih Terim’le görüştüm. Direkt olumlu yaklaştı. Şu cümleyi kullandı: Türkiye yeni bir teknik direktör kazanıyor. Demek ki Hamza’daki potansiyeli keşfetmiş. Bize de tavsiye etti. Kalsın diyebilirdi.
Şampiyonluğun kırılma noktası sizce neredeydi?
– Son maça kadar yoktu. Üç takım, mehter takımı gibiydi. 3 ileri, 1 geri… Bizim Beşiktaş’ı yenmemiz işin rengini belli etti diyebilirim.
Şampiyonluk kutlamalarında Sneijder “Fener ağlama” diye tempo tutunca ne düşündünüz?
– Beni şaşırttı. O kadar Türkçe bildiğini bilmiyordum. Rahatsız olmadım bu hareketinden. Herkes istediğini söyler.
Aziz Yıldırım 12. kez başkan seçildi. Bir şey söylemek ister misiniz?
– (Gülerek) Demek ki yine şampiyon olacağız.. En çok Galatasaray şampiyonluğu gören Fenerbahçe Başkanı.
Galatasaray’ın sizin sözcüklerinizle tarifini duymak isteriz.
– Tarif edilmez. Galatasaray yaşanan ve her daim yaşayan toplumsal bir olay. Türkiye içinde belli prensiplere sahip, bu prensipleri uygulamaya çalışan bir toplum.
Başkan olmaya karar verdiğinizde futboldaki başarı dışında nasıl bir misyon çizdiniz kendinize?
– İşte Galatasaray o. Galatasaray’ı bırakıp giden bir kişiye bırakılmaması gerektiğini ve Galatasaray’ın çok işler yapabileceğini göstermek için ben başkan oldum.
ÜNAL AYSAL’IN ŞAMPİYONLUĞA KATKISI SIFIRDIR
Ünal Aysal’ın şampiyonluktaki payı yüzde kaçtır?
– Sıfır… Giderayak 2 oyuncu monte etti. Pandev ve Dzemaili… Onlar gelecek diye Eboue’yi kenarda bırakmak zorunda kaldık. Sağ bek sıkıntısı çekmemize rağmen… Veysel ve Tarık’tan verim alamadık. Sabri’yi kenara ettiler. Niye ittiler bilmiyorum. Başkan olduğum halde öğrenemedim. Sır olarak kaldı.
Aysal, Terim’i de göndermişti.
– Fatih Terim’in ayrılma süreci büyük hataydı. Biz 4. yıldızı geçen sene de alabilirdik. Ligler başlamış ve hocayla geçinememek inanılır gibi değil… Prandelli gibi olsa, ‘geçinme’ gitsin. Fatih Terim gibi bir hocayı ‘hadi git’ demek, Türk toplumunu hiç tanımamak demektir. Hatası neydi biliyor musunuz onu gönderen kişinin; futbolu bilmemesi, Türk toplumunu tanımaması. Hayatı boyunca Belçika’da yaşamış bir insan, Türkiye’yi unutmuş demektir. Kendisi soyundu Florya’yı idare ederim diye… Ali ve Abdurrahim’i de ekarte ederek. Sonra eline yüzüne bulaştırdı.
Artık “bir bilen”siniz… Gelecek Galatasaray başkanlarına bir tavsiye verir misiniz?
– Kimseye tavsiyede bulunmam. Kimseden de tavsiye almam. Çünkü bu işe soyunmuşsa yeterli bilgisi var demektir. Birisi bana şunu şöyle yap derse terslerim. Benim işimi bana kimse öğretemez.
DURDUN ÖZBEK’İN ÜSLUBU BİRAZ DEĞİŞİK…O ÇOK SERTTİR…
Dursun Bey için ne söyleyeceksiniz?
– Benim yönetim kurulumdaydı. Başarılı bir idarecilik sergiledi. Mali ve idari işlerden sorumluydu. Gönül rahatlığıyla koltuğu devrettim diyebilirim. Ama çok samimi olarak ifade edeyim, üslubu biraz değişik, çok sert… Yaşayıp göreceğiz.
Şampiyonluk kutlamalarına Ali Dürüst-Abdurrahim Albayrak olayı damga vurdu. Size göre nerede yanlış yapıldı?
– İç yüzünü bilmiyorum ama kendi açımdan anlatabilirim. Hazırlanan programda biz iki başkan olarak çıkıp konuşma yapacaktık. Sonra ben düşündüm. Benim başkan olarak ne işim var? Çünkü bu, sporcuların bir bayramı. Dolayısıyla idarecilerin orada bulunmaması gerektiğini düşündüm. İyi de yapmışım esasında. Ama belki yanlış anlaşıldı. Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak açısından yanlış bir değerlendirme oldu. Çünkü onların futbolcular kadar hakkı var. Geldiğim zaman yetki verdim ikisine… İdare etmek sadece futbolcuların başında durup ‘Dur, kalk’ demek değil. Onların dertleriyle uğraşmak, gece gündüz onlarla beraber kolay değil. Onlarla beraber ben de üzüldüm. Bu büyük bir yanlış ve hataydı. Niye böyle yaptılar anlamadım. Albayrak ve Dürüst’ü kazanabiliriz.
YASAMAN MEĞER ÜNAL AYSAL’IN BODY’SİYMİŞ, SONRA ÖĞRENDİK…
Hamdi Yasaman’ın söylemleri başınızı ağrıttı. Pişmanlığınız var mı?
– Sonra keşfettim ki Hamdi, Ünal Aysal ile body body imiş. Ünal Aysal’la yakın olduğunu bilmiyordum. O birdenbire eşbaşkan olmaya kalktı. Maimi’den telefonla yabancı düzenlemesiyle ilgili yorum yapmış, tenkit etmişti. O zaman, ‘kendine gel’ dedim. Bir de dava açmaya kalktı. Niye açıyorsun ve bana sormuyorsun dedim. ‘Chelsea ile oynuyoruz bir tek İngiliz yok. Nasıl bizden başarı bekleniyor. 14 yabancı kadar özgür bir şey var mı? Bunda yanlış olan nedir’ anlat dedim. Hangi kanunu sana sorarak yapıyorlar ki… Üstelik ben bunun olumlu olduğunu söylediğim halde… Yönetim de zaten davayı geri çekti.
Takımda performans olarak sizi en çok etkileyen isimler?
– Hepsi iyi oynadı. Bazen hatalar da yaptılar. Mesela ben Semih’i çok beğenirim. Herkes forvet oyuncularını söyler oysa… Semih Kaya ve Melo harikalar yarattı. Semih çok efendi ve sessiz. Melo yırtıcı, kazanmak için oynuyor. Her takımda Melo gibi bir oyuncuya ihtiyaç vardır. Bu bir sevgi oyunu. Galatasaray seyircisi Melo’yu o kadar çok seviyor ki Brezilya’ya gitse bu sevgi ve alakayı bulamaz. Parayı da bulamaz. Melo bize geldiği sene İtalya’da ‘bidon’ transferdi. En kötü yabancı iken bize geldi ve maya tuttu.
Şampiyonluk gecesi ne yaptınız?
– Şovun içinde olsaydım tadını çıkaramazdım. Şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz gece ise çok rahatladım. O kadar sevindim ki şuursuz bir şekilde davrandım. Stres, stres… Birden gevşiyorsunuz. Feriye’deki veda yemeğimizde eski başbakanlardan Mesut Yılmaz da vardı. Elinde telefon, Başakşehir-Fenerbahçe maçını dinliyordu. İkide bir dürtüyordu. Dürte dürte maçı bitirdik.
Futbol tarihine nasıl yazılmak istersiniz?
– Kurşun kalemle olmasın da…
Galatasaray tarihine?
– Gerçekleri tarih yazdığına göre… (milliyet)

Önceki İçerikMilli maçta kriz bu kez erken aşıldı. Show TV, Bulgaristan ve Kazakistan maçlarını yayınlıyor…
Sonraki İçerikYalçın Uygun, Lucescu röportajının perde arkasını yazdı: Hoca ilk kez yılgın. Kesinlikle Türkiye’ye gelecek, o takım da…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz