SporLig dergisinin yeni sayısı çıktı. Bülent Tuncay, Portreler köşesinde Başakşehirspor’da önemli başarılar yakalayan Abdullah Avcı’yı kaleme aldı.

Şampiyonluk Avcı’sı

İlk Eskişehirspor meydan okumuştu İstanbul’un üç büyüğüne ama tahttan indirip taç giymek Trabzonspor’a nasip olmuştu. Kocaelispor, Sivasspor da denedi ama Anadolu’dan çıkan son kral Bursaspor’du. Şimdi ise üç büyükleri zorlayan dip dalgası uzaklardan değil, içeriden, İstanbul’dan geliyor. Bir zamanlar İstanbul’un ve Türkiye’nin dördüncü büyüğü olan Vefa’nın yetiştirdiği Abdullah Avcı, altyapısından yetişip jübilesini gerçekleştirdiği Vefa’nın yapamadığını hayata geçirmeye çalışıyor.

Abdullah Avcı’yı futbolcu olarak ilk Karagümrük’te izlemiştim. Ceza alanı içinde tutulması çok zor bir santrfordu. Öyle çabuk, pırpır değildi fakat yok güçlüydü. Özellikle hava toplarında rakip savunmalar onunla başa çıkamazdı.
Jübilesinin hemen ardından yolunu çizdi, İstanbulspor’a antrenör oldu. Ardından altyapılarda önemli eksikler olduğunu görerek kariyerinin rotasını A Takım yerine altyapıya kırdı. İstanbulspor’daki başarını onu Florya’ya, Galatasaray U21 Takımı hocalığına, oradan da U17 Milli Takım teknik direktörlüğüne taşıdı. Doğru karar vermiş, yabancı teknik adam cenneti Türkiye’de teknik direktörlüğe uzun yoldan, basamakları tek tek çıkarak gelmişti.
Avcı’nın kariyer planlamasında kestirme yollar pek yok. O hep emekle, çalışarak ve zamana yayarak hedefe varmayı hedefledi. A Takım vakti geldiğini düşündüğünde İstanbul Belediyespor’un başına geçti.
İstanbul Belediyespor’daki başarısı ona Galatasaray’dan teklif de getirdi ama o dönem reddetti bu öneriyi. Sezon ortasında takım almak prensibi değildi. Türk futbolunda pek olmayan bir şeyi, sürdürülebilir başarıyı yakaladığında da A Milli Takım kapısı açıldı ona. Çok şey yapmak istiyordu, adım adım ilerleme geleneğini bir kenara koyup neşteri vurarak hızlı başladı işe. Avrupa’da yetişen gençlere güvendi, takım iskeletini onlardan oluşturdu. Bir ilki denemişti, Milli Takıma Avrupalı aşısı yapmıştı. Ancak skora yansımadı bu genç adamın hamleleri. Ve futbol, en azından Türkiye’de bir skor oyunuydu.
Milli Takımdan sonra güvenli limanına, adını Başakşehir yapan İstanbul Belediyespor’a döndü. Yavaş yavaş, acele etmeden yaralarını sardı, kulüp ekonomik olarak güçlendikçe de çıtayı her sezon bir üste çıkarttı.
Avcı artık genç bir teknik adam değil. Tecrübeli, seviyeli, kontrollü. Yıldızlarla dolan kadrosunu en doğru şekilde sevk ve idare ederek hedefe kilitlenmiş durumda. Bu uğurda çok tartışılan hamleler bile yaptı, Avrupa kupalarını boşlayıp sadece lige odaklandı. Ve şimdi yıllarca verdiği emeklerin hasat zamanı.
Karşısında 7 kez şampiyon olmuş Fatih Terim’in Galatasaray’ı; Siyah-Beyazlılarla 2 kupa kaldırmış Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı var… İşi kolay değil. Güçlü camialarla, güçlü meslektaşları ile bilek güreşi yapıyor. İşi hiç kolay değil. Bakalım Avcı, İstanbul’un üç büyüğüne İstanbul’dan rakip olacak mı?
Önceki İçerikDünya, Fransızların Selçuk Parsadan’ını konuluyor! Dolandırdığı isimler arasında Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç da var
Sonraki İçerikMüthiş solak Sergen Yalçın’ın yükseliş öyküsü… Fehmi Özgüler yazdı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz