Bizi umutlandıran gece…
Hollanda kadrosu açıklandığı dakikalarda homurdanmalar başlamıştı. İlk 11’de Emre’yi bekleyen de vardı, Mehmet Ekici- Colin Kazım’ı da. Volkan Şen ve Ozan neden ilk 11’de olduklarını iyi oyunlarıyla gösterdiler. Fatih Terim kesinlikle bu kadro yapısını bozmamalı. Hatta bu uğurda Arda’yı bile kesebilir.
Maça kendi sahamızda bekleyerek başladık. Hollanda çok pas yapıyor ama bizim kaleye yaklaştıklarında baskıyı artırınca topu kaparak, hızlı çıkma şansları yakalıyorduk. Fakat hızlı çıkma şanslarını pek kullanamadık, ayağa paslarla ve kontrollü bir şekilde Hollanda’nın üzerine gittiğimiz dakikalarda daha etkili olduk.
Burak Yılmaz sahada bambaşka bir karakterde oynadı. Top kontrolü ve olumlu kullanma sayıları Burak karakterinin çok çok ötesindeydi.
Fenerbahçe’de çok iyi işleyen sağ ve sol kanat Hollanda karşısında da iş başındaydı. Sağ kanatta Gökhan Gönül Sneijder ve Depay ikilisine geçit vermedi fakat ileri çıkışlarda alışık olduğumuz Gökhan Gönül yoktu. Sol kanattan yaptığımız ataklarda daha etkiliydik, daha çok bindirmeler yaptık ama golümüz sağ kanattan Gökhan Töre’nin yaptığı ortanın devamında geldi…
İkinci yarıda daha baskılı oynamaya başladı Hollanda. Hiddink elindeki bütün kozları sahaya sürdü. Aslında bu bizim için de bir fırsattı ama oyuncularımız 1-2 atağın dışında hiç ileri gitmeyi düşünmedi. Bu durum rakibin baskılarını daha da artırdı. Ve bunun sonucunda 90 dakika golü bulamayan Hollanda yarım pozisyonda 90+2’de golü buldu.
Maçı 3 puanla bitirmeyi başarabilseydik, kaybettiğimiz puanların en azından zaten yok yazdığımız Hollanda karşısında telafi edebilecektik. Her şeye rağmen Hollanda’dan kendi sahasında 1 puan iyidir.
Şimdi grupta 4.’yüz, puan kaybetme hakkımız yok. Kesinlikle Avrupa şampiyonasında olmalıyız. Hollanda karşısındaki kadro bana gelecek için umut verdi. Dilerim Terim bundan sonra macera aramaz bu takım ve kurgu üzerinde devam eder…
