TRT’den Fatih Altaylı’ya ‘Ersin Düzen’ yanıtı geldi. Altaylı, açıklamaların kendisini ikna etmediğini söyledi.
Altaylı’nın konuyla ilgili bugünkü yazısı şöyle:
Önce Magazin yazarı Ali Eyüboğlu aradı dün.
“Ben TRT Genel Müdürüne sizi yalanlatmak için soru sormadım. Yurt dışında olduğum için sizin TRT ile ilgili yazınızı da okumamıştım bile. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren’le röportaj da yapmadım. İbrahim Eren Bakü’ye davet ettikleri bir grup gazeteci ile sohbet ederken sorduğum sorulara aldığım yanıtları yazdım” dedi.
TRT’nin Bakü’ye davet ettiği gazeteciler arasında imiş Eyüboğlu.
Şöyle anlattı:
“İbrahim Bey ile TRT’nin reklam alıp almaması üzerine bir sohbetti. O sırada ben de sizin daha önce sormuş olduğunuz gibi bu seyahatin masraflarının nasıl karşılandığını sordum. O da ETS Tur’la barter yaptıklarını, normalde alamayacakları bir reklamı barterla alıp, bu seyahat için kasadan para çıkmamasını sağladıklarını söyledi. Ben de bunu yazdım ama bazı internet siteleri bunu sanki ben sizi yalanlatmak için sormuş ve yazmışım gibi bir hava yarattılar. Oysa tam aksine ben de sizin sorduğunuz soruya yanıt arıyordum” dedi.
Daha sonra da TRT Genel Sekreteri İbrahim Keleş aradı.
“Fatih Bey, Genel Müdürümüzün de selamları ile sorularınıza yanıt vermek için aradım” dedi.
Önce Ersin Düzen meselesine değindi:
“Bu konu TBMM komisyonunda da gündeme geldi. Orada da açıkladık. Ersin Düzen TRT’den fatura karşılığı aylık ortalama 27.500 TL almaktadır. Euro 2020 Kupa Günlüğü programı için de kendisine toplamda 27.500 TL ödenecektir” dedi.
“Bu kişinin sahibi ortağı ya da temsilcisi olduğu şirket veya şirketler TRT’ye başkaca hizmetler için fatura kesiyor mu?” diye sordum.
Keleş “Şu anda bu konuda elimde bir bilgi yok. Araştırmadım. Hemen araştırır bununla ilgili de bilgi veririm” dedi.
Futbol Federasyonu ile ilgili olarak da “Kadrolu personelimiz olmadığı için TFF ile olan ilişkisi bizim dışımızda bir ilişkidir. Onunla ilgili bir şey söyleyemeyiz” dedi.
Daha sonra konu Avrupa Futbol Şampiyonası maçlarına götürülen misafirlere geldi.
“Sizin de yazdığınız gibi bu barter. Yani karşılıklı hizmet ile yapılmış bir organizasyon. Biz burada söz konusu reklam verenden ekstra bir gelir sağladık. Normalde satamadığımız bir reklam süresini paraya çevirdik. Siz de TV yönettiniz gayet iyi bilirsiniz. Normal olarak reklam süresi olarak satılamayan bazı dilimler vardır. Biz de o dilimleri barterla satarak bu seyahati organize ettik” dedi.
Ben de kendisine “Reklam verenlerinizi, iş ortaklarınızı götürmenizi anlarım ama gazetecileri ve siyasetçileri götürmenizi anlamam. Beni ikna edemezsiniz” dedim.
İbrahim Keleş de bana gayet kibarca “Sizi ikna etmeye çalışmıyoruz. Sadece nasıl yaptığımızı anlatmaya çalışıyoruz” dedi.
Ben hala TRT’nin gazeteci ve siyasetçileri böyle bir seyahate götürmesini doğru bulmuyorum.