Türk futboluna kara haber! Aykan Köseoğlu vefat etti
Eski futbol hakemlerinden Aykan Köseoğlu, kalp krizi sonucu vefat etti.
1982-92 yılları arasında Türkiye’nin en iyi futbol hakemi olarak kabul edilen Köseoğlu, o dönem derbi maçların 1 numaralı ismiydi.
Aykan Köseoğlu, Galatasaray’ın 14 yıl aradan sonra lig şampiyonu olduğu 7 Haziran 1987’deki Eskişehirspor maçının da hakemiydi. Alman teknik direktör Jupp Derwall yönetimindeki sarı kırmızılı takım, Ali Sami Yen Stadı’nda karşılaştığı Eskişehirspor’u, Prekazi ve Muhammed’in attığı gollerle 2-1 yenerek lig şampiyonluğuna ulaşmıştı.
MHK ESKİ BAŞKANI ERTUĞRUL DİLEK: MÜTHİŞ BİR HAKEMDİ
Aykan Köseoğlu döneminde Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı yapan Ertuğrul Dilek, Köseoğlu için, “Çok müthiş bir hakemdi. Son derece yetenekli ve akıllıydı. Büyük maçları genelde o yönetirdi çünkü gerçekten çok başarılıydı” dedi.
Esas mesleği öğretmenlik olan Aykan Köseoğlu (üstte), uzun yıllar eğitimci olarak hizmet verdi. Aykan Köseoğlu’nun cenazesi, yarın Avcılar Hacı Ahmet Tükenmez Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakkip, Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.(Hürriyet)
—————–
Türkiye Gazetesi Hakem Yazarı Ömer Faruk Ünal, Aykan hocayla ilgili bir yazıyı kaleme aldı:
Bir dönemin yıldız hakemiydi. Hakemliği ve fiziği çok beğenilmişti. 1982-1992 arasında derbiler ve kritik maçlar ondan soruluyordu. Ama o 18 yıl önce sessiz sedasız futbol dünyasından çekildi. Peki neden?
Her gün eve giderken önünden geçtiğim bir lise var. 13 yıldır kullandığım bu güzergâhtaki bu okul hep dikkatimi çekerdi.
Haydar Akın Anadolu Teknik Lisesi.
Bir ara bu lisenin müdürünün eski hakem Aykan Köseoğlu olduğunu duymuştum. Önceki hafta lisenin bahçesinden içeri girdim. Bir beyefendi bahçede dolaşıyordu.
“Okul müdürünü arıyordum” dedim.
“Benim” deyince tanıdım ama emin olmak için “O zaman siz Aykan Köseoğlu’sunuz” dedim.
“Evet evet benim” dedi.
Odasına geçip, hararetli bir sohbete koyulduk.
Aynı zamanda kurucu müdürü olduğu bu lisenin müdürlüğünü 15 yıldır yürütüyormuş. Pırıl pırıl bir lise. 400 öğrencisi var. Başarılı olmasa İstanbul’un göbeğinde 15 yıldır böyle bir lisede müdür tutmazlardı.
Bir buçuk saat içinde neredeyse 20 yılı konuşmaya çalıştık. 1970’lerde Kayseri’de başladığı hakemlikten, veda ettiği 1990’lı yıllara kadar!..
Aykan Köseoğlu‘nun bir dönemin flaş hakemi olduğunu iyi biliyordum. Ama camiadan öyle bir çekilmiş ki, gözlemcilik, MHK üyeliği, dernek hepsine dönmemek üzere veda etmiş bir isim.
Dolabının çekmecesinden çerçeveli bir fotoğraf çıkardı. Bir G.Saray-Beşiktaş derbisi… Yardımcıları Sabri Çelik ve Ergül Yücedağ. 3’ü de bıyıklı. G.Saray’da Cüneyt Tanman, Simoviç, Beşiktaş’ta Gökhan Keskin, Rıza Çalımbay’ların dönemi. Serenomiye giderken bu isimler yanlarında.
Süper Lig’deki ilk maçı Trabzon’un son şampiyon olduğu yılki Bolu-Trabzon maçı… Gözlemcisi Ahen Tüzün. Yüksek bir not almış.
O sezon Trabzon şampiyon olmuş ve tek mağlubiyeti bu maçta almış. Köseoğlu, Şenol Ustaömer’e kırmızı kart göstermiş.
2 hafta sonra Sarıyer-F.Bahçe maçını Ali Sami Yen’de yönetmiş. Bu maçtaki başarısı ve Hilmi Ok‘un beğenmesi önünü daha da açmış.
G.Saray’ın 14 yıl aradan sonra şampiyon olduğu G.Saray-Eskişehir (2-1) maçını yönetmiş.
Meşhur Konya-Tarsus İY maçının hakemi…
8 derbi yönetmiş.
Bir çok hatırasını açık yüreklilikle paylaştı.
Camiadan 18 yıldır uzakta. Kimseyi kötülemiyor. Beklentisi yok. Dolayısıyla rahat konuşuyor. Çok tatlı bir sohbeti var.
Ama ben onun artık üstüne çizgi çektiği hakemlik hayatını ve hatıralarını dinleyebilmek için, içindeki o soğumuş ateşi sanıyorum biraz üfledim.
Çok hakemin hayatını biliyorum. Aykan Köseoğlu‘nun benzerine hiç rastlamamıştım. Çok şeyi konuştuk. Yeri geldikçe yazarız. Belki bunları bir gün televizyon programımızda sizlerin de duyabilmesi için anlatır.
Dedi ki, “Ben 1800 lira öğretmen maaşı alırkan, bir derbiden 300 lira ücret alıyordum.”
Demek o dönemlerde bu iş ne kadar az paralara yapılıyormuş. Şimdi bir maç bir maaşın çok üzerinde.
“Hocam, hakem camiasına kırgın mısın?” diye soruyorum.
Sakin bir şekilde cevap veriyor:
“Kırgın değilim. Zaman zaman cenazelerde bir çoğuyla karşılaşıyoruz. Ama bir iki kişi dışında görüştüğüm yok. Kırgınlığım belki şu noktada olabilir; aklandım, geldim. Hiçbir suçum çıkmadı. Ama kimse ‘devam et’ demedi.”
“Dünya Kupasını, hakemleri, bizim ligdeki hakemleri takip ediyor musunuz?” diye soruyorum.
“Bütün maçları seyrediyorum. Dünya Kupasının, bizim ligin iyi bir takipçisiyim. Rosetti’yi çok beğeniyorum. Bizim ligde Hüseyin Göçek sahaya yakışıyor.”
Bir şeye yanıyor:
“Hakem camiasının içinde kalmaya devam etseydim. Tek bir şeyi yapmak isterdim. Hakem eğitimcisi olmak. Belki öğretmenlikten kaynaklanıyor. 35 yıldır eğitimciyim. Hakem eğitmeyi çok isterdim. Bunun dışında bir ukte yok içimde.”
***
Aykan Hoca‘nın müdürlük yaptığı lisenin önünden kimbilir günde kaç hakem geçiyor.
Döneminin hakemleri neden gidip bir bardak çayını içmezler? Çok sıcakkanlı ve sevecen.
Bence hakemler de ziyaret edebilir. Veya bir seminere davet edilemez mi?
Ben Aykan Hoca‘yı tanımaktan ve dostluk kurmaktan mutlu oldum.
Tarafsız, kompleksleri ve önyargısı olmayan, objektif görüşleri var.
ÖMER FARUK ÜNAL- TÜRKİYE GAZETESİ