Senelerdir birlikte çalıştığım spor camiasının en zor görevlerinden biri
olan Foto Muhabirliği’ni başarı ile yapan TSYD üyesi EROL DEMİRKOL:
“Meslekte artık yeniler
yetişmiyor, üzülüyorum”
“15 yıl Galatasaray muhabirliği yaptım, kulübün bu duruma düşmesine
kahroluyorum. Oysa çok değerli yöneticiler aday olabilir. Bu arada Doğan
Babacan’dan sonra Cüneyt Çakır’ı da kutluyorum”
İnsanlar evlerinde rahat rahat oturur. Bizler tribünde
maçları yazmak için uğraşır. Ama yağmurluymuş, karlıymış, sisliymiş, soğukmuş, sıcakmış, onlar için maalesef farketmiyor. Kimlerden mi bahsediyorum… Bu
mesleğin en büyük emekçilerinden FOTO MUHABİRLERİNDEN … Evet, istesin, istemesin her türlü olayın
içinde, çünkü fotoğraf çekecekler. İşte bizim mesleğin
emekçilerinden eski çalışma arkadaşım EROL DEMİRKOL’da bu ayki konuğum…
Sevgili Erol seninle uzun yıllar birlikte çalıştık. Bu
mesleğe özveriyle büyük emekler verdin. Bizler
seni tanıyoruz. Şimdi de sen bize kendini anlat…
“Evet, abla uzun yıllar önce Tercüman, ardından da
Bulvar’da birlikteydik. Fakülte mezunuyum. Hayri Hiç-
ler’i sen de tanırsın. Beni işe başlatan kişidir. Ben hem
okudum, hem de çalıştım. Daha sonra İsmet Tongo ile
beraber çalıştım. Ama ben şanslıyım. Şöyle ki, Atill
Gökçe olsun, Necip Kapanlı olsun, Kemal Belgin olsun,
Faik Gürses olsun, Faik Çetiner olsun… Hep ustalarla
çalıştık ve onlardan çok şeyler öğrendik. Gençler
şimdi o kadar şanslı değiller. Yaklaşık bir 30 Foto Muhabiri olarak meslek kıdemim oldu. Amatör branşlardan ve okul sporlarından başladık. Şimdikiler gibi
şanslı değildik. Şimdikiler işe başlıyor, hop Birinci Lige
gönderiliyor. Zamanımın merhalelerini atlattık sonra
Galatasaray muhabiri oldum.
Yaklaşık bir 15 Galatasaray
muhabirliği yaptım. UEFA
Şampiyonluğunu yaşadık…”
Şimdi önce Tercüman
sonra Bulvar sonra…
“Evet aynen dediğin gibi
sonra Fotospor’da üç dört
aylık bir dönemim oldu. Ardından Akşam Gazetesi’ni kurduk. Ardından Necil
Ülgen’lerle birlikte Fanatik’te
17 sene çalıştıktan sonra
emekli olduk”
Yaşamında birçok güzel anı vardır. Unutamadıklarından birkaç tanesini bizlerle paylaşır
mısın…
“Çoktur. Fanatik Gazetesi’ndeyiz. Necil Ülgen bizi
Şampiyon Kulüpler çekimine göndermişti. Beşiktaş ve
Galatasaray’a Norveç takımları düşmüştü. Gelin sizlerle röportaj yapalım dediler. Atladık gittik. Ama bendenizin vizesi yoktu. Onun için bir gece gözaltında
tutuldum. Nezarette yattım. Sonra büyükelçiliği aradık.
Onların aracılığı ile maçları izledik. Keyifli röportajlar
yaptık. Yine Hagi ile bir anım vardır. Galatasaray’da bir
idman öncesi, Hagi ile görüşeceğim, hemen idmana
geçildi. Hagi’ye de idmanda bayağı sert giriyorlar. O da
hırsını benden aldı neden burnumun dibinde fotoğraf
çekiyorsun diye. Ama Hagi de ne yapsın. Biz de bir şey
demedik. Hatta Şansal Ağabey de o olayı Lig TV de
çok gösterdi… Sonra Galatasaray’ın Leeds maçı vardır.
İstanbul’da nahoş bir olay yaşanmıştı. Biz de Leeds’e
gittiğimizde çok sıkı emniyet tedbirleri vardı. Ama taraftarlar maç öncesi, maçın içinde ve dışında bizlere
öyle bakışlar atıyorlardı ki, asla unutamam”
Geçen sene Galatasaray üç kupa aldı. Bu sene
ki durumu konuşsak…
“Galatasaray’a inan anormal üzülüyorum. Çünkü
koskoca kulüp böyle bir durumu hak etmiyor. Hatta bu
sene ceza da geldi biliyorsun. Eğer en ufak bir başarı-
sızlık olur ise biliyorsun bu
gelecek seneye sarkacak. Bu
da takımdaki motivasyonu
kötü olarak etkileyecek.
Daha önce Fenerbahçe’de
böyle bir durumu yaşadık ve
çok kötü oldu”
Peki Galatasaray’daki
bu düşüşün sebebi yöneticiler olabilir mi?
“Ben Galatasaray’da böyle
isimsiz bir yönetim görmedim. Çok üzülüyorum. Galatasaray’da aktif görev alıp da çok başarılı olacak insanlar
var. Ama herkes kenara çekilmiş durumda”
Takımlardan hakemlere geçelim…
“Şimdi onlarda da büyük hatalar var. Ama konuşuyorlar. Tabii onlar da insan anlıyorum ama… Mesela Cüneyt Çakır’ı beğenmiyoruz. Fakat Avrupa ona maç üstü
maç veriyor. Ama yine de şunu söylemek isterim. Bizim
için gurur kaynağıdır Cüneyt Çakır. Çünkü Doğan Babacan’dan sonra kimse yoktu”
Türkiye’de nedense dededen toruna bir hakemlik müessesesi oluşmaya başladı…
“Şimdi şöyle söyleyeyim, eğer bir insanda potansiyel varsa neden olmasın. Mesela eskiden sporcu hakemlerimiz vardı. Siz de biliyorsunuz. Bence biraz
eskiye dönmekte fayda var”
İlk imzan ne zaman çıkmıştı hatırlıyor musun…
“Bir okul maçında çıkmıştı. Ardından heyecanla
devam ettik. Bir de enteresan anım vardır. Bir ikinci lig
maçına gönderildim. İşte yıldız tablosunu da ben vereceğim. Hepsi tamam ama ben hakemlerin ismini almaya unutmuşum! Allah’tan çevrem biraz genişti de
arkadaşlardan aldım. Şimdiki arkadaşlar çok şanslı.
Bizim zamanımızda banyoları da biz yapıyorduk. Artık
öyle bir teknoloji var ki, her şey önünde. Ama şu bir
gerçek artık Foto Muhabiri teknolojiye istinaden yetiş-
miyor. Çünkü meslek de pahalı oldu. Bir makine alıyorsun, 10-15 bin dolar”
Sevgili Erol Demirkol sana sağlık hayatında da
başarılar diliyor ve teşekkür ediyoruz…
