SporLig dergisinin Portreler köşesinde bu ay, duayen gazeteci Fehmi Özgüler vardı:
Yaşayan Efsane
Fehmi Özgüler. Türk spor basınının kilometre taşlarından biri. Binlerce habere can veren, onbinlerce fotoğrafla Türk sporunun 51 yılını belgeleyen, arkadaşlarının tabiriyle “Enişte”, aynı zamanda birçok genç gazeteci gibi benim de ustam, dayım olmanın yanı sıra meslek ve hayat rehberim.
Balıkesir Burhaniye’de başlayan hayat yolculuğunun ilk gençlik yıllarında İstanbul’a gelen Özgüler’in yolu basınla 1971 yılında Cumhuriyet Gazetesi spor servisinde kesişiyor. Spor servisinin müdürü Rahmetli Abdülkadir Yücelman tarafından amatör futbol maçlarında görevlendiriliyor. Hafta sonları ve amatör lig maçlarının olduğu haftaiçi günleri statlara giderek haber ve fotoğraf topluyor, daha sonra gazeteye gelerek sayfaları hazırlıyordu. Yaptığı işte o kadar başarılı oluyor ki gazete bir süre sonra amatör maçlar için tam bir sayfa ayırmaya başlıyor. Bir yandan İSKİ’de memurluk görevini yürütürken diğer taraftan da kurduğu ekiple spor basınında fark yaratmayı sürdürüyor.
Gündüzleri çeşitli statlardaki maçları dolaşarak fotoğraf çekiyor, ardından da gazeteye gelip haberlerini hazırlıyor. Bir süre sonra bu sayfalara bir yenisi ekleniyor, haftanın karmalarını da vermeye başlıyor.
1982 yılında Güneş gazetesi kurulur ve spor basınının efsane ismi Necmi Tanyolaç, Özgüler’e transfer teklifinde bulunur.
“Abdülkadir abinin de iznini alarak yeni kurulan Güneş Gazetesine çok iyi para karşılığında transfer oldum. İstanbul amatör futbol ligleri için iki tam sayfa hazırlıyordum. Yine bana bağlı, çeşitli statlardaki maçları takip eden bir ekip vardı, ben de fotoğraflarını çekiyordum. Daha sonra servis müdürü olan Şansal Büyüka, 2. Lig ve 3. Lig sayfalarını sorumluluğunu da bana verdi. Bu yoğun dönemde bugün adı Süper Lig olan Türkiye 1. Ligi maçlarına da gitmeye başladım. Görevlendirmeye göre basketbol, tenis, güreş, voleybol maçlarına da gidip fotoğraf çekiyordum. Bir gün saydım, 12 farklı haberde ve fotoğrafta imzam vardı.” diye anlatıyor o günleri Fehmi Dayı…
1989 yılında bu kez Hürriyet gazetesinin spor servisi müdürü Rahmetli Nezih Alkış’tan davet alıyor ve Türk basınının amiral gemisine transfer oluyor. Yine futbol, basketbol, voleybol, hentbol, atletizm başta olmak üzere birçok branşı foto muhabiri olarak takip ediyor, 2.Lig, 3.Lig maçlarından köşe yazıları yazıyor.
90’lı yıllar medyanın genişleyip büyüdüğü altın çağları. Medyada transferler futboldaki transferleri aratmıyor. Fehmi Özgüler çalışkanlığı ve disiplini ile oldukça gözde. 1992 yılında Şansal Büyüka yönetiminde ikinci baharını yaşayan Milliyet gazetesine transfer oluyor bu kez. Sabahın erken saatlerinde başlayıp gece yarılarına kadar süren haber takibi ve fotoğraf çekimleri devam ediyor. Aynı zamanda 2.Lig ve 3.Lig maçlarına köşe yazıları yazıyor.
1997’de ise Sabah gazetesine transfer oluyor Özgüler. Aynı tempoya bu kez basketbol ve Trabzonspor yorumculuğu da ekleniyor. Trabzonspor’un Trabzon’daki ve deplasmandaki maçlarını takip ediyor, hem fotoğraf çekiyor, hem de köşe yazarlığı yapıyor.
Son olarak YDÜ Kadın Basketbol Takımının Basın Danışmanı,Türkiye Basketbol Federasyonu’nun internet sitesi ve basketbol dergisi için fotoğraflar çeken Özgüler pandemi sürecinde aktif foto muhabirliğini bıraktı.
Meslek hayatı boyunca çoğu fotoğraf dalında olmak üzere çok sayıda ödül alan, TMOK Fair Play Komitesi tarafından spora ve gazetecilik mesleğine katkıları nedeniyle Sportif Fair Play Tanıtım Dalı’nda ödüle layık görülen Özgüler, bugün hala sabah erkenden kalkıyor, günlük gazeteleri alıp okuyor, internet medyasından gelişmeleri anlık takip ediyor ve sosyal medyada tek başına bir gazete gibi sporun nabzını tutmaya devam ediyor.